SAĞLIK

Geleceğimiz tehdit: Sezaryende dünya birincisiyiz

Abone Ol


YÜZDE 5’TEN YÜZDE 53’E

6284 sayılı kanun, süresiz nafaka gibi yanlış hukuki uygulamalarla dağılan yuvalar ile çocuk nüfus oranının büyük ölçüde gerilediği Türkiye’de, boşanması sağlanamayan çiftlerin yaptıkları doğumlar da kısıtlayıcı etkisi olan sezaryenle gerçekleşiyor.

Normal doğumun tıbben mümkün olmadığı durumda uygulanması gerekirken ülkemizde bir ‘kolay doğum tekniği’ olarak lanse edilen sezaryen, annelerin etrafını sarmış durumda. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre ülkemizde 30 yıl önce 100 bebekten 5’i, 20 yıl önce 100 bebekten 15’i sezaryenle dünyaya gelirken günümüzde iki doğumdan biri sezaryen illetiyle gerçekleşiyor. 1980 darbesinin ardından doğum kontrol uygulamalarının yaygınlaşması sonrası bir ‘doğum metodu’ olarak Türkiye’ye sokulan sezaryenle 1988’de yüzde 5,7, 1993’te yüzde 7, 1998’de yüzde 14, 2003’te yüzde 21 oranında doğum gerçekleşti. 2008’de yüzde 37’ye, 2013’te yüzde 48’e, 2015’te yüzde 51,9’a yükselen sezaryen oranı 2016’da yüzde 53’e tırmandı. 2016’da doğan 1 milyon 248 bin 41 bebekten 676 bin 152’si sezaryen ile dünyaya geldi. 30 yıl öncesine göre yüzde 1000 artan bu oranla Türkiye’de her iki doğumdan biri sezaryenle yapılıyor.

ÖZEL HASTANELERİN PAYI BÜYÜK

Türkiye’de sezaryen doğum oranının yüksek olmasında ‘para’ odaklı çalışan özel hastanelerin büyük payı var. Ailelerden doğum başı ortalama 10 bin TL alınan sezaryende özel hastanelerin oranı, kamu sağlık kurumlarına göre çok ama çok yüksek. Primer sezaryen oranı özel hastanelerde yüzde 40 iken üniversite hastanelerinde yüzde 36, kamu hastanelerinde ise yüzde 16.

TÜRKİYE’NİN EN KÖTÜ LİDERLİĞİ

OECD rakamlarına göre; Türkiye, sezaryen oranlarında yüzde 53’le dünya sıralamasında birinci durumda. Batılı ülkelerde sezaryen ortalaması yüzde 22. Sezaryen sıklığında Türkiye’yi yüzde 36,1’le İtalya takip ediyor. Sezaryende Amerika yüzde 32,5, İngiltere yüzde 23, Hollanda yüzde 15,6 oranında. Siyonist İsrail ise yüzde 15,4 ile OECD ülkelerinde sezaryen listesinin son sırasında.

Kaynak: Yeni Akit (Faruk Arslan)