Balıkesir’in Bandırma ilçesinde üç kuşak dondurmacılık yapan ailenin temsilcisi Yılmaz Atik, 70 yıldır süregelen mesleğini tahtını devredeceği 8 yaşındaki torununa öğretiyor. Türkiye’nin dört bir yanından müşterisi olan dondurmacı Yılmaz Atik ürettiği dondurmanın sırrını ise orkide yumrusu olarak belirtiyor.

Dedeleri Makedonya’nın Uhriç kentinden göçerek 1950’li yıllardan itibaren Türkiye’de dondurmacılık mesleğini devam ettiren ve şimdilerde ise Bandırma’da ailenin üçüncü kuşağı olarak mesleğine devam eden Dondurmacı Yılmaz Atik, iyi dondurmanın sırrını İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Atik, ailenin dördüncü kuşağı olan ve mesleğin varisi 8 yaşındaki torunu Mehmet Efe Çoban ile birlikte kameraların karşısına geçerek, iyi dondurmanın tarifini yaptı.

"Bu meslekte çok iddialıyım"

1977 yılında ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olarak mesleğe başladığını ifade eden Atik, "1977 yılında bu mesleğe başladım ve halen daha sürdürmekteyim. Torunuma el vereceğim. Başka da varisim yok zaten. Bir kızım bir de torunum var. Bu mesleği 8 yaşındaki torunum Mehmet Efe Çoban’a öğreteceğim. Bu meslekte çok iddialıyım. Türkiye’de ben en iyilerden biri olduğumu iddia ediyorum. Tüm malzemelerini organik olarak seçiyorum. İki dedem de dondurmacıydı. Dondurmacı ailenin çocuğu olarak büyüdüm. Bu mesleğe canı gönülden hizmet ediyorum. 1955 yılında dedemler Yugoslavya’dan gelip mesleği Türkiye’de devam ettirmiş. Ama orada da geçmişleri var tabi meslek olarak da. 1955 yılında Makedonya’nın Uhriç köyünden geldiler. Anne dedem Mülayim Alkoç Çorlu’ya, baba dedem Kasım Atik ise Bandırma’ya yerleşti. İkisi de bu mesleği yerleştikleri yerlerde yaptılar. İkisinin de çocukları olarak babam rahmetli olduktan sonra işin başına ben geçtim 1977 yılında. O yıldan beri de bu sektörde hizmet veriyorum" dedi.

Dondurmasının sırrı orkide yumrusunda

Dondurmasının sırrını orkide yumrusu olarak vurgulayan Atik, "İyi dondurmanın en önemli malzemesi organik doğal sahleptir. Bu sahlep ekilmez, biçilmez. Dondurmada kullandığım meyvelerimi pazar yerinden kendim seçer alırım. Meyvelerin özünü kullanırım ve mevsimine göre kullanırım. Bazı meyvelerimi meşhur oldukları yerlerden getirtmeye özen gösteririm. Mesela karadutu Ayvalık’tan getiririm. Sakızı Ayvalık’tan getiririm. Biz üç kuşak dondurmacıyız. Türkiye’de benden daha iddialı dondurmacı olduğuna da inanmıyorum. Ben dondurmalarımda hep akşam sütü kullanıyorum. Dedelerimden öyle gördüm. Öyle yetiştim. Akşam sütümü alıp kaynatıyorum. Oda sıcaklığında bekletip sabaha kadar soğutmuş oluyorum. Dolapları kullanmıyorum sütte. Kendi oda sıcaklığında bekletip sabah dondurma yapmaya başlıyorum. İyi dondurma yapmanın ana kuralı sahleptir. Doğal, organik sahlep. Bu ekilmez, biçilmez. Orkidenin yumrusu olarak bilinir. Belli bölgelerde, dağlık, kayalık bölgelerde bulunur genelde. En iyi sahlep de Kastamonu yöresinindir. Yozgat - Akdağ Maden bölgesindeki sahlep de yine en kaliteli sahleplerdendir. Ama bunun ticareti genelde Burdur - Bucak’ta yapılır. Dış ülkelerde mesela İtalya’da falan İtalyanlar bunu kullanmazlar, bilmezler. İtalyanlar miksten yaparlar. Bizimkisi organiktir" dedi.

"Dondurmacı olmayı çok seviyorum"

Üç kuşak dondurmacı ailenin gelecekte tahtı devralacak olan dördüncü kuşağı 8 yaşındaki Mehmet Efe Çoban ise "Dedemi tebrik ediyorum. Çok güzel söyledi. Dükkan benim olacak. Dedem bana mesleği öğretecek. Ben dondurmacı olmayı çok seviyorum" diye konuştu.