Abdülhamit Han tahtan indirildiğinde, henüz esaretin ne olduğunu bilen bile yoktu.

Kendilerine Hürriyet kahramanı diyen mason dalkavukları, memleketi paramparça ettikleri gibi kalanını da asırlık bir esaretin kucağına sürüklediler.

Haddi zatında dönemin münevverlerinin nazarında Batı sevdası o derece hakim olmuştu ki, İstiklal'in kerametini sorgulayan olmadı.

Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan meftunlarına, dünya harbi akabinde Amerikan sevdalıları da eklendi.

Almancılar harbe soktu, İngiliz uşakları devleti yıktı!

Netice, Müstemleke!... Mazereti, işgal korkusu!

Günah keçisi, saltanat!...Hilafete yüklenen günahı ise, hâlâ açıklayan olmadı.

Bu diplomalı gafilleri kontrol eden masonların güdümündeki dönmelerden mütevellit kesimin egemenliğinde kurulan devlet eliyle,

Bir asır boyunca sömürülmeye ve geri kalmışlığa mahkum edilmiş bir milletin efradıyız, biz.

İstiklal ile henüz tanışıyoruz. Bu dönemde yaşamanın sorumluluğunu idrak ederek, elde ettiğimiz kazanımları muhafaza etmekle mükellefiz.

Bu minvalde, işbirlikçilerin beslendiği tüm kaynakları kurutmak ve zihinlerine duvarlar örülmüş nesillerin yerleşik algılarını değiştirerek, bağımsızlık hareketine dahil olmalarını sağlamak zorundayız.

İnanın şu şehadet aşeren aziz millete dışarıdan hiç kimse, hiçbir şey yapamaz.

Ne yapacaklarsa bizim elimizle, bize yaptıracaklar.

Dolayısıyla bu devirde her vatansevere düşen ilk vazife, birliğimizi tahkim için mücadele etmek ve ayrışmamız için üretilen bahaneleri susturmaktır.

Başka seçenek arayan, öncelikle kendisine başka bir vatan bulsun!

***

Bugün 10 Kasım. Ne olur ne olmaz; M.Kemal'in ölümünü de Erdoğan'a yıkmaya çalışan şizofrenlere denk gelirseniz,

Ölü taklidi yapın.

***

Şaka gibi hakikaten...

ABD besleyip büyüttüğü ve başımıza musallat ettiği piçlerinin başına ödül koyunca, nezdimizde nefrete dönüşen müttefiklik itibarını yeniden kazanacağını düşünüyorsa,

Bizleri topyekün geri zekalı olarak kanıksamasındaki emeğimiz ve bu emeğin akıbetimize olan katkısı asla yadsınamaz.

Ancak asıl hasıl olan hakikat, kendilerinin bu sahtekarlıkların hâlâ işe yarayacağına inanacak kadar ahmak olduklarına işaret eder.

Ölüden öpücük istiyor, andavallar.

***

Aydın'da yaşayan Ak Parti seçmenleri olarak;

Merhum Menderes'in memleketi olan güzel yöremizin CHP zihniyeti tarafından yönetiliyor olmasının utancını uzun süredir yaşıyoruz.

Yerel seçim heyecanının başlamasıyla birlikte hepimiz Büyük Şehir Belediye Başkan adayının kim olması gerektiğine kafa yormaya başladık.

Bu bağlamda bu fakire de soranlar oluyor elbet, bildiğiniz gibi bendeniz adam seçme konusunda yeterince titiz davranmaya özen gösteririm.

Çevremdeki arkadaşlara danıştığımda kahir ekserisinin beklentisinin eski milletvekilleri veya eski belediye başkanları üzerine odaklandığını gözlemledim.

Ancak;

Reis'in açıkladığı aday profilinin niteliklerine göz attığımızda; görmek istediği adayın alçak gönüllü, yıpranmamış, genç, başarılı, şuurlu, dinamik, toplumun tüm kesimlerinin kucaklayabilecek niteliklere haiz yeni birisine yönelik olduğuna ikna olduk ve bir süredir bu minvalde itinayla kazı çalışması yapıyoruz.

Nihayetinde birisini buldum ve henüz kendisine bile danışmadan bu sayfada açıklamaya karar verdim. Naçizane bendenizin Aydın Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hakan Çağlar Erürker'dir.

Hem başarılı bir iş adamı, hem akademisyen, hem siyaset bilimci, hem tecrübeli, hem de toplumun her kesimi tarafından kabul görecek nitelikte olan bu kardeşimizin muhtemel adaylığı;

Partimizi zafere taşıyarak Aydın'ımızın bir kere daha kurtuluşuna vesile olacak ve güzel yöremizin hak ettiği belediyecilik anlayışıyla kucaklaşmasını sağlayacaktır.

Rabbim utandırmasın!