Hükümet, EYT konusunda ki tavrını/kararını kesinlikle korumalıdır.

Bu talebin maliyeti, mevcut ekonomik durumu çok daha kötüye götüreceği gibi,
Muhatapların iktidara yönelik bitmek bilmeyen hadsiz/tehditvari söylemleri göz önünde bulundurulduğunda, görülüyor ki;

Her yeni taviz, başka bir yeni tavizi doğuruyor.

***

Türkiye'de mevcut emekli sayısı 12,5 milyon,
SGK/çalışan sayısı ise 20 milyondur.

Dünya standartlarında sosyal güvenlik sisteminin gelir-gider dengesini koruyabilmesi için, 1 emekliye karşı en az 3 çalışanın olması gerekmekte.

Türkiye'de bu oran 1'e 2 dahi değilken, olası bir EYT yasası, ilk etapta 400 bin, kademeli olarak da 3.5-4 milyon kişiyi emekli edeceğinden dolayı, zaten zorlanmakta olan sistemi tamamen çökertecektir.

Dolayısıyla EYT talebi ve bir takım siyasetçilerin popülist (ben yaparım/hükümet yapsın) söylemleri, net bir şekilde provokasyon olmakla beraber İMKANSIZDIR.

***

31 Mart ayaklanması;

'Din elden gidiyor, hükümdar dinsizleşiyor, şeriat istiyoruz' diyenlerin Fatih camiisini kurşunlaması ile zirveye ulaşmış ve çok geçmeden 19. yüzyılın en mütedeyyin hükümdarı olan Abdulhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle de sonuçlanmıştı.

Dolayısıyla bugün atılan olta 100 yıllık. Aynı kancaya takılmak ise, en ufak tabirle şuursuzluktur.