Kurtuluş Rabia'da...

Kardeşi kardeşten, evladı anasından, böylelikle de teker teker milleti efradından ayırmayı tezgahlıyorlar!

Kutuplaşmayı derinleştirip, ayrışmanın hatlarını keskinleştirerek,

Toplum içerisinde beraber yaşamaktan muzdarip duruma gelmesi öngörülen kesimler üretmeye çalışıyorlar.

Böylelikle bölünme ve kolonileşme süreci yığınların rızası dahilinde gelişecek.

Bu yüzden kadim değerlerimizi aşağılayarak bizlerin hassasiyetine saldırırken, karşı tarafta laiklik hassasiyetiyle prangaladıkları ve bu değerlere mesafeli olan kesimin kendilerini tahkim edeceğini düşünüyorlar.

Yarın onlara dönüp diyecekler ki, "Bırakın şu yobazları, gelin siz Batılı olun!"

E, nasıl olacak? Ondan kolay ne var!

"Bölünün aranızda, toplanın belli başlı bölgeler de, biz içinizden beğendiğimizi seçer alırız, geri kalanı ne hali varsa görsün"

Al sana Anadolu beylikleri... Her birinin başına kendilerine gönülden bağlı birer tekfur atayacaklar, oldu bitti!

Daha şimdiden bu akıbete gönülden razı yığınlar türedi bile.

Anlam vermekte zorlandığımız ve son günlerde sık sık yüzleştiğimiz sapkınlık içeren çıkışlar, bu projeye hizmet etmek için kurgulanmış nüanslar içeriyor.

Verdiğimiz tepki nispetinde, usul usul tasnif ediliyoruz.

Onlar ayrışarak bölünmemizi telkin ettikçe, bizler aksine bütünleşmenin reçetesini zorlayacağız.

***

Baş ne der, ayak nereye gider?

Reis, aday adaylarında aranacak özelliklerin başında kibir alametinden münezzeh olması hususunun aranacağını söyledi.

Elbette doğru olan budur, nitekim birey olmayı başaracak nitelikte olgunlaşmış kişiler kibir illetiyle mesafeli olurlar.

Bu bağlamda pratikte paradoks teşkil edecek bir detay var ki, dava ehlinin yüreğini sızlatmaya yeter.

Örneklendirelim...

Nazilli İlce teşkilatı birkaç yıl önce yanılmıyorsam Ziraat Odası başkanının davetine icabet eder. Yanlarında yörenin milletvekili de mevcuttur.

Bizim buralarda cemiyetler öğleye doğru başlar, akşama kadar devam eder, dolayısıyla özellikle öğle saatlerinde katılım yoğun olur ve o saate denk gelenler bazen yer bulmak için biraz beklerler.

İşte o gün de benzer bir ortam vardır ve ilce teşkilatı yöneticileri ile milletvekili beklemek zorunda kalır. Bu arada beklemekten bunalan milletvekili narayı patlatır.

"Ben milletvekiliyim, nasıl olur da bana yer ayrılmaz?" diye bağırarak cemiyetin yapıldığı mekanı terk eder.

Buraya kadar yaşananlar Nazilli teşkilatı ile cemiyet sahibinin utancıyla geçiştirilecek türdendir.

Ancak bugün o milletvekilinin yerel yönetimlerden sorumlu başkan yardımcısının yardımcısı olarak atanması ve neredeyse 6 ilimizin belediye başkan adaylarını belirleyecek olması,

Reis'in beklentileriyle tezat oluşturuyor. Böyle bir kibir abidesi, nasıl olacak da tevazunun kıymetini takdir edecek?

Böyleleri ancak yalakaları keşfetmekte mahirdir. Milletvekilinin kim olduğunu söylemiyelim, zaten bir çok arkadaş kimden bahsettiğimizi anlamıştır.

Mamafih bu paylaşımla asıl eleştirdiğimiz o şahsın kimliği değil, genel merkezin bu kapsamdaki politikasıdır.

Herif hem sağır, hem dilsiz; sen şarkı söylesin diye bekleye dur.

Hey yavrum Hey!