İlk sosyal medya lincimi Amerika'da kasırga olduğu zaman yemiştim. Hani şu Ahu Tuğba'nın kızına ulaşamadığı ülke olarak nefesimizi tuttuğumuz kasırga var ya heh o zaman.

Ölü sayısını sosyal medya profillerinden ağızlarından salya akıtarak bekleyen ak canları görünce "bu müslüman ahlakı değildir çocuk, yaşlı, bebek, hayvan suçlu suçsuz insanların ölme ihtimallerine sevinmez bir müslüman" dedim diye "vaaay demek sen Amerika'yı savunuyorsun" diyen yüzlerce insan aynı anda linç etmişti beni.

Bundan on sene önce Gülen ölse mezarına çaput bağlayacak adamlar, bundan on sene önce "göz torbalarına karıncalar itelesin it herif" diyebilen beni "senin hocan orada değil mi o yüzden endişelisin" diye fetöcü bile yapmıştı.

Oysa sadece masum insanların canlarını kaybetme ihtimalinden bir müslümanın zevk almaması gerektiğini söylemiştim.

Sonra ki sosyal medya lincimi 975 liraya Abdulhamid kostümü satan gerçek Osmanlı torunu Nilhan Osmanoğlu'nu eleştirdiğim için yaşadım. "Vay efendim sen bir Osmanlı hanedan üyesini nasıl eleştirirsin siz zaten bizim gelişmemize de karşısınız, Osmanlı yeniden dirilecek" diye tepkiler ile karşılaştım.

Oysa ben onlarca defa Osmanlı'ya hayranlığını belirten yazı yazmış kişiydim. Bir yazıda hanedan üyelerinin kapitalizme bir ruhu neden kurban etmemesi gerektiğini anlattım diye linç edilip İngiliz tohumu olmak ile suçlandım.

Üçüncü sosyal medya linci bana göre hepsinden komikti. Diriliş Ertuğrul gibi tarihi dizilerin kurgu olduğunu elinde ekmek bıçağı ile izleyen amcaların durumu abartmaması gerektiğini, bu dizilerin sadece milli şuuru besleme adına belki yararları olacağını ama asla tarih öğretemeyeceğini anlatan bence çok güzel de olan bir yazı yazmıştım. Orada hepsinden yoğun bir lince maruz kaldım. Milli mücadeleyi baltalamaya çalışmak ile suçlanmıştım.

Dün Süleyman Soylu'yu öven yazımı Süleyman Soylu'yu yeren yazı olarak anlayan arkadaşı sükunet ile engelleyince bir şeyi fark ettim, artık üzülmüyorum.

Ufacık eleştirilere tahammülü olmayan insanların yıkımlarının daha büyük olduğuna defalarca şahit olmuş biri olarak bu insanlar adına üzülüyorum aslında.

Sosyal Medya'da ya da gerçek hayatta eleştirilmeyi bırakın kaş çatılmasına bile tahammülü olmayan insanlar ile bir yol yürümek kadar zor bir şey yok.

"Onu ekleyen beni silsin çünkü abuk subuk şeyler yazıyor" kıvamına gelebiliyorsa bir insan oturup ben kibir deryasının hangi dalgasında sörf yapıyorum diye düşünmeye başlamalı.

Dalkavukluk para etsede uzun vadede dalkavukluk itibar kaybı sağlıyor.