İslam'da namaz kıldırma memurluğu, vaaz verme memurluğu gibi memuriyetler yokmuş.

Bunları laik cumhuriyet rejimi ihdas etmiş.

Evet alimler var onlarında ilmiyle amel edenleri övülmüş

İlmiyle amel etmeyenleri "kitap yüklü merkep" olarak tanımlanmış.

Dinin lazım olan esaslarını öğrenmek ve yapmak, kadın erkek her müslümana farzmış.

Alimler öyle diyor.

İslam'da, peygamberimizin uygulamalarında bu türden memuriyetler söz konusu değil.

Cemaatın en bilgili olanı, Kuranı en güzel kıraat edeni gibi kıstaslarda öne çıkanlar cemaate imamlık yaparmış cumhuriyetten önce.

Cumhuriyet rejimi dindar kitleyi kontrol etmek, yerine göre manupüle etmek için Diyanet teşkilatı diye bir kurum ve din görevlisi diye bir memuriyet icad etmiş.

Diyanet teşkilatındaki memurlara dinin sahibi onlarmış gibi muamele etmek yanlıştır.

Benim arkadaşlarım vardı ailesinin zoruyla imam hatibe gitmişlerdi.

Daha okuldayken imam olduğunda kadınların göbeğine muska yazmanın hayalini kuruyorlardı bazıları.

Vallahi yalan söylemiyprum, iftira etmiyorum Allah şahittir.

Bunu şunun için anlattım, Diyanet teşkilatında çalışan memurları;
En iyi müslüman, en çok bilen Müslüman olarak algılamayın.

Nice öğretmenler, mühendisler, doktorlar, işçiler, esnaflar tanıyorum ki bir çok imamı din bilgilerinde,hayatına tatbik etmekte, takvada cebinden çıkarır.

Ders kitaplarından beş alacak kadar bilgi öğrenip sınıfını geçerek imam olan kimse, İslam'ın tarif ettiği anlamda İMAM olmayabilir.

Nitekim Fetö örgütünün de imamları vardı.

Hepsi vatan haini ABD adına, İsrail adına casusluk yapan şerefsizlerdi.

Diyanet çalışanlarını kötülemek değil kastım.

Ama bu söylediklerimin gerçek olduğunu en iyi onlar biliyor.

Ben onlardan dinledim yoldan çıkmış diyanet memurlarının hikayelerini.

Diyanet teşkilatında memur olmak kimseye bir üstünlük sağlamıyor.