Ayhan Çelik, küçük yaşlarda otobüs duraklarında elma satarak harçlığını kazanıyordu. Emekliliğinin ardından doğduğu topraklara dönen Çelik, çocukluk anılarına duyduğu bağlılıkla elma yetiştiriciliğine adım attı. Amacı sadece meyve üretmek değil, Gürün’ün yerli elma türlerini yaşatmak.
100 Dönümlük Bahçede 5 Bin Ağaç Toprakla Buluştu
Çelik, Bahçeiçi köyünde su kaynaklarına yakın, elma yetiştiriciliğine elverişli 100 dönümlük bir arazi satın aldı. Burada yaptığı çalışmalarla, 4 farklı elma türünü 3 ayrı anaca aşılayarak 12 farklı kombinasyon geliştirdi. Bugün bahçesinde yaklaşık 5.100 elma fidanı bulunuyor. Bu fidanlardan ilk ciddi verim 2027 yılında alınacak.
Gürün Elmasına Coğrafi İşaret İçin Başvurdu
Gürün elmasının korunması ve tanıtılması adına önemli adımlar atan Çelik, bu özel ürün için coğrafi işaret başvurusu yaptı. Şah Sarı Sultan, Eyvaniye ve Hünkâr gibi yerel elma türlerinin, yapılan bilimsel testlerle yüksek aromaya ve dayanıklılığa sahip olduğu kanıtlandı. Çelik, bu türlerin neslinin tükenmemesi için yerel üreticilere de örnek olmak istiyor.
"Granny Smith Kadar Dayanıklılar"
Çelik’in açıklamasına göre, Gürün elması soğuk hava depolarında Granny Smith kadar uzun süre dayanabiliyor. Bu da onu sadece yerel pazarda değil, uluslararası pazarda da rekabetçi bir ürün haline getiriyor. Çelik, önümüzdeki yıl sınırlı miktarda ürün alacaklarını, ancak 2027’den itibaren ciddi bir üretim potansiyeline ulaşacaklarını belirtiyor.
Ticaret Değil, Miras Hedefleniyor
Elma yetiştiriciliğini ticari kazançtan ziyade kültürel bir miras olarak gören Ayhan Çelik, gelecek planları arasında babası adına bir vakıf kurmak da olduğunu söyledi. Bahçesini ve elma üretimini bu vakfa devrederek, projenin sürdürülebilirliğini garanti altına almak istiyor.
Gürün Elması İçin Umut Yeniden Yeşeriyor
Ayhan Çelik’in attığı bu adım, sadece bir bahçenin değil, bölgesel bir tarım değerinin de yeniden doğuşunu simgeliyor. Nesli tükenme riski taşıyan Gürün elması, onun girişimi sayesinde yeniden tanınırlık kazanıyor. Bu girişim, geçmişin değerlerine sahip çıkmanın geleceğe atılmış güçlü bir adımı olarak öne çıkıyor.