Kütahya’da yapılan Ege Marmara Genişletilmiş Baro Başkanları Toplantısı’nda hukuksal sorunlar ile avukatlık mesleğine ilişkin sorunlar görüşüldü. Sonuç bildirgesinde, "Olağanüstü hal artık kaldırılmalıdır" denildi.

Kütahya Barosu ev sahipliğinde düzenlenen Ege ve Marmara Bölgeleri Genişletilmiş Baro Başkanları Toplantısı öncesi, şehitler için saygı duruşunda bulunuldu.

Ege Marmara Genişletilmiş Baro Başkanları toplantısının ardından sonuç bildirgesi yayınlandı. Sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:

”Baro başkanları, Türkiye’de devam eden OHAL’in derhal sona erdirilmesinin gerekliliğine işaret etmişlerdir. Demokratik rejime alternatif olarak gelişen bu süreçte, hükümetin hukuksal ve anayasal her türlü denetimden uzak olan bir işlevde olması hukuk devleti açısından son derecede tehlikeli bir gelişme olarak tanımlanmıştır. Hukukun evrensel ilkelerinin genel kabule ulaştırdığı adalete erişim ve adil yargılanma ilkelerinin ciddi biçimde ihlal edildiğine işaret eden Baro Başkanları, bu ilkelere yeniden kavuşulmasının yaşamsal olduğunu vurgulamışlardır. Bu süreçte özellikle de savunma mesleğine yönelik olarak KHK’lar ile getirilen sınırlamaların yargılamaları ciddi biçimde etkilediği ve evrensel normlardan uzaklaşıldığı konularında uyarıda bulunmayı görevleri olarak saymışlardır. Cezaevlerinin değişen koşullarından yargılamalara ve savunmaya ilişkin kısıtlamalara kadar bir dizi karar ve sonucun hukuk devleti tanımına uymadığı saptanmıştır. Keza, Anayasa’nın 138. Maddesi ile belirlenmiş ilkelerin uzağında kalınması nedeni ile yargıya müdahalelerin olağanüstü boyutlara vardığı ve bu nedenle yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının da ciddi biçimde ihlal edilmiş olduğu tespit edilmiştir.”

"Kötü muamele iddiaları yeniden gündemde"

OHAL koşullarının zorlanmasının doğal sonucu olarak kötü muamele iddialarının yeniden gündeme geldiğine dikkat çekilen açıklamada, ”Baro Başkanları, kamunun koruması altında bulunan herkesin şüpheli bile olsa devlet teminatı altında bulunduğu hususunu hatırlatmayı, görevlerinin gereği saymaktadırlar. Emniyet Müdürlüklerinde ‘intihar ettiği’ iddia edilen şüpheliler ile ilgili kamuoyunu tatmin edecek herhangi bir işlem yapılmaz iken, hakkında beraat kararı verilmiş sanıkların, gözaltında iken adli tıp raporları ile kanıtlanan işkence iddiaları karşısında, idari soruşturmaların dahi sonuçlandırılamamış olması, kolluk kuvvetlerine karşı yeni ve olumsuz bir algının doğumuna neden olmuştur. OHAL sürecinde işkencenin vardığı boyut, gözaltındaki avukatlara dahi sirayet etmiştir. OHAL sürecinin en belirgin özelliklerinden biri de tutuklamaların ciddi ölçüde çoğalmış olmasıdır. Diğer yandan kaygı yaratan uzun tutukluluk sürelerinin de giderek artık ciddi boyutlara vardığına tanık olunmuştur. Bu bağlamda özellikle gazetecilere yönelik olarak tutuklama yolu ile geliştirilen ‘gözdağı’ süreci, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü ciddi biçimde ihlal etmiş ve ülkemizin özgür dünya üzerindeki itibarını sarsan ciddi boyutları ifade etmiştir” görüşlerine yer verildi.

Çocuk istismarları

Baro Başkanlarının, devlet kavramının tanımı içerisindeki temel kurumsallıkların cemaatlere teslim edilmesi sureti ile dönüştürülen yapının mağdur ettiği çocukların istismara uğramış olmalarını, çok ciddi bir tehdit olarak gördüklerini ifade ettikleri sonuç bildirgesinde,”Cemaat yurtlarına terk edilen çocuklarımızın, cinsel istismara maruz kalmalarının, kabul edilebilir, geçiştirilebilir ya da sessiz kalınacak bir olgu olarak tanımlanması ve yeterli tepkinin verilmemiş olmasının ‘utanç’ vesilesi olduğu konusunda mutabıktırlar. Kayıtsızlığın geldiği boyutların 38 günlük Tatar Bebeğe kadar vardırılmış olmasının Baro Başkanları üzerindeki en temel vurgusu kesin bir dille ifade edilmektedir; Cemaat yurtları derhal kapatılmalıdır" denildi.

“Çevre sorunları giderek artan bir boyut kazandı”

Toplantıya katılan Baro Başkanları son bir yıl içerisinde ülkemizde çevre sorunlarının giderek artan bir boyut kazanmakta olduğuna işaret ederek, “Özellikle de ranta dayalı olarak gelişen bu sürece ilişkin Baroların Avukatlık yasasından kaynaklanan müdahale gücünü müzakere etmişler, Barolar tarafından açılan bu tür davalarda hak ehliyetinin bulunmadığı yolundaki yargı kararlarının sürecin geldiği nokta itibariyle, kararı veren yargı organlarının da sorumlu kılacağı noktasında birleşmişlerdir. Son kez Gölcük Milli Parkında yaşanmakta olan ve toplumsal baskıya rağmen geri alınmayan kararların diğer örnekleri de Çanakkale Kaz Dağları, Artvin Cerattepe, İzmir Efemçukuru, Uşak-Kütahya Muratdağı, Menderes Havzası, Aydın Germencik, Bursa Uludağ, Uluabat ve İznik, Karadenizde ve ülkenin diğer kesimlerinde yaşanmaktadır. Keza, RES ve HES santralleri uğruna feda edilen değerler de bu rant arayışlarına dahildir. Bu süreçte özellikle ÇED raporlarının aranmaması veya bu raporlara uyulmaması şeklinde verilen hukuka aykırılıklar siyaseti rant anlayışı ile birleştirilmektedir. Baro Başkanları, gelişen süreçte avukatlık mesleğine ilişkin öteden beri besledikleri kaygının giderek çok önemli bir boyut kazandığını tespit etmişlerdir. Denetimsiz bir biçimde ve ihtiyacı aşan bir boyutta açılmış olan ve halen de açılmaya devam eden Hukuk Fakültelerinin verdiği mezunların avukatlık mesleğine tehdit oluşturan bir konuma geldiği saptanmıştır” denildi.

Sonuç bildirgesinin sonunda,”Türkiye; hukuk devleti mücadelesi vermesi gereken, yargısını bağımsız ve tarafsız kılması için yapısal reformlara ihtiyaç duyan çok önemli bir zaman dilimini yaşamaktadır. Bu bağlamda demokrasi inançlarını pekiştiren Baro Başkanları, demokratik gelişim süreçlerine en çok ihtiyaç duyulan bu aşamaların, OHAL süreci ile sürdürülmekte olmasını son derecede kaygı ile karşılamakta ve bir hukuk reformuna işaret etmektedir” şeklinde görüşlere yer verildi.

Baro Başkanları Toplantısı’na Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran, Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt, Balıkesir Barosu Başkanı Erol Kayabay, Bilecik Baro Başkan Yrd. Hasan Şahin, Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, Çanakkale Barosu Başkanı Bülent Şarlan, Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, Eskişehir Barosu Başkanı Rıza Öztekin, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, Kırklareli Barosu Başkanı Turgay Hınız, Kocaeli Barosu Başkanı Sertif Gökçe, Kütahya Barosu Başkanı Ahmet Atam, Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun, Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, Tekirdağ Barosu Başkanı Erhan Sezer ve Uşak Barosu Başkanı Gürcan Sağcan katıldı.