Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından HDP aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden ailelerin evlat nöbeti Diyarbakır HDP il binası önünde kararlılıkla devam ediyor.

3 Eylül 2019 yılında farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti için umutlu bekleyiş bin 194’üncü gününde kararlılıkla sürüyor. Evladı Ramazan Üçdağ’ın 1 Haziran 2015 yılında terör örgütü PKK’nın pençesine takıldığını ileri süren anne Mevlüde Üçdağ, çocuğunun fotoğrafını karşısına alıp ‘teslim ol’ çağrısında bulunurken hüngür hüngür ağladı.

“Oğlumun en büyük hayali hafız olmaktı”

Oğlunun HDP’nin aracılığıyla PKK terör örgütüne teslim edildiğini söyleyen gözü yaşlı anne, “8 yıldır evladımdan ayrıyım. Oğlum HDP’nin aracılığıyla PKK’ya teslim edildi. HDP ve PKK’nın bana bu acıyı çektirmeye hiçbir hakkı yok. Çocuğum gittiğinden bu yana dertlerimi içime ata ata sağlığımı kaybettim. Her şeyimden oldum. Oğlumun en büyük hayali hafız olmaktı. Ama maalesef HDP bırakmadı. Ne çocuğumun hayalini ne de benim hayalimi bırakmadı. Hayallerimiz hiçbir şekilde gerçekleşmedi” dedi.

“8 yıldır ben ilacımı kaybetmişim”

Evlat hasretinden hasta olduğunu belirten Üçdağ, “Oğlum ne olursun gel. Bunu iyi bil, annen o kadar hasta ki fırsatı varken dön beni görmeye gel. Cennet annelerin ayakları altında. Cennetin şuan yaşıyor. Bir yerde fırsatını bulduğun an kaç teslim ol. Onların propagandalarına inanma. Ben seni öyle bir özledim ki, her aklıma düştükçe içim paramparça oluyor. Ne zaman doktora gitsem doktor bana ilacın yok diyor. Ben de diyorum doktor bey ben ilacımı kaybetmişim. 8 yıldır ben ilacımı kaybetmişim. Evlat acısının tarifi olamaz. Ben babamı da kaybettim ama hiçbir şey ciğer acısı kadar olamaz. Kimsenin hakkı yoktur bize bu acıyı çektirmeye” ifadelerinde bulundu.

“Benim evim senle şenlenir”

Oğlu teslim olursa evinin şenleneceğini söyleyen Anne Üçdağ, “Oğlum gel, geri kalan hayatını annen ve babanla geçir. Sensiz o eve gitmek istemiyorum. O evden sürekli kaçmak istiyorum. Eve gittiğimde o ev üstüme çöküyor. Kendimi sanki enkaz altında hissediyorum. Ne olursun artık yeter. Ancak sen gelirsen sağlığıma kavuşurum. Oğlum benim evim senle şenlenir. Başımı ne zaman yastığıma koysam gözyaşlarımla sırılsıklam oluyor. Kendi kendime diyorum ben oğlumu onlara nasıl kaptırdım. Onların yanında olmanı sana yakıştıramıyorum. Onların çocukları nerede sen neredesin oğlum” dedi.