17 Ağustos depreminin merkez üssü Gölcük havzasında Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü akademisyenleri tarafından yapılacak olan araştırma projesi ile bölgenin yeraltı yapısı araştırılacak. 18 ay içinde tamamlanması hedeflenen projede çok sayıda jeofizik ölçümlerle havzanın olası depremlere karşı vereceği tepkinin ortaya çıkarılması hedefleniyor.

Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Proje Birimi tarafından desteklenen Araştırma Altyapı Projesi kapsamında başlatılan bir proje kapsamında, Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü akademisyenleri tarafından ‘Asrın felaketi’ olarak nitelendirilen 17 Ağustos depreminin merkez üssü Gölcük havzasında sık ölçüm noktalarında jeofizik ölçümler alınacak. Olası bir depremde Gölcük havzasının deprem dalgalarının genliğini ne ölçülerde büyüteceği, zeminin depremde ne ölçülerde salınım yapacağı, yeraltının sismik dalgaları iletme hızları ve yüzeyde görünmeyen fayların yeraltındaki dağılımları gibi bilimsel çözümler ayrıntılı bir şekilde haritalanacak. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Oruç tarafından yürütülecek projede aynı bölümden Doç. Dr. Ertan Pekşen, Araştırma Görevlisi Dr. İsmail Kaplanvural, Araştırma Görevlisi Doğukan Durdağ araştırmacı olarak görev alacak. Ayrıca projede bölge civarının daha önce bilinmeyen fayların ve diğer yeraltı yapılarının jeofiziksel özelliklerine göre görüntülenmesiyle fayların ve yer altı yapılarının sığ jeotermal aktivitelerle olan ilişkilerine de ışık tutulacak.

Sonuçlar yerel yönetimlerle paylaşılacak

Proje kapsamında bölgede 100 civarında ölçüm noktasında yerin doğal mikrotitreşimlerinin ölçümleri alınacak. Ölçümlerinin yorumu ve modellenmesiyle tüm bölge zeminin deprem dalgalarının genliğini büyütme değerleri ve hakim salınımları haritalanacak. Ayrıca çok kanallı sismik yöntemlerle Gölcük havzasının sismik özellikleri, sismik dalga hız kesitlerine göre ve üç boyutlu görselleriyle oldukça ayrıntılı bir şekilde görüntülenmiş olacak. Yeraltının bir tür röntgeni çekilmiş olacak. Sonuçlarla deprem dalgaları ile zemin arasındaki etkileşimi ortaya koymanın yanı sıra, sığ jeotermal özelliklere yönelik bilgilerin de çıkarılması amaçlanıyor. Proje ile bölgenin zemin özelliklerine göre depreme dayanıklı olarak yapılaşması ve ekonomisine katkı sunması planlanıyor. Proje sonuçları Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve diğer yerel yönetimlerle de paylaşılacak. Projede elde edilen sonuçlara bağlı olarak çalışma alanının Kartepe havzasına doğru genişletilmesi bekleniyor.

"Yeraltı yapılarının dağılımları ayrıntılı olarak haritalanmış olacak"

Proje ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Bülent Oruç, “Proje Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Proje Birimi tarafından desteklenen Araştırma Altyapı Projesi kapsamında 18 aylık bir dönemi kapsıyor. Gelişmelere göre projemizi destekleyen birime projenin süresini uzatmayı ve çalışma alanını genişletmeyi önermeyi planlıyoruz. Proje alanı olarak özellikle Gölcük havzasını seçmemizin sebebi 17 Ağustos’ta yaşadığımız acılardır. Bu havza jeolojik olarak genç tortul malzemelerin birikmesiyle oluşan zayıf zemin koşullarında bir çökel alanı temsil eder. Gölcük’te felaketin boyutlarının önemli nedeni kötü yapılaşma olsa da zemin dinamiklerinin bilinmemesi de etkili olmuştur. Zamanla tüm Kocaeli için bölgesel ölçekli çalışmalar yapılsa da doğrudan özel bir havzaya yönelik proje kapsamında belirtildiği gibi oldukça ayrıntılı veri setleri bulunmamaktadır. Bu nedenle şimdiye kadar yapılmamış ölçüde sık ölçümlerle zeminin deprem dalgalarına karşı davranış özellikleri ve yeraltı yapılarının dağılımları ayrıntılı olarak haritalanmış olacaktır” dedi.

“Proje sonuçlarını yerel yönetimlerle paylaşacağız”

Projenin bölgedeki yapılaşma süreçlerinde önemli kaynak bilgiler sunacağına dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Oruç, “Projenin sonuçları özellikle zemin dinamiklerine uygun doğru yapılaşma için önemli bir altlık olacaktır. Sonuçları Büyükşehir Beledisiyle ve yerel yönetimlerle paylaşacağız. Uygun görülürse karar verme mekanizmaları içinde de yardımcı olmayı umut ediyoruz. Bu noktada bilim insanları olarak görevimiz projelerle elde ettiğimiz bilgilerle yöneticilerin planlama süreçlerine katkı vermek ve halkımızın yararına çözümler sunmaktır” diye konuştu.