Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Uludere Alt Komisyon Raporu'nun yarın görüşüleceğini hatırlattı.

Raporun önemli kısmının ''AK Parti propagandası'' şeklinde dizayn edildiğini öne süren Demirtaş, ''Neredeyse köylülerin o saatte orada bulunmaları suçmuş, onun dışında suçlu yokmuş gibi hava yaratmışlar. Raporun kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu komisyon, Meclis adına mı yoksa Genelkurmay alt komisyonu mu olarak çalışmış belli değil'' diye konuştu. Demirtaş, şunları söyledi:

''Rapor, bir suça ortak olmaktan başka bir şey değildir. Ortada üstü örtülebilecek, kapatılabilecek bir durum yoktur. Tarihte hangi olayın üstü örtülebilmiştir? Tarih, sizi sorgulayacaktır. Yarın kullanacağınız oy, ya bu suça ortak olacağınızı ya da bu suçun bir parçası olmaktan kurtulacağınızı gösterecektir. Neyin nasıl olduğu bu kadar aleniyken, sanki bilinmeyen bir gücün gerçekleştirdiği bir katliammış gibi hiçbir sorumludan söz etmeden düzenlenmiş bir raporu, komisyon içine sindirmemelidir. Umut ederim; bu komisyon vicdanın sesini dinleyecektir ve bu raporu iade edecektir. Sürece de katkıda bulunmak isteniyorsa, samimi, ahlaki bir çaba ortaya koyulmalıdır.

İsrail'in özür dilemesine değer veriyoruz. İsrail'in özür dilemesi önemli. Başka devletlerden bunu isterken kendi vatandaşımızdan bunu nasıl esirgeyebiliriz? Hele hele yeni bir süreci tartışığımız bugünlerde. Devlet adına özür neden çok görülür? Komisyon bu konuda neden ön açıcı olmaz.

Kendi gördüklerini bile saklayan bir rapor. 'Oylarız (evet) deriz, bu da tarihin karanlık sayfalarına gider' diye düşünmesinler. Çünkü biz buna izin vermeyeceğiz. Buradan bir helalleşme örneği çıkarabiliriz. Biz, Uludere'nin bir nefrete, tarihsel hesaplaşmaya dönüşmesini istemiyoruz.''

''Devlet, bahçeli olsun''

Diyarbakır'daki nevruzda yüz binlerin, makarna, buzdolabı için değil, verilecek mesajı dinlemek ve onun arkasında olduğunu belirtmek için bulunduklarını belirten Demirtaş, ''Öcalan'ın çağrısı, önümüzdeki seçimler için değil önümüzdeki yüzyıllar için yapılmış bir çağrıdır'' dedi.

''Bir arada, barış içinde, kardeşçe, bütün kültürlerin, renklerin bir arada yaşayabileceği bir duyguyu 'nereden zayıflatırım' diye el ele vermiş meydan meydan provokasyon çağrısı yapanlar, bu metni, mesajı anlamaktan çok uzaklar'' diyen Demirtaş, ''Devlet nasıl olacak diye soruyorlarmış. Devlet, bahçeli olsun ama bu bahçede rengarenk çiçekler olsun. Devlet, bahçesiz olmasın ama bahçede kan, gözyaşı olmasın. Bu bahçede Isparta'nın gülü de Hakkari'nin lalesi, sümbülü de olsun'' ifadelerini kullandı.

Öfkeyle, kinle, tahrikle konuşmayacaklarını, çünkü değişim ve dönüşümün başladığını, halkın bunu istediğini kaydeden Demirtaş, ''Biz, bu kadar hassas davranırken, diğer partilerden de parlamentodan da bu anlayışa sahip çıkmasını bekliyoruz. Sırf Öcalan doğruyu söyledi diye karşı çıkanlara teessüfle bakıyoruz. 'İki kere iki dört eder' dese herhalde çarpım tablosunu bile değiştirecekler. Böyle bir yaklaşımla sorunlar nasıl çözülebilir? Herkesin birbirine yüreğini açma zamanıdır'' diye konuştu.

''Herkes rolünü doğru oynamalıdır''

''Parlamento, bu ülkede yaşanan en büyük soruna karşı duyarsız mı kalacak?'' diye soran Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Gece gündüz burada aciliyeti olmayan bir sürü yasa çıkaran parlamento, bu tarihi sorun konuşmaktan ve bununla ilgili yasal tedbirleri çıkarmaktan imtina mı edecek? Parlamentonun, hükümetin, muhalefetin üzerine düşenler vardır. Herkes rolünü doğru oynamalıdır. Başka ülkelerde parlamentolar özel yasalarla özel komisyonlar kurmuştur.

Bizim parlamentomuz böylesine tarihi helalleşme ve barış sürecine sırtını dönerek ya da tartışmaları başka yöne çekerek tarihsel rolünü oynayamaz. Birlikte bu sürecin altına elimizi, gövdemizi koyduk diyorsak, ana muhalefet, iktidar dahil, herkesin bu konuda akılcı, mantıklı düşünmesi gerekir.

Geri çekilme meselesi önemli bir tartışma. Sadece geri çekilenlerle ilgili değil, bu süreci yönetenlerle ilgili de yasal güvenceye ihtiyaç vardır. Hangi hukuka dayanarak bütün bu çalışmaları yapıyoruz, bunların açıklığa kavuşturulması lazım.

Akil İnsanlar Komisyonu ile ilgili bizim sunduğumuz bir isim listesi yoktur. Mutlaka olacaktır ama şu anda yok. Kamuoyunda tartışılan isimlerin her biri saygın, değerlidir ama komisyon, bütün toplumun, örgütsel olarak halkın vicdanını temsil edenlerden oluşmalı.

Akil adamlar kavramı doğru değil. 'Akil Kadınlar Komisyonu' diyelim ve içine bazı adamlar da katılabilir diyelim. Biz buna hazırız. Madem bu barış süreci, en çok bu savaşta ağlayan, yüreği parçalanan anaların, kadınların duyguları için önemlidir, madem anaların gözyaşını dindireceğiz diye yola çıkıyoruz, Akil Kadınlar Komisyonu diyelim, ne değişir? Gerçekten komisyonun adı bu olsun ve ağırlıklı olarak kadın arkadaşlar bu komisyonda yer alsın. Çünkü bu güne kadar dünyadaki bütün savaşları erkekler çıkardılar. Barış olacaksa müsaade edelim de kadın arkadaşlar bunun öncülüğünü yapsınlar.

Şimdiye kadar hiçbir savcı harekete geçmedi ama geçmeyeceğinin garantisi yok. 'Çaktırmadan yürütün bu işleri, biz de bunları görmezden geleceğiz' demek yanılgıdır. Diyelim ki yarın bir gün çekilme başladı ve hükümet yasa çıkarmadı. Örneğin, Şırnak'ta geçiş yapmakta olan PKK grubuna karşı operasyon yapılsa, Allah korusun orada çatışmada askerler, PKK'lılar yaşamını yitirse, siz orada operasyon yapan askere ne diyeceksiniz? 'Suç işledin' mi diyecekseniz? Askeri birlik de 'bize karşı saldırı hazırlığı içindeydiler' derse ne diyeceksiniz? Bu kadar provokasyona açık ortamda geri çekilenin de karakoldakinin de güvenceye ihtiyacı olacaktır. Bu işe gönül verecek vicdanlı aydınların da güvenceye ihtiyacı olacaktır.''

'Hakikatleri Araştırma Komisyonu' aracılığıyla geçmişle yüzleşilmesinin kimseye verilmiş taviz olmayacağını belirten Demirtaş, ''Bu, travmayı atlatabilmenin yoludur. Madem barış olacak, geçmişle yüzleşmekten korkmamamız gerekir'' dedi.

Akil Kadınlar Komisyonu'nun, toplumsal bütün dinamikleri temsil etmesi gerektiğini belirten Demirtaş, ''Bugün tartışılan isimler belki kamuoyunun bildiği isimler olabilir ama bu mesele kamuoyunun bildiği, tanıdığı isimlerin ötesinde gerçekten sokağın, toplumun nabzını tutabilecek, oradan gelmiş insanlar da sadece vitrin hesabı yapılmadan bu komisyonda yer almalı'' diye konuştu.

Kaynak: AA