Kileci, Türkiye’de tekstil ve hazır giyim alanında işçilik maliyetlerinin son yıllarda dramatik biçimde arttığını belirtti. Beş yıl önce toplam maliyetlerde %15–20 aralığında paya sahip olan işçilik oranının bugün %50’nin üzerine çıktığını ifade ederek, mevcut üretim yapısının rekabetçiliğini kaybettiğine dikkat çekti. Türkiye’de aylık işçilik maliyetlerinin 1.500–2.000 dolar bandına yükselmesinin, emek yoğun üretimi sürdürülemez kıldığını aktardı. Kileci, sektörün küresel pazarda varlığını koruyabilmesi için daha verimli yöntemlere yönelmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Mısır’da Yatırımların Kalıcılık Sorunu Tartışılıyor
Son dönemde Türk tekstil firmalarının yöneldiği Mısır yatırımları da Kileci’nin değerlendirmesinde önemli bir yer tuttu. Bu yatırımların kısa vadede avantaj sağlasa da kalıcı bir çözüm sunmadığını belirten Kileci, Türk şirketlerinin Mısır’da birbirleriyle rekabet eder hale geldiğini vurguladı. Ona göre sorunun kaynağı yalnızca coğrafya değil; asıl belirleyici olan sürdürülebilir üretim modeli.
Halep’in Üretim Altyapısı Alternatif Olarak Öne Çıkıyor
Kileci, Suriye’nin özellikle Halep bölgesinin, tarihsel olarak tekstil, hazır giyim ve deri üretiminde güçlü bir altyapıya sahip olduğunu hatırlattı. Bölgedeki nitelikli iş gücünün hâlâ varlığını koruduğunu belirten Kileci, doğru planlama ve kontrollü ilerleme ile Halep’in Türk firmaları için bir üretim üssüne dönüşebileceğini ifade etti. Bu model yalnızca maliyet avantajı sağlamayı değil, aynı zamanda lojistik kolaylık, sınır yakınlığı ve nitelikli iş gücü gibi unsurları da bünyesinde barındırıyor.
Ortak Üretim Modelinde Saha Yönetimi Öne Çıkıyor
Önerilen modelde temel prensip, Suriyeli yerel bir ortakla iş birliği yapılması olarak öne çıkıyor. Kileci, üretimin operasyonel sorumluluğunun yerelde yürütülmesi gerektiğini, ancak Türkiye ile bağın kopmamasının önemli olduğunu vurguladı. Böyle bir yaklaşımın, hem riskleri azaltacağını hem de daha esnek bir üretim süreci oluşturacağını dile getirdi. Bu yapı, hem bölgesel istihdamı destekleyebilir hem de Türkiye’deki firmalara maliyet baskısını hafifletme imkânı sunabilir.
Sektörün Geleceğini Belirleyecek Stratejik Arayışlar Devam Ediyor
Tekstil sektöründe yaşanan dönüşüm ihtiyacının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir mesele olduğu belirtiliyor. Kileci, sektörün değişen piyasa koşullarına uyum sağlayabilmesi için yeni üretim bölgeleri, hibrit modeller ve teknoloji destekli süreçlerin önem kazandığını ifade etti. Halep odaklı model, bu dönüşümün sadece bir parçası olarak görülüyor.
Rekabet İçin Yeni Yol Haritaları Şart
Türkiye tekstil ve hazır giyim sektöründe artan maliyetler, geleneksel üretim modelinin sürdürülemez hale geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Kileci’nin Halep merkezli ortak üretim önerisi, sektörde yeni bir tartışma ve değerlendirme alanı açıyor. Bu yaklaşım, maliyetleri yönetmekle birlikte bölgesel kalkınmaya katkı sunabilecek çift yönlü bir strateji potansiyeli taşıyor. Önümüzdeki dönemde sektörün vereceği kararlar, Türkiye’nin küresel tekstil rekabetindeki konumunu doğrudan şekillendirecek.