Uluslararası Koruma ve Göç, Göçmen Kaçakçılığı ve Uluslararası Uygulamalar Konferansı düzenlendi. Konferansta konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, "Dünya bugüne kadar göçmenlere uyum politikaları geliştirdi. Oysa biz mültecilere yönelik politikaları geliştiriyoruz. Arada önemli bir fark var" dedi.

Karma Göç Hareketlerinde Uluslararası Koruma ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi-3 kapsamında gerçekleştirilen konferansa 12 ülkeden 30 yabancı temsilcinin katılımıyla bir otelde düzenlendi. Konferansa İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Katharina Lumpp, Ankara Valisi Vasip Şahin ve Jandarma Asayiş Başkanı Tümgeneral Fuat Güney katıldı.

Türkiye’nin düzensiz göçmen ve göçmen kaçakçılığına verdiği mücadelenin önemine dikkat çeken Ersoy, “Dünyada terörden ve göçten en çok etkilenen düzensiz göçün uyuşturucu ticaretini ve yabancı terörist savaşçılarını en önemli hedef ve geçiş güzergahında bulunan, hem ana karası hem de etrafındaki 3 ayrı deniz, kontrol altında tutmak olan bir ülkenin Türkiye’nin jandarma teşkilatı olarak size ev sahipliği yapıyoruz. Dünyada bugüne kadar eşine az rastlanır bir süreci yönetmek zorunda bırakılıyoruz. Diğer yandan küresel göçü yönetiyoruz. Zorlu bir mücadele veriyoruz” dedi. Düzensiz göçmenlerinin verilerini paylaşan Ersoy, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin dünya gündemine konu olan göç ve göçmenler uluslararası insanlık sorunun çözümüne katkı sağlarken, bir yandan da düzensiz göçe karşı mücadelemiz sürdürüyoruz. 2017 yılında 170 bin olan düzensiz göçmen yakalanma sayımız, 2018’de 268 bin, hale hazırda 350 bini aşmış durumdayız. Yıl sonu beklentimiz 400 bin, 2018 yılı Ekim ve 2019 yılı Ekim arasında sadece İstanbul’daki düzensiz göçmen sayısının artışının yüzde 270 bin olduğunu ifade edersek herhalde meselenin boyutunu ortaya koymuş oluruz. Dünya bugüne kadar göçmenlere uyum politikaları geliştirdi. Oysa biz mültecilere yönelik politikaları geliştiriyoruz. Arada önemli bir fark var. Batılı ülkeler gerekli iş gücünü geliştirmek için göçmen talep ederek, onları uyumlaştırdı. Oysa bugün bizim yaşadığımız durum farklı, her şeyini kaybetmiş, ölümden kaçmış ne yapacağını bilmeyen insanlarla kadın çocuk olan insanlara uyum politikası geliştiriyoruz.”

Türkiye’nin mültecilere verdiği öneme değinen Orgeneral Çetin ise şu ifadeleri kullandı:

Ülkemiz tarihten bu yana kitlesel göç hareketlerini hedefi olmuştur. Hale hazırda çoğunluğu Suriyeli olmak üzere 5 milyon mülteci Türkiye de bulunmakta. Ve biz bunlara ev sahipliğini yapıyoruz. Türkiye bir yandan 5 milyona yaklaşan göçmene insan onuruna yakışır bir şekilde bütün imkanlarını seferber ederken, diğer yandan göçmen kaçakçılıyla mücadelesini sürdürmekte. Türkiye bu konuda yalnız bırakılmıştır. Dünyamızdaki en büyük tehlike düzensiz göçmen olacaktır. Tüm dünya bundan rahatsız. Hiçbir dünya ülkesi göçmen kaçaklığı tek başına mücadele edemez.”

Katharina Lumpp ise sınır ötesi göçlerin birkaç ülkeye bırakılmayacağını ifade ederek 1951 yılında imzalanan Mülteciler sözleşmenin önemine vurgu yaptı. Jandarma Asayiş Başkanı Tümgeneral Güney etkinlikte düzensiz göçmenlik konusunda bir sunum yaptı.

Daha sonrasında ise aile fotoğrafı çektirildi.