Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Umut Zereyak, halk arasında soğuk ısırması olarak da bilinen buz yanığının uzuv kaybına neden olabileceğini söyledi.

Medicana Sivas Hastanesi doktorlarından Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Umut Zereyak, buz yanığı, halk arasında bilinen adıyla soğuk ısırmasının genellikle yaşlı ve küçük çocuklarda daha sık görüldüğünü ifade ederek, “Buz yanığı özellikle bizim coğrafyamızda, sert kış koşullarında biraz daha sık karşılaşabileceğimiz bir durum olabilir. Tabi risk faktörleri var. Bunlardan önemli bir kısmı da özellikle yaşlı ve küçük çocuklar ya da belli bir kronik hastalığı olan örneğin diyabet, dolaşım problemi gibi hastalarda daha sık gördüğümüz bir durum. Aslında sıcak veya kaynar su yanığından çok fark yok. Soğuk ile temasla birlikte cilt bütünlüğünün bozulması diyebiliriz. Daha derinde olabilir” dedi.

“Uzuv kaybına neden olabilir”

Zereyak, buz yanığının hafife alınacak bir rahatsızlık olmadığını ve uzuv kaybına bile neden olabileceğini söyleyerek, “Belirtilerini kabaca güneş yanığına benzetebiliriz. Etkilenen bölgede kızarıklık olur. Küçük küçük bül dediğimiz su kabarcıkları oluşabilir. Hissizlik, karıncalanma ve ağrı buna benzer bulgular olabilir. Hafife alınacak bir şey değil. Genellikle uç taraflarda parmak ve ayak uçlarında olabilir. Uzun süre maruz kalınırsa uzuv kaybetmeye kadar varabilir” diye konuştu.

“Sıcakla temas edilmemeli”

Zereyak, buz yanığı olan hastanın ilk müdahalede direk sıcakla temas etmemesi gerektiğini ifade ederek, “Fizik muayene ya da bizim şimdiye kadar bilgi ve tecrübemizle tanıyı koyabiliriz. Burada önemli olan bazı kritik noktalar var. Biz bu tedaviye başlamadan önce hasta ilk olarak buz yanığı gibi bir şeyle karşılaştığında kendi üzerine düştüğü birkaç görev var. Hasta kesinlikle buz yanığının olduğu kısmı sert şekilde ovmamalıdır. Ovarak ısıtmaya çalışmamalıdır. Çünkü hasar oluşturabilir. İlk yapılması gereken durum soğukla temasın kesilmesidir. Eğer ıslak bir kıyafet varsa değiştirilmelidir. Direk sıcakla temas edilmemelidir. Daha çok kuru battaniye tarzı şeylerle üstünü örtmek daha yerin de olacaktır. Etkilenen bölgesini direk sıcakla temas ettirmeyip biraz daha sıcaklığı nispeten 30-35 derece olan suya sokulabilir. İlk başta yapılması gereken önlemler sonrasında ağrı devam ediyorsa ya da cildin rengi tamamen beyazlaşmışsa, oluşan kabarcıkların içi kanla dolmuş ya da bizim apse dediğimiz iltahabi bir olaya evrilmişse, hasta hiç hissetmiyorsa bu durumlarda doktora başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.