İZMİR (AA) - ÖMER SÜT - Başbakanlık Mültecilerden Sorumlu Başmüşaviri Murtaza Yetiş, Batılı ülkelerin Suriyeli sığınmacılarla ilgili bir taraftan Türkiye'yi takdir ettiğini diğer taraftan da kapılarını kapatarak sorunu görmezden gelmeyi sürdürdüğünü belirterek, "Son dönemde Edirne krizinde de görüldüğü üzere sığınmacılar seslerini dünyaya duyurmak amacıyla ülkemizde çeşitli eylemler düzenledi fakat uluslararası toplum Suriyelilerin çığlığını duymak istemedi" dedi.

Yetiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Batılı ülkeler ile uluslararası kuruluşların Suriye sorunu ve sığınmacılara yönelik yaklaşımlarını eleştirdi. 

Türkiye'nin, Suriye'deki rejimin neden olduğu büyük felakete karşı en başından beri insani diplomasi yürüttüğünü anımsatan Yetiş, "açık kapı" politikasıyla Suriyeli sığınmacıların can güvenliğinin korunmasının amaçladığını söyledi.

İki milyondan fazla sığınmacının normal bir yaşantıya sahip olması için kamplarda ve serbest ikamet yoluyla şehirlerde devletin her türlü desteği sağladığını aktaran Yetiş, buna rağmen Türkiye'nin omuzlarındaki ağır yükün paylaşılması bakımından uluslararası toplumun ilgisizliğinin yanında AB ülkelerinin sınırlarını kapatmasının trajedinin daha da büyümesine yol açtığını kaydetti.

Geniş etkileri bulunan göç sorunuyla uğraşan Türkiye'nin, sığınmacıları korumak için sergilediği özverili siyasetin uluslararası kamuoyu tarafından hak ettiği desteği görmediğine işaret eden Yetiş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Batılı ülkeler bir taraftan Türkiye'yi bu çabaları dolayısıyla takdir ederken diğer taraftan mültecilere kapılarını kapatmak suretiyle soruna gözlerini kapatmayı sürdürmektedir. Yunanistan, hala sığınmacıların deniz yoluyla AB ülkelerine gidişlerini önlemek amacıyla uluslararası karasularında hukuk dışı uygulamalarına devam etmektedir. Ülkeye ulaşmayı başarabilenler ise tam bir sefalet içinde hayata tutunmaya çalışmaktadır. Macaristan, tüm sınırlarını kapatmayı ve soğuk savaş dönemindeki gibi sığınmacılara karşı duvar örmeyi sürdürmektedir. Avusturya, Sırbistan ve Hırvatistan'ın yanı sıra Almanya'nın sergilediği benzer yaklaşım, insani değerlerin sığınmacı kriziyle test edildiğini göstermesi bakımından anlamlıdır." 

-"Batı dünyası politikalarını gözden geçirmeli"

Yetiş, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in kısa süre önce mültecileri umutlandıran açıklama yaptığını ancak somut bir durum gerçekleşmediğini savundu.

Bu durumun, Batı'nın izlediği politikanın "tam bir politikasızlık" olduğunu göstermesi açısından önemine değinen Yetiş, "Son dönemde Edirne krizinde de görüldüğü üzere sığınmacılar seslerini dünyaya duyurmak amacıyla ülkemizde çeşitli eylemler düzenledi fakat uluslararası toplum Suriyelilerin çığlığını duymak istemedi" diye konuştu.

Batılı ülkelerin son dönemde nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayacak özellikteki mültecileri seçerek kabul etmeye çalışmasının, "mülteci hakları hukukunun ihlali" anlamına geldiğini ifade eden Yetiş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tür insani krizlerin siyasi ve ekonomik çıkarlara alet edilmesi son derece üzüntü vericidir. Aşırı sağ grupların Avrupa’da yabancı düşmanlığı politikalarını güçlendirmek amacıyla mülteci ve sığınmacılara karşı yürüttükleri kampanyalar, salgın hastalık gibi tüm kıtaya yayılmaktadır. Dolayısıyla bir şekilde batı ülkelerine ulaşabilen mültecileri, ciddi şekilde ırkçı ve ayrımcı uygulamalar beklemektedir. Kısacası Batı dünyası, mülteci ve sığınmacı politikalarını acil olarak gözden geçirip insan hakları değerlerine ihanet etmemek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyadır."

-Türkiye'den Suriyeliler için yeni önlemler

Yetiş, Türkiye'nin, Batı'nın bu yaklaşımlarına rağmen Suriyeli sığınmacıların insani koşullarının iyileştirilmesi için her türlü fedakarlığı yapacağını bildirdi.

Sığınmacıların barınma, gıda, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yeni önlemler alındığını anlatan Yetiş, "Ülkemiz, Suriyeli sığınmacılar konusunda başarılı bir sınav verdi, vermeye de devam ediyor. Bütün zorluklara rağmen sığınmacı krizinde izlediğimiz diplomasi dünyaya örnek olacak niteliktedir" dedi.