MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhuriyet, milletin üstünde hiçbir otorite veya makam tanımayan, temeli ve dayandığı esas milli egemenlik olan fazilet demektir. Hüküm milletindir, hükumet millettir" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) gerçekleştirilen MHP grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. 57’nci Hükumet kabinesinde Sağlık Bakanlığı yapan Prof. Dr. Osman Durmuş’un vefatının derin bir üzüntüye sebebiyet verdiğini vurgulayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Değerli dava arkadaşım, siyaset ve ilim hayatına silinmez izler bırakan, Prof. Dr. Osman Durmuş’u kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Merhum kardeşim Osman Durmuş, inanmış bir ülkücü, çalışkan bir hekim, başarılı bir siyasetçi, ahlaklı bir insan, mücadeleci bir devlet adamı, kısacası adam gibi adamdı. Partimizin siyasi sorumluluk üstlendiği 57’nci Cumhuriyet Hükumeti’nde Sağlık Bakanı olarak görev almış, dirayeti, gayreti, tecrübesi, bilgi birikimi, samimiyeti ve cesaretiyle taraflı tarafsız herkesin takdirini toplamıştı. O şimdi ebediyete irtihal etti. Bir hilal gibi kayıp aramızdan ayrıldı. Üzüntümüz büyüktür” şeklinde konuştu.

"Türk milliyetçileri olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tutarlı ve tafsilatlı bir tarih şuuru ile bakıyor, bu şekilde yorumluyoruz"

Bir şeyin izahına bakmanın o şeyin tarihine bakmak olduğunu vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “İnsanın ufuk derinliği kazanabilmesinin hatta ufuk ötesini görebilmesinin, kabiliyet ve kalitesi, şahsi tecrübe sınırlarını aşıp daha geriye gitmesine bağlıdır. Merhum hocamız Prof. Dr. Erol Güngör’e kulak verirsek, ‘Bir şeyin izahını yapmak, her şeyden önce onun tarihine bakmak demektir.’ Yine Güngör hocamıza göre, ‘Milli devletler, milli tarih şuuru üzerine bina edilmiştir. Tarih şuuru ise tarihin akışı hakkında, belli bir görüş sahibi olmak, tarihi olayları manalı bir bütün içindeki parçalar halinde görmektir.’ Bu sayede aramızda sonsuz bir geçmişin bulunduğunu, önümüzde de sonsuz bir geleceğin durduğunu kavrar, kararlarımızı buna müzahir tayin ve tespit ederiz. Türk milliyetçileri olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tutarlı ve tafsilatlı bir tarih şuuru ile bakıyor, bu şekilde yorumluyoruz” diye konuştu.

“Tarih birdir ve bütündür, adı da Türk tarihidir”

Eskiden bugüne kadar gelen konuların, geçmişin bilgisi ve geleceğin ufku ile yorumlanması gerektiğini belirten Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarını şuurla idrak edemeyenler için yanlışa düşmek, çelişkide bocalamak, değişime ve gelişime direnç göstermek kaçınılmazdır. Bizim tarih anlayışımız devri, coğrafya algımız dönemsel değildir. Tarih ve coğrafyaya baktığımızda gördüğümüz dağınık parçalardan, birbirinden kopuk paydalardan müteşekkil bir yapı da değildir. Tarih birdir ve bütündür, adı da Türk tarihidir. Coğrafya birdir ve bellidir, adı da Türk vatanıdır. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergahından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek asla gösterilemeyecektir. Aksi teşebbüs ve tevessüller tarihsizliktir, tahammülsüzlüktür, köksüzlüğün tezahürüdür” ifadelerini kullandı.

“Hüküm milletindir, hükumet millettir”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 14 Ekim 1925’te İzmir’de yaptığı konuşmasında, Cumhuriyet’in milletin kendi istek ve arzusu ile oluştuğu ifadelerini hatırlatan Bahçeli şunları kaydetti:

“Samsun’dan sonra Anadolu’nun içlerine doğru ilerleyerek, vilayetlere ve kolordu kumandanlarına gönderdiği meşhur Amasya Genelgesi’nde Türk yurdunun ve istiklâlinin kurtarılması yolundaki parolayı şu şekilde dile getirmişti: ‘Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet fikrini ta Milli Mücadele yıllarına kadar bir sır gibi vicdanında taşımıştı. Erzurum Kongresi’nin toplanmasından önce, Mazhar Müfit Kansu’nun, ileride kurulmasını düşündüğü hükumet biçiminin ne olacağı sorusuna şu cevabı vermişti: ‘Açıkça söyleyeyim, hükumet biçimi zamanı gelince Cumhuriyet olacaktır.’ İşte beklenen o zaman 97 yıl önce gelmiş, 28 Ekim 1923’te Çankaya Köşkü’nde milletvekilleri ve yakın arkadaşlarının bulunduğu yemek masasında, ‘Efendiler! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ diyerek kurtuluşun eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni müjdelemiştir. 29 Ekim günü de TBMM’de Cumhuriyet ilan edilmiştir. Cumhuriyet, Türk milletinin bağımsızlık onurudur. Bir başka ifadeyle Cumhuriyet, demokrasinin en gelişmiş halidir. Cumhuriyet, milletin üstünde hiçbir otorite veya makam tanımayan, temeli ve dayandığı esas milli egemenlik olan fazilet demektir. Hüküm milletindir, hükumet millettir. Türkiye Cumhuriyeti, nice fedakârlıkların, nice mücadelelerin, nice kahramanlıkların mecmuudur.”