Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliği yaptığı “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali” adı altında gösterime giren ve Osmanlı tarihinden hikayelerle işlenen Üç Bin Yıllık Bekleyiş adlı filme gelen eleştiriler sonrası Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız açıklamada bulundu. Başkan Haydar Ali Yıldız, “Birkaç arkadaşım filmlerden birinin uygun olmadığı şeklinde bizim neden ev sahipliği yaptığımıza dair bir eleştirileri oldu. Bizim bu 12 filmi de izleme imkanımız yok. Hiçbirini izleyemeyiz böyle. Sadece tanıtımlarını belki 30’ar saniye izleme imkanımız oldu. Daha dikkatli olmamız gerektiği konusunda bizim için önemli oldu” dedi.

Uluslararası Bilim ve Sanat Yaratıcıları Derneği tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün destekleriyle Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliğinde bu yıl ilk kez düzenlenen "Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali" bugün başladı. 12 filmin yer aldığı festivalde 16 Eylül’de gösterime giren ve Osmanlı tarihinden hikayelerle işlenen Üç Bin Yıllık Bekleyiş adlı filmi izleyen bazı vatandaşlar eleştirilerde bulundu. İstanbul’da geçen ve kavanoza hapsedilen bir Cin ile yolları kesişmesiyle hayatı bambaşka bir hal alan Alithea’nın hikayesini konu eden filmi izleyen bazı vatandaşlar beğenirken bazıları ise Beyoğlu Belediyesinin nasıl ev sahipliği yaptığını eleştirdi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Başkan Yıldız, Üniversitenin bu alandaki yetkin çalışmalarını kamuoyuna sunmak düşüncesiyle bir perde açtıklarını ve birçok film festivallerine ev sahipliği yaptıklarını söyledi. 12 filmin hepsini izleme imkanının olmadığını ifade eden Başkan Yıldız, “ Bir kaza oldu. Artık bundan sonra daha dikkatli olacağız. Yoksa bizim bir olumsuzluğa ortak olacak gibi bir düşüncemiz yok” dedi.

“Film kamuoyuna yansıdıktan sonra konunun ne olduğunu öğrendik”

Filmin gösterime girdikten sonra konusunu öğrendiklerini dile getiren Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, “Beyoğlu Belediyesi olarak Yeşilçam filmlerine farklı film festivallerine ev sahipliği yapıyoruz. Beyoğlu Belediyesinin mekanlarında olmasından kaynaklanan film festivallerine ev sahipliğimiz zannediyorum 10’un üzerinde bu anlamda da dijital sanatlar konusunda yetkili olduğunu iddia eden bir yapı bizimle görüştü. Daha sonra Haliç Üniversitesi Beyoğlu Belediyesi ve yapım firması da işin içinde olması suretiyle Sinema Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Kültür Genel Müdürlüğü bir işbirliğiyle bu filmlerin ve Fantastik Film Festivali adı altında tanıtımına katıldık. Birkaç arkadaşım filmlerden birinin uygun olmadığı şeklinde bizim neden ev sahipliği yaptığımıza dair bir eleştirileri oldu. Eleştiri elbette ki haklı olabilir yapılan iş zaten kamuya açık olduğu için eleştirilmesi gayet doğal. Tabi bizim bu 12 filmi de izleme imkanımız yok. Hiçbirini izleyemeyiz böyle. Sadece tanıtımlarını belki 30’ar saniye izleme imkanımız oldu. Onun dışında sonradan ortaya çıkanlar tabi ki bizi bundan sonra ev sahipliği yaptığımız bütün filmlerde ilgili müdürlüğümüzü görevlendireceğiz hepsini sonuna kadar izlesin. Orada bile gözden kaçırabileceğine ihtimal vermek lazım. Daha dikkatli olmamız gerektiği konusunda bizim için önemli oldu. Arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre uluslararası gösterime giren bir filmmiş 12 filmden bir tanesi. Bizim amacımız sadece bir dijital çağdayız bilim kurgu gençlerin birinci derecede merakı biz de gençlerin bilimle teknolojiyle ilgilenmesini istiyoruz. Biz de çağın gerisinde kalmayalım istedik. Bakış açımız böyleydi. Üniversitenin bu alandaki yetkin çalışmalarını kamuoyuna sunmak düşüncesiyle bir perde açmaktı. Dediğim gibi bir kaza oldu. Artık bundan sonra daha dikkatli olacağız. Yoksa bizim bir olumsuzluğa ortak olacak gibi bir düşüncemiz yok. Ben hiçbir filmi izlemedim. 12 filmin hiçbirini izleme imkanımız olmadı. Bu filmi de dediğim gibi kamuoyuna yansıdıktan sonra konunun ne olduğunu öğrenme imkanımız oldu” şeklinde konuştu.

Üç Bin Yıllık Bekleyiş filmi

Yönetmenliğini ve senaristliğini George Miller’ın üstlendiği Üç Bin Yıllık Bekleyiş Filminde, kavanoza hapsedilen bir Cin ile yolları kesişmesiyle hayatı bambaşka bir hal alan Alithea’nın hikayesini konu ediyor. Bir bilgin olan Alithea’nın yolu bir gün kavanoza hapsedilen bir Cin ile kesişir. İkisi, İstanbul’da bir otel odasında sohbet etmeye başlar. Özgürlüğüne kavuşmak isteyen Cin, Alithea’yı kendisine yardımcı olması için ikna etmeye çalışır. Cin, Alithea’nın yardımcı olması karşılığında onun üç dileğini gerçekleştirmesi yönünde bir vaatte bulunur. Teklifi kabul edip Cin’e yardım eden Alithea’nın dilekleri, zaman içinde yirmi yıl atlamayla sonuçlanır. Bu süreçte ikisi birbirlerine karşı beklenmedik duygular geliştiriyor.