“Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi” diye bir şey var.

Hani Türkiye'de iyi şeyler oluyor ya... Hani “üretim, üretim, illa da üretim” diyoruz ya... “Niye üretmiyoruz? Bizden niye başka ülkelerdeki kadar girişimci çıkmıyor?” diye hayıflanıyoruz ya... Hah işte, Dünya Bankası iş Yapma Kolaylığı Endeksinde 17 basamak birden yükselmişiz.

Çok güzel bir gelişme.

İyi şeyler oluyor ve olmaya devam edecek. Tamam da 17 basamak yükselerek kaçıncı sıraya yerleştik biliyor musunuz? 43. sıra... 190 ülke arasında 43. sıra... Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz ve 17 basamak yükselerek; yüksele yüksele 43. sıraya yükselmişiz.

Yıllar önce Ali Poyrazoğlu'nun bir tiyatrosunu izlemiştim.

Konu kısaca şöyle... Oğlunun eşcinsel olduğunu öğreniyor ve oğlu da savunma psikolojisinde, durumu meşru göstermek için, “Hollyvood'un en yakışıklı ve en karizmatik aktörü Rock Hudson'un da kendisi gibi 'tekerlek' olduğunu” olduğunu söylüyor. O dakikadan itibaren Ali Poyrazoğlu, “vay be... O bütün güzel kızları götüren Rak Hadsın da tekerlek ha, vay be” cümlesini, onlarca, yüzlere defa söylüyor.

İşte tam o misal, uzun zamandır takip etmediğim bu sıralamaya bakınca gerçekten çok şaşırdım. Ha bu arada bu durum son 15 yılın rekoru...

Bu ülkede üretim ve girişimcilik demek ki o kadar iyi durumda ki... Bu zorluk derecesi ve sıralamaya göre dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz.

Bu sıralamada bürokrasi birinci problem... Şeffaflık zaten malum. En iyi düzelmeyi de sözleşmenin icrasında yaşamışız ki, buna çok sevindim. Yani dünya ortalamasına göre sözünün ve imzasının eri girişimcilerimiz var.

Bu endekste başka örneklere bakarsak...

İş yapma kolaylığı endeksinde, ilk on sırayı alan ülkeler ise sırayla şunlar...

Yeni Zelanda, Singapur, Danimarka, Güney Kore, Hong Kong, ABD, İngiltere, Norveç, Gürcistan ve İsveç...

43. sıra... Paranız var ve iş yapmak için bu yukarıdaki ülkelerin cazibesini bırakıp, en az 33 misli daha zor bir ülkede yatırım yapmak... Niye girişimci yetişmiyor? Cevabı o kadar açık ki...

Medeni kanun İsviçre, ceza kanunu İtalya, ticaret kanunu Almanya, Borçlar kanunu İsviçre, genel idare kanunu Fransa, icra iflas kanunu İsviçre patentli olunca ortaya çıkan garabetten, aslında o kadar iyi iş çıkarmışız ki, takdir etmemek elde değil.

Yapılacak iş şu: Bir an önce hukuki alt yapı bizim ruhumuza uygun yerli ve milli şekilde tamamlanmalıdır. Yapısal değişiklileri tamamlamak için hiç ama hiç vaktimiz yok...

İşte bu nedenle ki, Reis'i; oto cam filtresi, bilmem ne ötv'si, filancanın fetvası, falancanın büyük babası gibi ağırlığı kuş tüyü kadar bile olmayan meselelerle oyalamak isteyenlerin ağzını burnunu kırasım geliyor.

Memlekette yapılacak o kadar iş ve planlanacak o kadar mesele var ki...

He ya.. Üretim üretim, niye yok? Kürek nerede?

***

Charles Darwin söylüyor:

"Farklı mesafelerin odağını ayarlayan;
içine farklı miktarlarda ışık alan;
küresel ve kromatik sapmayı kendisi düzelten;
eşsiz hücresel düzenekleri var olan göz...

İşte böyle bir yapının doğal seleksiyon yani elenme ve evrim sonucu olduğunu varsaymak, itiraf etmeliyim ki son derece saçma geliyor."

Gördüğünüz gibi Darwin bile kendi ayağına sıkmış...

Neyse, mübarek cumalar.