Pazar fiyatları ve fıtrat!

Abone Ol
Dün televizyonda pazar haberi vardı.

Bebek'te oranın halkı "ay Tijen abla benim yardımcı alıyor organik oluyormuş öyle hem çok otantik kııız" diyebilsin diye kurulan pazar varya, muhabir kızcağız oradan bildiriyordu.

Rastlantıya bak (!) muhabir kameraya karşı "biber fiyatı şuan ..." diye istatistiklik bilgiler verirken arka planda örtüsünü yalapşap bağlamış bir yurdum (!) teyzesi kavga etmeye başlıyor pazarcı ile:

"On liraya limon mu olur ya hu?"
"Abla yemin ederüng ben bu limonu daha bu sabah yedi buçuqqtan aldım yaauw" diye kameralar önünde kendini can hıraş savunmaya çalışıyor.

Anne merhametinin Allah'ın merhametinin sadece bir iz düşümü olduğu söylenir. Allah öyle merhametli yaklaşır ki kullarına derler, anne yanında halt yemiş.

Doğrudur aslında, beş dakika tefekkür edince bile onlarca örnek gelir insanın aklına buna dair.

Karpuzun, salatalığın, kavunun, şeftalinin yüksek su oranı barındırması bir annenin "çok koştun, terledin şunu sırtına koy, bol bol su iç" deme merhametinin çok üstüne bir merhamet ihtiva eder.

Ya da kışın hemen hemen tüm meyve ve sebeplerin yüksek oranda C vitamini ihtiva etmesi "al şu çayı iç, sıcak tutar seni çorap giy hasta olacaksın" deme hassasiyetinden daha rahmani bir şeydir.

Yani Allah yazın ihtiyacımız olan ile kışın ihtiyacımız olanı ayrı ayrı yaratmış, muazzam bir merhamet bu. Her birimizi sarıp sarmalayan sonsuz bir rahmet.

Normal şartlarda bu ülkede domates en erken temmuz ayında tarladan alınır. Allah takvimi ona göre belirlemiş. Ya da limon bir kış meyvesidir bu aylarda bulmak hem zor hem gereksiz.

Kışın karpuz fiyatlarından kimse şikayet etmiyor, ama yaz ayında herkes limonu ucuz yemek istiyor.

Fahiş fiyat çekenleri, kriz istismarcılarını, hırsızları savunmuyorum. Sadece Allah'ın nizamına uymaya çalışırsak aslında hem sağlıklı kalır hem tasarruf ederiz.

Güneşin yanında gölgeyi yaratan Allah senin yazın neye kışın neye ihtiyacın var biliyor neyi zorluyorsun, nedir bu hırs herşeye sahip olma arzusu aklım almıyor.