2010 yılında Dünya Kupası oynanırken vuvuzela moda olmuştu hatırlarsınız.

Beyini ile ağızı arasına kompresör taktıran adamların üflerken beyinlerinin sıkışması sırasında icat ettiğini düşündüğüm bu alete öyle sinir olmuştum ki; "size plastik ihraç eden şirket sahibinin inşallah çocuklarının sesi bu boru gibi olur da, sabahtan akşama kadar Hayko Cepkin şarkıları söyler sıpanız" diye beddua etmiştim.

Sinirlenince de bedduam pismiş evet, bak şimdi fark ettim.

Çok sinirlenmiştim o zaman çünkü maçları sessiz izlemek zorunda kalmıştık arkadaşlarla (okuyucu Ezgi erkek olabilir mi diye düşünüyor şuan boşver).

İşte o siniri bir de dün yaşadım.

Durumları iyi olmayan iki ailenin çocukları halt edip (!) evlenmek istemişler. Kimse de çıkıp bunlara "siz kimsiniz de şamdanı eksik kına gecesi tahtsız düğün yaparsınız ayıp değil mi resmen hadsizlik yauw pis fakirler" dememiş sanırım.

Neyse dedik cahillik etmişler bir işe girişmişler. Bari yardımcı olalım da az hasarla kendilerini samanlığa atsınlar bakalım. Hem günlük rapor da verirler iki gönül bir olunca samanlık seyran mı oluyor beyran mı oluyor. Beyranın konuyla alakası yok tamamen aç oluşum ve kafiye ile alakalı takılmayın.

Kız isteme alışverişine de beni götürmüşlerdi bir kaç ay önce.

Bir kutu söz çikolatasını özel yaptırırsan 200 liradan başlıyor, piyasası bu. Satıcı öyle bir anlatıyor ki çikolatayı, içinde ikinci sınıf kakao değil de 50 gramı 3000 lira olan Ekvator kakaosu var. Öyle övüyor mübarek. "Abla bize gelişi pahalı." derken, merdiven altından zor çıkarttıklarını bel fıtığı olduğunu anlatmaya çalışıyor olabilir diye düşünüp ya sabır çekip susmuştum o dönem.

"Ya hu bunların durumu pek yok gel şu halılar da biraz güzellik yap ev kuracaklar sevap olur." dedik dün de başka esnafa. "Abla inan bizim de durum yok" diyor kolunda 20 bin liralık saati ile ağlarken. Bilemeyiz tabi belki adamın evinde havyarı belki jetinde mazotu bitti. Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz dedik üzüldük adama.

Sadece esnaf değil ki, kiralık gelinliğe kızı razı olsa anası razı olmuyor. "Ana işte en iyisini istiyor, belki kızı gelinliğini büyüyünce de giyer. " diye Polyanna'ya da selam çakıp eve geldik.

Tabi ben alışverişten eve gelince vuvuzelayı kulağıma kulağıma 90 dakika üflemişler gibi sinirlendim 2010 Dünya Kupası Hollanda İspanya final maçında ne hissettiysem öyle hissettim.

Yani siz hem toplumun giderek ahlaksızlaşmasından dem vuracaksınız 7/24 gençler şöyle bozdu böyle terbiyesizleşti diyeceksiniz ama meşru yollardan birlikte olmak isteyen insanların da önlerine kocaman faturalar koyacaksınız öyle mi?

İki yüzlüsünüz!

Toplum tarafından kabul görme arzusu kimliklerinizi yok etmiş. "Desinler" diye diye ruhlarınızı saçma salak trendlere satıyor sonra yetiştirdiğiniz çocukların normal davranışlar göstermesini bekliyorsunuz.

Herkes birbirine suç atıyor. Çünkü herkes masumiyet topu herkes pembe bulut mübarek. Bir ben işte foseptik faresi.

Vuvuzela çalarak eğlendiğini zanneden adamlar kadar gerizekalısınız bornoz setini olmazsa olmazlar listesine yazdırınca mutlu olacağınızı zannettiğiniz için.

Vuvuzela çalınmazsa eğlencenin eksik kalacağını zanneden adamlar kadar aptalsınız, söz çiçeğinde orkide gelmezse nikah memuru nikah kıymaz zannettiğiniz için.

Pembe bulutunuzdan kına kesesi yağar da turuncu turuncu gezersiniz inşallah.