İZMİR (AA) - Başbakanlık Göç ve İnsani Yardımlardan Sorumlu Başmüşaviri Muhammed Murtaza Yetiş, "Meselenin en yoğun ve yakıcı yaşandığı İzmir'den bütün dünyaya sesleniyoruz, insanlık gereği, uluslararası hukuk gereği ülkelerin kapılarını açması ve zulümden, ölümden kaçan herkesi sahiplenmesi, kucaklaması gerekmektedir" dedi. 

Yetiş, İzmir'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin tarihi, komşuluk, akrabalık ilişkileri çerçevesinde ve insanına yakışır şekilde Suriyelilere misafirperverlik göstermeyi sürdürdüğünü kaydetti. 

Suriye meselesinin 5 yıldır sürdüğünü ve bu süreçte küresel terör meselesi ile küresel mülteci krizinin ortaya çıktığını dile getiren Yetiş, "Her iki sorun da öncelikle Türkiye'nin içinde bulunduğu yakın bölge coğrafyasında önemli etkilere sebebiyet veriyor" dedi.

Hükümetin son derece duyarlı biçimde ve itinayla her iki konuya ilişkin tedbirleri ortaya koyduğunu, çalışmaları da planladığını vurgulayan Yetiş, Türkiye'deki Suriyelilerin eğitimden sağlığa, barınma koşullarına kadar ihtiyaçlarının tespit edildiğini ve karşılanması için çalışmaların yürütüldüğünü anlattı. 

İzmir'de 80 bini aşkın biyometrik kayıt altına alınmış Suriyelinin bulunduğunu belirten Yetiş, "Türkiye'de 2011 yılından bu yana 2 milyon 400 bin Suriyeliyi misafir ediyoruz. Bunların 300 bini kamplarımızda geri kalan 2 milyon civarında Suriyeli de şehirlerimizde" bilgisini verdi. 

- "Aynı tutumumuzu sürdüreceğiz"

Ekonomik, toplumsal ve güvenlik anlamında meselenin önemli maliyetler ortaya çıkardığına işaret eden Yetiş, şöyle konuştu:

"İnsanımızın duyarlılığı ile önemli bir toplumsal soruna yol açmadan, çok ciddi hassasiyetle çalışmalarımızı götürmeye çalıştık. İlk gün ortaya koyduğumuz açık kapı politikasıyla zulümden, ölümden kaçan herkesin hangi mezhepten, dinden olursa olsun gelen tüm insanların kapıların açılarak kucaklanması anlayışını bugüne kadar devam ettirdik. Bundan sonra aynı duyarlılığımızı, tutumumuzu sürdüreceğiz."

Türkiye'nin duyarlılığının dünya tarafından son derece memnuniyetle karşılandığını da vurgulayan Yetiş, "Ümit ediyoruz ki bugün kendi sınırlarını korumakla meşgul ülkelerin yönetimlerinin biraz da insanları korumaya yönelik adımları atması sağlanır" dedi. 

- "Sadece güvenlik önlemleriyle çözülmesi mümkün değil"

Türkiye'nin ortaya koyduğu duyarlı yaklaşımın sadece yakın bölge ülkeleriyle sınırlı kalmaması gerektiğine vurgu yapan Yetiş, bütün dünya ülkelerinin, uluslararası hukukun insani ve ahlaki temelde zorunluluk olarak yüklediği misyonu, sorumluluğu yerine getirmesini istedi. 

Yetiş, İzmir'in Avrupa'ya geçiş konusunda önemli bir kavşak olduğunu, sorunun sadece birtakım güvenlik önlemleriyle çözülemeyeceğini de ifade etti. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm kolluk kuvvetleriyle tedbirleri almayı sürdürdüğünü hatırlatan Yetiş, şöyle devam etti:

"Ancak bu kriz sadece Türkiye'nin yüklenmesi ile aşılacak bir kriz olmadığı gibi geçişlerin de sadece Türkiye'nin bu bölgede alacağı tedbirlerle önlenemeyeceği de aşikar. Bizim bu konuda dost ülkelerden temel beklentimiz elbette ki uluslararası hukukun yüklediği temel görevi yerine getirmeleri ve insanların ölümle pençeleşerek, denizlerde büyük risk alarak geçişi yerine düzenli yollarla geçmelerinin sağlanması, kapıların açılması. Buradan, meselenin en yoğun ve yakıcı yaşandığı İzmir'den bütün dünyaya sesleniyoruz, insanlık gereği, uluslararası hukuk gereği ülkelerin kapılarını açması ve zulümden, ölümden kaçan herkesi sahiplenmesi, kucaklaması gerekmektedir. Meselenin sadece güvenlik boyutuna indirgenmesi son derece yanlış olacaktır."

Ege Bölgesi'nde denizden 90 bin insanın kurtarıldığını ve kurtarılanların Suriyelilerle sınırlı olmadığını vurgulayan Yetiş, "Meselenin savaş koşulları, ekonomik zorluklar, küresel adaletsizlik gibi son derece önemli boyutlarının olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor. Temel problemlere çözüm üretilmedikçe meselenin sonuçlandırılamayacağını herkes biliyor" diye konuştu.

Gazetecilerin, Suriyeliler için ne kadar para harcandığına ilişkin sorusunu da yanıtlayan Muhammed Murtaza Yetiş, "Kamuoyunda paylaşıldı. Rakamlar her gün değişiyor. Bu işin maliyeti sürekli artıyor. Kamplarda kalan 270 bin civarında Suriyeli misafirimiz için günlük harcamamız 2,5 milyon. Buradan hesaplarsanız... En son Sayın Cumhurbaşkanımız ifade etmişti, kamunun ve sivil toplumun harcadığı toplam rakam yaklaşık 9 milyar dolar civarında" diye konuştu.