Nature Food dergisinde yayımlanan araştırma, gıda üretimi bakımından dünyada yalnızca Guyana'nın tam bağımsız olduğunu gözler önüne serdi. Güney Amerika’nın kuzeyinde yer alan bu küçük ülke, sadece kendi halkının ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda hiçbir gıda grubunda dışa ihtiyaç duymadan üretim yapabiliyor.
Araştırmada gıda üretimi, meyve, sebze, et, süt ürünleri, balık, bitkisel protein ve nişastalı gıdalar olmak üzere yedi kategori üzerinden değerlendirildi. Guyana, tüm bu kategorilerde kendi kendine yeterli tek ülke oldu.
Çoğu Ülke Dengeli Üretim Yapamıyor
Araştırma sonuçları, dünya genelinde ülkelerin büyük çoğunluğunun belirli gıda gruplarında fazla üretim yaparken, diğerlerinde ciddi eksiklik yaşadığını gösterdi. Özellikle et ve süt ürünlerinde birçok ülke fazla üretim yaparken, meyve, sebze ve baklagiller gibi gruplarda yetersizlik dikkat çekti.
Çin ve Vietnam, yedi kategoriden altısında kendi ihtiyacını karşılayabilecek üretim kapasitesine sahip olsa da, tam bağımsızlık sağlayamıyor. Araştırma, yalnızca Guyana'nın tüm gıda gruplarında eksiksiz üretim yapabildiğini doğruladı.
Bazı Ülkeler Hiçbir Gıda Grubunda Yeterli Değil
Özellikle Orta Doğu ve Güney Asya’daki bazı ülkeler, hiçbir gıda kategorisinde yeterli üretim yapamıyor. Afganistan, Katar, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Makao, dışa bağımlılığın en yüksek olduğu ülkeler arasında yer aldı.
Toprak kalitesi, iklim koşulları ve tarımsal altyapı yetersizliği, bu ülkelerin üretim kapasitelerini sınırlayan başlıca faktörler olarak öne çıkıyor.
Düşük Üretim Her Zaman Risk Göstergesi Değil
Araştırmanın baş yazarı, Göttingen Üniversitesi’nden Dr. Jonas Stehl, düşük gıda üretiminin her zaman olumsuz bir gösterge olmadığını vurguladı. Stehl, bazı ülkelerin iklim, coğrafya ya da ekonomik nedenlerle tarımsal üretime uygun olmadığını, bu nedenle ithalatın daha sürdürülebilir ve verimli bir çözüm olabileceğini belirtti.
Ancak bu durum, küresel kriz dönemlerinde kırılgan tedarik zincirleri nedeniyle büyük riskler barındırıyor. COVID-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşı, ithalata dayalı sistemlerin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Gıda Milliyetçiliği Yeniden Yükselişte
Araştırma, son yıllarda birçok ülkenin gıda milliyetçiliği politikalarına yöneldiğini ortaya koydu. Ulusal üretimi artırmak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak, artık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir güvenlik meselesi haline geldi.
Dr. Stehl, bu noktada her ülkenin kendi üretim kapasitesini artırmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Dayanıklı ve sürdürülebilir gıda zincirleri, halk sağlığını ve ekonomik güvenliği korumanın temel unsurları olarak görülüyor.
Küresel Krizler Gıda Güvenliğini Tehdit Ediyor
Araştırmanın sonuçları, küresel gıda güvenliğinin yalnızca üretimle değil, aynı zamanda jeopolitik istikrar, iklim değişikliği ve ticaret politikalarıyla da doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koydu. Gıda milliyetçiliğinin yükselişi, ülkelerin kendi kendine yeterli olma arzusunu yeniden gündeme taşıdı.
Guyana’nın başarısı, bu alanda dünyaya örnek teşkil ederken, diğer ülkeler için daha sürdürülebilir, krizlere dayanıklı ve dengeli gıda politikaları geliştirmenin gerekliliğini gözler önüne seriyor.
Guyana'nın tam gıda bağımsızlığı, modern dünyada nadir görülen bir örnek olarak dikkat çekiyor. Ancak bu durum, diğer ülkeler için de bir uyarı niteliğinde. Gıda krizlerine karşı dayanıklı olmak, yalnızca bir seçenek değil, küresel bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Her ülke, kendi üretim kapasitesini artırarak gelecekteki krizlere karşı hazırlıklı olmalı.