Kan grupları uyuşmadığı için hasta eşlerine organ vericisi olamayan iki fedakar koca çapraz nakil için eşleşti, böbreklerini değiş tokuş yaptı. Yunus Er (53) 2 çocuk annesi Mülkiye Dişli’ye (35), Vedat Dişli (36) 5 çocuk annesi Safya Er’e (54) ikinci hayatın kapılarını açtı. İki kadın eşleri sayesinde makineli yaşamdan kurtulurken, Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, “Kan grubu uyuşmayan canlı vericiler çapraz nakil sayesinde hastalarına nakil şansı yaratıyorlar. Dişli ve Er aileleri de bu şansı yakaladı. Hepsini şifa ile taburcu ettik” dedi.

İzmir’in Menemen ilçesinde yaşayan Mülkiye Dişli ile forklift operatörü Vedat Dişli 1999 yılında evlendi. 2002’de oğulları Serhat, 2004’te kızları Berfin dünyaya geldi. Daha nişanlıyken böbreklerinde protein kaçağı tespit edilip “nefrotik sendrom” tanısı koyulan Mülkiye Dişli’nin sağlığı 2. çocuğunu dünyaya getirdikten sonra iyice bozuldu, 2005’te diyalize girmeye başlayan genç kadın bir yıl sonra Ege Üniversitesi Hastanesinden kadavradan yapılan bağışla böbrek nakli oldu. Ancak iki çocuk annesinin sağlık sorunları tam bitti denilirken bu kez lenfomaya yakalandı, 7 ay kemoterapi gördü. Lenfomayı atlattı diye sevinen Mülkiye Dişli, bu kez aldığı ilaçlar yüzünden nakil böbreğini kaybetti. 2018’de tekrar başa dönen ve diyalize mahkum olan Dişli, ikinci kez nakil olabilmek için İzmir Kent Hastanesine başvurdu. Eşi Vedat Dişli gönüllü verici olurken, kan grubu uyuşmazlığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Dişli’nin adı Ekim 2019’da hem kadavra hem de çapraz nakil listesine yazıldı.

İki kez kadavradan bağış çıktı, ulaşamadılar; çapraz nakil imdatlarına yetişti

Mardin’de yaşayan, serbest meslek sahibi Yunus Er ile evli olan 5 çocuk annesi Safya Er’e 2005 yılında nedeni belli olmayan böbrek yetmezliği tanısı koyuldu. Er diyalize bağlı bir yaşam sürmeye başlarken, nakil konusunda ciddi şansızlıklar yaşadı. Bir kez İzmir’den, bir kez de Adana’dan bağış müjdesi alan Er çifti aradaki mesafeler yüzünden bu şansı kullanamadı. Son dönemde sağlığı iyice bozulan Safya Er, İzmir’de bir yakınlarına misafir oldu, nakil için İzmir Kent Hastanesine başvurdu. Dişli gibi Yunus Er de eşi Safya Er için gönüllü verici oldu ancak kan grubu uyuşmazlığı çıktı. Yolları Kent Hastanesinde kesişen alıcı ve vericiler eşleşince iki hastaya da çapraz böbrek nakli şansı doğdu. Nitekim 3 Şubat’ta Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan Kent böbrek nakli ekibi çapraz nakli gerçekleştirdi. Yunus Er’in bir böbreği Vedat Dişli’nin eşi Mülkiye Dişli’ye, Vedat Dişli’nin bir böbreği de Yunus Er’in eşi Safya Er’e nakledildi. "Artık bir bir aile olduk” diyen iki çift şifa ile taburcu edildi.

Eşiyle nişanlıyken rahatsızlandığını belirten Mülkiye Dişli, “Protein kaçağı olduğunu öğrendiğimde eşime ilerde zorluklar olacağını ve kaldıramazsa ayrılabileceğimizi söyledim. ‘Ben hasta olsaydım sen beni bırakır mıydın?’ dedi ve yanımda oldu, sözünde durdu. 2006’nın 4’üncü ayında ilk naklimi oldum. Nakilden iki sene sonra lenfomaya yakalandım, zor bir süreçti. Sonra atlattım. 2018’ kadar idare ettim. Böbrek nakli gerekti, abimle uymadı. Hep umutsuzduk, lenfoma geçirdiğim için böbreğin atma riski olduğunu söyledi doktorlar. Takip altındaydım, çok ilaç kullandım. Şükür ki burada donör bulundu. Umarım herkes bulur. Çok mutluyum. Karşı aile de çok iyi, bundan sonra bir aileyiz biz” dedi.

Er çiftiyle aralarında bir aile bağı oluştuğunu, kardeş gibi olduklarını belirten Vedat Dişli de “Allah nasip ederse gidip geleceğiz, görüşeceğiz. İzmir’den Mardin’e gidip geleceğiz. Bu aileyi bulamasaydık kadavra bekleyecektik, başka seçeneğimiz yoktu. Ben çok iyiyim. İmkan olsa yine veririm. Kardeşime, ailemden herhangi birine veririm. Keşke bu ülkede çocuklara temelden organ nakli ile ilgili bir eğitim verseler. Devletin başında ben olsam ilk temel eğitim olarak bu konuyu veririm” diye konuştu.

Eşim bedenen dünyadaydı ama ruhen kopuk

Eşinin 15 yıldan bu yana diyalize girdiğini, o günden beri bu hastalıkla uğraştığını belirten Yunus Er yaşadıkları şansızlıklara da değinerek,“Aslında daha önceden donör bulunmuştu. İskenderun’da ikamet ederken Adana’daki Balcalı Hastanesinde kayıtlıydık. Bir sene İskenderun’da diyalize gidip, İzmir’e taşındık. İzmir’e geldikten 6 ay sonra Adana’dan bizi arayıp kadavradan böbrek çıktığını söylediler. İzmir’de olduğumuz için yetişemeyecektik kısmet olmadı, gidemedik. Burada Bozyaka ve Tepecik Hastanesinde diyalize gittik. 10 sene burada kaldık. Gittik geldik. Mardin’e taşındık. Oraya gittikten sonra da İzmir’den aradılar böbrek çıktı diye. O da kısmet olmadı. Sonra eşime kısmetimizde böyle bir şey olmadığını konuştuk. 6 ay önce durumumuz bayağı kötüye gitti, eşimin karaciğeri ve akciğeri su toplamaya başladı. Çok hassas duruma geldi. İzmir’e geldik, ve Kent Hastanesi’ne müracaat ettik. 2-3 ay gittik geldik. Bir çapraz nakil için aday bulundu, ancak karşı tarafın önceden bir böbreğinin olmadığını öğrendik. O zaman çok üzüldü eşim, kısmetinde olmadığını düşünmeye başladı. Bir ay sonrasında da Vedat beylerle tanıştık. Mutlaka görüşmeye devam edeceğiz. Vedat benim kardeşimden farklı değil, öyle hissediyorum. 15 sene oldu bu hastalıkla yaşıyoruz. Eşim dünyadan kopuk yaşıyordu, gün aşırı diyalize gidiyordu. Gecenin 3’ünde 5’inde gidiyordu. Bedenen dünyadaydı ama ruhsal olarak kopuktu. Şimdi bizim için başka bir dönem başlayacak. Eşimin en büyük hasreti su içmekti. Buzlu su içmek zorunda kalıyordu ve o da akciğerine etki ediyordu. Ben tek böbrekle yaşarım pek etkisi olmayacak. İnsanın bazı organları bu nedenle çift. Eşim ve Mülkiye hanım artık hayata bambaşka bakıyorlar” dedi.

Öte yandan Kent Hastanesi Nefroloji ve Böbrek Nakli Uzmanı Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, kan grubu uyumsuzluğu nedeniyle sorunlarına çözüm bulamamış hastaların tek çaresinin çapraz nakil olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Şu anda ülkemizde kan grubu uyumsuzluğu nakili pek yapılmıyor. Daha öncelerden pek çok kereler yapıldı. Ancak bu hastaların kan grupları uymadığı için ailesindeki mevcut vericilerinden böbrek alamıyorlar. Başka arayışlara giriyorlar. Akraba dışı nakil için arıyorlar. Ya da akrabalarını tekrar tekrar sorguluyorlar ama yine de hiçbir çözüm bulunamıyor. Çapraz nakil bu durumda hem karşı tarafı çözen yani iki hastayı birden çözüme kavuşturan ve karşılıklı, böbrek dışında hiçbir alışverişin güdülmediği hem çok etik hem de çok başarılı bir tıbbi seçim şansı sunuyor onlara. Böylece kan grubu uyumlu vericiden hatta bazen doku uyumsuzluğuna bile çare olabilecek şekilde, uyumsuz olan dokuları olanlara, uyumlu olan dokuları nakledilecek şekilde böyle çözümler sunuyor. Türkiye ve dünya genelinde daha çok anneler, eşler ve çoğu zaman kadınlar oluşturuyordu. Bu sefer fedakar kocalarla karşı karşıyayız. Daha önce de böyle çapraz nakillerimiz olmuştu. Sonuçta herkes eşini iyi görmek ister. Karısı da olsa kocası da olsa. Bu biraz istatistikten farklı bir durum oluşturdu.”