Zaman akıp giderken Türkiye’deki gündemi takip etmek hayli zor.

Arka arkaya gelen seçimler, iç ve dış krizlerin her türlüsü, kutuplaşmalar derken 15 Temmuz’la sarsıldık.

Birçok kimseyi sıfırladığı gibi birçok teoriyi de beraberinde sıfırlayıp yok etti götürdü 15 Temmuz.

Apolitik gençlik, yeis girdabındaki millet, ayrışma ve siyasal İslam bunlardan bazılarıydı.

Milletimiz bir gecede genlerindeki asaleti ve millet olma şuurunu tutuşturuverdi kurşun ve bombaların ateşiyle.

Sadece futbol sahalarını ve başıboş sokakları dolduğunu zannettiğimiz gençlik, atıverdi ölü toprağını üstünden tank paletlerinin gürültüsüyle.

Asırlardır “Bizden bir şey olmaz” hipnozundan uyandırdı jetlerin gürültüsü.

Herkes söylüyor gerçi ama gerçekten doğru söylüyor. Bir destan yazıldı o gece istikbaldeki bebelerin gözlerindeki umut ışığı parlasın diye.

Bu, milletin zaferidir. Daha önceki zaferlerimiz gibi çalmasınlar elimizden, koparıp almasınlar.

O karanlık gecedeki karanlık yüzlere takılan maskelere dikkat!

1909’dan bu yana bütün darbeler aynı zendakanın (üst aklın) tezgâhı olduğu unutulmamalı.

Dün emanueli-hurşitleri, sağırları-körleri, gürselleri-evrenleri bilmem ne meymenetsiz yüzsüz suratlar. Bugün öztürkü, üveytürkü bilmem kanı bozuk hangi zavallılar taktı o bin bir surat maskeyi.

Yanılıp maskelere takılmamak lazım. Maskelerin arkasındaki kara ellere bakmak lazım. Yetkililerimiz yanılıp, o kara ellerin başka maskeleri takmasına alet olmaması lazım.

Çok basit bir soru.

15 Temmuz’da başarılı olsaydı o hain darbe taşeronları acaba kimlerle ittifak eder ve ilk evvel nereleri -maddi ve manevi- bombalarlardı?

Elcevap: Kemalist ve laik çevreyle –ki onlarda koalisyonun bir parçasıydı- ittifak ede(bili)rdi. İlk iş cemaat ve tarikatleri baskı altına alıp –kendilerince- yok etmek için ellerinden geleni yaparlardı.

Peki, Türkiye’nin sigortası olan cemaat ve tarikatler 15 Temmuz gecesi bu asil ve asıl milletle beraber tankların altına yatıp, göğsünü kurşunlara siper etmedi mi? Etti.

Buna rağmen bugün durum nedir?

Ne acıdır ki aynı darbeci klik, cunta, zındıka komitesi, darbe taşeronları artık ne derseniz deyin. Hep bir ağızdan Cemaat ve Tarikatleri dillerine doladılar ve topyekûn saldırıya geçip vatanperver masum insanları hedef haline getirdiler.

Hükümet yetkilileri dikkatli olmalıdır. Bu milletin kendi iradesiyle hiçbir suretle iktidara taşımayacağı cenah sanki tek başına iktidara gelmiş gibi kadroları doldurmaya başlamıştır.

Masum, mütevazı, vatanperver ve muhafazakâr kitleler, zan altında bırakılıp diken üstünde tutulmaktadır.

Milletimizle hiçbir zaman barışmamış yıllarca bu milletin ensesinde boza pişiren, adı bizden ama ruhu ve kalbi bize yabancı güruh ilk fırsatta intikamını alacak ve en evvelden hedefleri olan “Din öldürülecektir” emrini tatbik etme teşebbüsünden kaçınmayacaklardır.

Kendi elinizle kendinizin sonunu ihzar etmeyin. Bu milleti de zarar dide etmeyin. Bindiğiniz dalı kesmeyin.

Not: Üst akıl önce FETÖ ile dindar insanlar üzerinde ki güven ve itimadı sarstı. Sonrasında Diyanet içindeki ÖZEL klik (Muhterem Görmez Hocaya rağmen) ve bazı sözüm ona ilahiyatçılar eliyle planlı bir şekilde cemaat ve tarikatler hakkında yalan yanlış haberleri yayıyorlar.

Hedef Türkiye’dir ve bu mübarek binanın çökertilmesi için kolon ve sütunlar mesabesindeki manevi dinamikler dinamitlenmek istenmektedir.