Bedelli askerlik için yaş sınırını 25. Bedelini ise 15 bin TL olarak belirleyen devletimizin vicdanına soruyorum. Aldığınız bu karar gerçekten adil mi? Ve uzun dönem askerlik yapmış milyonlarca genç çıkıp, devlete karşı dava açıp, askerde bulunduğu süre zarfında kaybettiği bedellerin faiziyle geri ödenmesini talep etse, bunu karşılayacak bütçemiz varmı?

Kimse yanlış anlamasın lütfen...

Ben bedelli askerlik karşıtı biri değilim ve şu anda bir defaya mahsus olarak bedelli askerliğin getirilmesinin şart olduğunun farkındayım. Fakat devletin bir yanlışı düzelteyim derken, bir başka yanlışı yapmak üzere olduğunun da farkındayım. Toplum vicdanının yara almaması için bunu dile getirmek zorunda olduğumun da farkındayım. Daha önceki yazılarımda da eğer bedelli askerlik getirilecekse, bunun gerçekten hakka ve hukuka uygun bir şekilde getirilmesi gerektiğini defaatle dile getirdim. Konu bedelli askerlikse bunun bedelinin 15 bin TL değil, en alt sınırının 50 bin olması gerektiği.. Hatta hatta bu bedelin, kazanca göre ve kişilerin maddi olanaklarına göre şekillendirilmesi gerektiği kanaatindeyim ki toplum vicdanı yaralanmasın, vatandaşın devletine karşı hissettiği saygı ve sevgi azalmasın. Devlet, milletine güven telkin etsin.

Ben askerlik görevinin bedelli yapılıp yapılmamasına değil, askerlik görevini ifa etmenin çeşitliliğinden dolayı insanlarımız arasında adaletsizliğe sebep olan tarafına dikkatinizi çekmek istiyorum. İşin matematiğinide çok iyi biliyorum aslında. Genç bir nüfus dinamiğine sahibiz. Bu ülkede her yıl 625 bin kişi askerlik çağına geliyor. TSK ise; "bana yılda sadece 340.000 asker lazım, gerisi fuzuli eğitime tabiii tutuluyor" diyor.

Yani işin Türkçesi bu ülkede HERKES askerliğini yapmak istesede, zamanında yapamıyor. Geride ciddi oranda bir yığılma söz konusu oluyor. Şu anda askerlik için bekleyen insan sayısı 5.500.000 mesela...

Devlet ise, bedelli askerliği getirerek, yanlışı yanlışla temizlemek zorunda kalıyor. Bu da toplum vicdanını kirletiyor ve zedeliyor maalesef. Sıradan orta halli bir ailenin çocuğu, mecburi olarak 12 ay boyunca askerlik yaparken, bizim bedelli askerlik, dövizle askerlik. Kısa dönem askerlik gibi konuları tartışıyor olmamız abesle iştigaldir. Kul hakkıdır. Toplum vicdanında kanayan bir yaradır. Kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın. Operasyonlara profesyonel askerlerimiz çıkıyor olsada, hala sınır karakollarında, Hakkari'nin yüksek yüksek dağlarında kışla hizmetleri ve nöbetler normal askerler tarafından icra edilmektedir. Nitekim, askerlerimizin sadece operasyonlarda değil.

Yol kesilerek, tuzaklama yapılarak, karakol ve üs bölgeleri basılırak şehit edildiğinede şahitlik ediyoruz. Hal böyleyken, şimdi ne yapmalı derseniz? Yapılacak şey basittir aslında; yaklaşık bir asır önce kurulmuş ve köhnemiş  askerlik sistemimiz baştan aşağı ucubeleşmişken bedelli askerliği aklayıcı sebepler aramaya kalkmak yerine, sistemi yenilemeyi tartışmalıyız bence.

Bu ülkeye yeni standartlara göre güncellenmiş, milli ve yerli bir ordu lazım. Tabi bu iş öyle kolay kolay olacak bir iş değildir. Zaman ve sabır gerekli. Düşünsenize hayatında eline oyuncak silahtan ve su tabancasından başka silah almamış 20 yaşındaki bir gencimiz askere alınıyor. 26 günlük acemilik eğitimi boyunca ilk 15 günü rap rap, sağa dön, sola dön... Tören geçişi eğitimi... 3 gün silah, 6 gün şoför eğitimi... Ardından ver elini dumanlı dağlar. Sonra? Sonrası yok.

Eğer ihtiyaçlı bir bölgeye verildiyseniz, aldığınız yetersiz eğitime bakılmaksızın dağlarda terörist kovalıyorsunuz. Yok ihtiyaç olmayan bir bölgeye gönderildiyseniz, bol yıldızlı komutanların ayakkabılarını cilalıyor, çaylarını taşıyor, hanımlarına çocuklarına şoförlük yapıyor, askeri gazinolarda içki servisi yapıyor, mutfakta patates soğan soyuyorsunuz. Arada bir de nöbete gidiyorsunuz ve kaybolan 12 ay!

İstihdam edilmemiş koskoca 12 Ay...

İşlerinden ayrılıp, asker ocağına teslim olmuş ve kara kara askerlik bitince nerede çalışacağını düşünen binlerce genç. Tamam, şunu kabul etmek gerekir ki şimdilerde olay biraz değişti. Orduya uzman er ve erbaşlar alındı. Profosyonel denilen sisteme geçiş süreci aşamasından geçiyoruz. Lakin onlarında bir sürü sorunları var. Peki kim geliyor, kim baş vuruyor bu orduya? Ekmek parası derdinde olan gariban vatandaş. Zengin olupta, sözleşmeli er, uzman çavuş olanını gördünüz mü hiç? Yok!

Sonra ne oluyor peki? Milli şuurlu komutanlarımızı tenzih ederek söylüyorum ki, ordumuzun hiyerarşik yapısı altında ezilen üst rütbeli komutanlarımızın egolarını tatmin etmeye yarayan aşağılayıcı tavırlara maruz kalan, horlanan, aşağılanan vatan evlatları, bu işi para ile yaptıkları ve bakmak zorunda oldukları aileleri olduğu için sesini çıkartamadıkları için bu işi vatan aşkı ile değil para ile yapıyor durumuna düşüyorlar.

Oysaki askerlik bir aşktır. Bu görevi aşk bilen komutanlarımız, eskiden ordunun en önünde operasyonlara giderdi. Şimdilerde ise, bırakın önden gitmeyi, arkalarda dahi yoklar maalesef. Ayrıca şimdilerde kimse farkında değil belki ama artık gençlerimiz  bedelli askerlik açıklanması için bekliyorlar. Askere gitmemek için bin takla atıyorlar, bedelli askerlik gündeme gelene kadar da çalışmıyorlar. Askere gitmemek için okumak istemesede okul durumunu uzatıyorlar. Yani işin özü, amaçsız gayesiz başarısız ve niteliksiz bir gençlik yetişiyor...

Velhasılı kelam, diyeceğim o ki; ''Deveye sormuşlar boynun niye eğri? Nerem doğru ki!'' demiş! Bana sorarsanız nacizane fikrim ,YENİLENMELİ, ASKERLİK SİSTEMİMİZ KÖKÜNDEN YENİLENMELİ Kİ TOPLUM VİCDANI YARALANMASIN. Eğer ki mevcut sistemdeki askerlik eğitiminin uzun süreli olması geride insan birikimine sebebiyet veriyorsa ve ileride sistemin tıkanmasına sebebiyet verip, devletimizi bedelli askerliği getirmeye mecbur ediyorsa, askerlikte geçirilen süre,  gerektiği ve herkesin askerlik yapmasına olanak sağlayacağı oranda kısaltılmalı fakat eğitimler aşırı derecede  yoğunlaştırılmalıdır.

Gençlerin maddi imkanları gözetilmeksizin herkese eşit gün ve sürede temel askeri eğitim verilme zorunluluğu getirilmeli ve genç istihdama engel olmaksızın gençlerimiz vakitlice evlerine  gönderilmelidir. Ayrıca yasamıza askerlik sebebiyle işinden ayrılmak zorunda kalan kişilerin, askerliklerinin bitiminde, eski iş yerlerinde boşluk oluştuğu ilk anda askerlini bitirmiş bu kişileri tekrar işe alma zorunluluğu getirilmelidir. Askerlik devlet-ordu-millet arasında kurulan bir bağdır, milletin devletini, devletin vatandaşını, vatandaşın milli unsurları ve düşman unsurları kafasında netleştirebilmesi için hazırlanan milli bir platformdur.

Bu yüzdende makam mevki ve maddi bir deper gözetmeksizin herkese mecburi hale getirilmelidir. Devletin herhangi bir kademesinde görev alabilmek için eğitim falan gözetmeksizin askerliğini yapmış olma mecburiyeti getirilmelidir. Uzman askerlerin "özlük hakları sil baştan düzenlenerek, askerlik cazip hale getirilmeli, sivil ve rütbeli personelin bol yıldızlı komutanların özlük haklarıda yeniden gözden geçirilmeli. Gerekirse komutanların sorumlulukları artırılmalı, emir komutadaki etkinliklerine gerektiği yerlerde makaslama getirilmelidir.

TSK bünyesindeki kariyer gelişim sistemleri yeniden yapılandırılmalı, devletin aleyhinde zerre-i miskal suç işleyen şahısın, rütbesine bakılmaksızın rütbeleri sökülmeli. Emekli olmuş olsa dahi emeklilik maaşı kesilip devletten aldığı bütün paralar için geriye ödeme zorunluluğu getirilmeli. Ayrıca maddi varlıklarına el koyulmalıdır. Bu kişilerin devletten mal kaçırma teşebbüslerine karşıda aile bireylerinin mal varlıklarına da gerektiğinde el koyma yasası getirilmelidir. Ordu profesyonel olmalı. Askerlik ve ordumuz tamamen uzmanlaşmalı. Askerimizin elindeki takım ve techizatı kuvvetli olmalı ki ana kuzularımız gereksiz yere şehit olmasın.

Bunun için de TSK için ayrılan bütçe artırılmalı. Hareket kabiliyeti yüksek, teknolojik donanımlı özelliklerle donatılmış bir ordu şeklinde yapılandırılmaya gidilmelidir. Askerlikte sadece askeri eğitim değil, kişilikle alakalı eğitimlerde verilmelidir. Bu eğitimlerde, kişilerin değerlerini belirleyen unsurun maddiyat değil, her şeyden önce millilik olduğu üstüne bastıra bastıra vurgulanmalıdır.

Mahkeme kararlarında, mahkum tarafından tercihe bağlı olarak, KAMU HİZMETİ kapsamında "operasyonel birliklerde askerlik hizmeti yapma" seçeneği getirilmelidir. Yani gerektiğinde suçlular, tutuklulukları süresi içerisinde askeriye içerisinde istihdam edilebilme özelliğine sahip olmalıdır. Bunun dışında kişilerin askerlik yaptığı süre zarfında SGK ödemeleri devlet tarafından karşılanmalı bunun için ayrıca bir bütçe ayrılmalıdır.

Şu hususu da burada özellikle belirtmekte fayda görüyorum ki, Güçlü Ordu - Güçlü Ekonomi olgusu bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin artmasında birbirlerini dengeleyen iki unsurdur. Güçlü ordusu olmayan bir devlet dünyayı hükmedemez güçlü ekonomisi olmayan bir devlette güçlü ordular organize edemez. Bu sebeple millete düşen görev her anlamda devletinin yanında olmaktır, devlete düşen görev ise vatandaşları arasında makam ve mevki gözetmeksizin herkese eşit şartlarda hizmet edebilmek ve herkese eşit şartlarda bu devlete hizmet etme zorunluluğu getirmektir.