Doç. Dr. Fatih Taşpınar, Düzce’deki hava kirliliğinin sadece ısınma amaçlı evsel yakıt yanması kaynaklı olmadığını, bunun yanında ciddi boyutta endüstriyel ve taşıt trafiği kaynaklı hava kirleticilerinin de atmosferde tespit ettiklerini söyledi.

Düzce Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Taşpınar, hava kirliliğine yönelik alınması gereken önlemler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Düzce’deki hava kirliliği problemleri, online ölçüm değerleri ve uzun dönem istatistiklere göre kış aylarında çok daha fazla nüksetse de yaz aylarında ve neredeyse tüm sene boyunca devam ederek, kronik bir hal aldığına vurgu yapan Doç. Dr. Fatih Taşpınar, yaptıkları ölçümler ve akademik çalışmalarında kirliliğe neden olan birçok etken olduğunun altını çizdi.

Hava kirliliğinin birden çok nedeni var

Düzce’deki hava kirliliğinin sadece ısınma amaçlı evsel yakıt yanması kaynaklı olmadığını, bunun yanında ciddi boyutta endüstriyel ve taşıt trafiği kaynaklı hava kirleticilerinin de atmosferde tespit ettiklerini söyleyen Taşpınar, “Bunlar içinde Düzce’deki ciddi taşıt yoğunluğu düşünüldüğünde yaz ve kış ayları boyunca hava kirliliğine rastlanmaktadır. Düzce’nin etrafı çanak gibi kapalı olan ve yükseltiler arasına sıkışmış, engebeli topoğrafyası, atmosferik sirkülasyon oluşumunu yeterince sağlayamamaktadır. Bu nedenle hava kirleticileri atmosferde yeterince dağılıp seyrelememektedir. Haliyle karışma yüksekliği dediğimiz kirleticilerin yer seviyesinden belli bir yüksekliğe kadar gerekli yatay ve dikey hava hareketleri ile seyrelmenin mümkün olacağı seviye düşmektedir. İnsan yaşamı ile interaksiyon halinde olan bu troposferik alan oldukça düşmekte, Düzce’nin hemen üzerinde 350-400 m gibi bir yükseklikte kapak gibi şehir üzerinde bu tabaka oluşmakta, kirleticiler birikmekte, dağılamamakta ve sürekli bir kirlilik etkisi göstermeye devam etmektedir” dedi.

Rüzgarsız yaz günlerinde ve kış aylarında hava kirliliği aşırı artıyor

Doç. Dr. Fatih Taşpınar, Düzce’nin etrafının kapalı olduğu için sıcaklık inversiyonu ile adveksyion inversiyonunun birlikte etki gösterdiğini, sonuç olarak da karışım yüksekliğinin gerçek anlamda seyrelme olacak yüksek irtifalara ulaşamadığını söyledi.

Düzce’deki hava kirliliğinin; evsel, endüstriyel ve taşıt trafiği kaynaklı çok boyutlu iyi analiz edilmesi gereken bir kirlilik olduğu bilgisini paylaşan Doç. Dr. Taşpınar, “Üniversitemizde Çevre Mühendisliği Bölümü olarak bizler Düzce için 3-boyutlu topoğrafya uyumlu hava kirliliği dağılım modelleri geliştirdik ve yayınlarımızda sunduk, bu çalışmalarımızda gördük ki, Düzce’de rüzgarsız geçen yaz ve kış günlerinde, yani sakin günlerde gerçekten çok yüksek partikül kirliliği oluşuyor. Bazen partikül madde standartlarının 10-20 katına kadar çıkan oranlarda, kötü-durum senaryolu modellerde çıktığı gibi gerçekte de Düzce atmosferinde bu değerler ölçüldü. Bir hava kalitesi modellemesi çalışmamızda sadece taşıt trafiği nedeniyle oluşan partikül kirliliği bile standartların oldukça üzerinde olabileceğini ortaya koymuştuk” ifadelerine yer verdi.

Tüm bu olumsuzlukların ters sağlık etkilerinin ise; üst solunum yolu ve akciğer hastalıkları, kronik astım, bronşit, nefes darlığı ve dahası KOAH ile ortaya çıkabildiğine değinen Taşpınar; özellikle çocukların ve yaşlıların bu havalarda dış ortamlarda dolaşmamaları gerektiğini vurguladı.

Tüm bu belirlemelere istinaden neler yapmak lazım?

Asıl sorunun tüm bu belirlemelere rağmen nelerin yapılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Fatih Taşpınar, “Öncelikle ciddi bir analiz-envanter çalışması ve tespiti yapılmalı, Düzce’nin geniş kapsamlı hava kalite modeli en iyi-en kötü durum senaryolu modeller hazırlanmalı, endüstriyel anlamda sayısal kirletici envanteri çıkarılmalı, sürekli anlamda çalışan SCADA temelli on-line kirlilik izleme sistemi endüstriyel kirlilik yükünün fazla olduğu tespit edilen tesislere kurulmalı/kurdurulmalı ve izleme faaliyetleri sürekli yapılmalıdır. Yakıt tercihi konusunda ise evsel ısınmada yakıt olarak kesinlikle doğal gaz tercih edilmeli, bu desteklenmeli ve gerekirse belli oranda Düzce ili sübvanse edilmelidir. Kirlilik izleme ve tespit konusunda bir diğer önemli yol ise uydu altyapısı ile atmosfer izlenmesi yapılması olup, istenilen alanlar izlenmeli ve değerlendirmelerde oluşan itirazlar halinde sonuçlar uydu imajları ve sayısal analiz yöntemleri ile değer olarak ortaya konulmalıdır” dedi.

Doç. Dr. Fatih Taşpınar, bu çalışmaların yapılabilmesinin mümkün olacağını, Kocaeli gibi çevre illerde de yapılan ve çok iyi sonuçlar alınan süreçler olduğunu söyledi.

Bu uygulamanın Düzce’de Düzce Üniversitesi ve Bölümle beraber uygulanması halinde çok faydalı olacağını ve iyi sonuçlar alınacağını ifade eden Doç. Dr. Taşpınar, kendisinin ve ekibinin konu ile ilgili birkaç girişiminin olduğunu, ancak çeşitli nedenlerden dolayı bu çalışmalarını gerçekleştiremediklerini dile getirdi.

“Temiz hava eylem planının geliştirilmesi ve kararlılıkla uygulanması gerekir”

Düzce için hava kirliliği ile mücadelede acilen ciddi ve kararlı adımlar atılmasını ve buna tüm kamu kurumlarının ve özel sektörün de destek vermesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Fatih Taşpınar, “Hava kirleticilerin atmosferde sürekli kalmasına ve artışına neden olan inversiyon gibi doğa olaylarına belki günümüz teknolojisi ile engel olamasak da kirleticileri atmosfere çok çok daha az vererek gereken seyrelme oranlarının oluşmasını sağlamak mümkündür. Buna istinaden gerekli aksiyonların acilen uygulanması, Düzce temiz hava eylem planının geliştirilmesi ve kararlılıkla uygulanması gereklidir. En kısa sürede Düzce ilinde ciddi bir ortak bilinç ve hareket ortaya konularak Düzce’de temiz atmosfer havası solumak ve yaşanabilir bir çevre elde etmek gayet mümkündür. Bu pandemi sürecinin ve yaşadığımız hava kirliliği epizodunun en kısa sürede bitmesini ifade ederken tüm halkımıza sağlıklı günler dilerim” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.