Van Gölü’nde göçmenlerinde içinde bulunduğu batık tekneden sağ kurtulan Medeni Akbaş, göçmenleri taşıyacaklarını bilmediğini belirterek, batan teknede tahmini 50-60 kişi olduğunu söyledi.

Gevaş ilçesine bağlı Altınsaç Mahallesi’nde 27 Haziran günü saat 22.00 sıralarında kendi tekneleriyle Van Gölü’ne açılan Sedat ve Medeni Akbaş için yapılan kayıp başvurusunun ardından Medeni Akbaş, 28 Haziran günü saat 23.00 sıralarında Tuşba ilçesi Çitören Mahallesi yakınlarında bulunarak jandarma ekiplerine teslim edilmişti. Medeni Akbaş’ın verdiği bilgiler üzerine içerisinde Sedat Akbaş ile kaçak göçmenlerin bulunduğu kayıp tekneyi arama çalışmaları günlerdir devam ediyor. Şimdiye kadar yabancı uyruklu oldukları değerlendirilen 7 kişinin cesedi gölden çıkarılırken, arama kurtarma çalışmaları bugün de devam ediyor.

Olaydan sonra gözaltında tutulan ve çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanan Medeni Akbaş’ın ifadesi ortaya çıktı. Yaşananları anlatan Akbaş, 27 Haziran’da akrabası olan Servet Akbaş’ın kendisini arayarak, "Akşama yolcu var, sen de gel" dediğini ve akşam kendisini almaya geldiğini belirtti. Adadan yolcuları aldıkları sırada göçmen olduklarını anladığını, akrabası olan Servet’in göçmen taşıyacaklarını daha önce kendisine söylemediğini dile getiren Akbaş, “Çarpanak Adası’na yakın bir noktaya geldiğimizde saat 21.50 sıralarıydı. Teknede ışık yanmıyordu. Göçmenlerin kıyı kısmında beklediğini, Servet’in göçmenlerin yanında olan bir kişiyle görüşmesinden anladım. Göçmenlerin başında bulunan ve Afganistanlı olduğunu söyleyen kişi tekneye binmelerine yardımcı oldu. Göçmenler tekneye binmiş olduğu için fazla zaman kaybetmeden yola çıktık. Mültecileri adadan alarak Bitlis’in Reşadiye ilçesine götüreceğimizi söyledi. Benim tahminim 50-60 civarında göçmen bindi” dedi.

Tekneye binenlerin 5-6’sının kadın olduğunu ve gördüğü kadarıyla 1-2 çocuk olduğunu belirten Akbaş, “İki katlı olan teknenin içi ve dışı tamamen dolu olarak, ışıkları yakmadan ilerledik. Kıyıyı biraz açıktan takip ederek devam ettik ve bir müddet sonra açılmaya başladık. Yaklaşık olarak bir saat kadar göl üstünde seyrettik. Çarpanak Adası yakınlarında hava sakin, göl ise dingindi. Adayı geçip Bitlis’e doğru ilerlediğimizde dalgalanmaya başladı. Bir ara dalganın şiddetli vurmaya başladığında motora baktım ve su attığını fark ederek korktum. Ters bir şeyler olacağından korktuğum için o esnada Servet’e bilgi verdim ve teknenin arka kısmını dalgaya vermesini söyledim. Çünkü o esnada dalga yandan vurduğu için tekne çok sallanmaya başladı. Servet tekneyi döndürmeye çalıştığı esnada bir anda teknenin sağ tarafından vuran dalganın etkisi ile sol tarafa doğru yattı ve ben dahil herkes altında kaldı. Daha sonra ben ve teknede bulunan göçmenlerden başarabilenler yüzerek suyun yüzüne çıktılar. Etrafa baktığımda gözüm Servet’i aradım ve gördüm. Daha sonra yüzerek yan yana geldik” ifadelerini kullandı.

28 Haziran sabahı saat 04.00 ile 04.30 sıralarına kadar suyun yüzeyinde kalmaya çalıştıklarını söyleyen Medeni Akbaş, “Güneş doğana kadar Servet’i batıp boğulmaması için su yüzünde tutmaya çalıştım. Bu esnada Servet’in öldüğünü anladım. Fakat ölmüş bile olsa cenazesini çıkartmak niyetindeydim. Ancak daha fazla gücüm ve takatim kalmadığı için kendisini bırakıp Çarpanak Adası’na doğru yüzmeye başladım ve karaya çıktım. Daha sonrasında kaybolan koyununu bulmaya çalışan şahsa pikniğe geldiğimi ve kıyafetlerimi suya girmek için çıkarttığımı, fakat kıyafetlerimin ve telefonumun çalındığını söyledim. O da bana kullanmış olduğu telefonu vererek eşimi aradım. Telefonu yengem açtı. Ben yengeme Çarpanak Adası’nda olduğumu ve arabayla gelip beni almalarını söyledim. Daha sonra jandarma ekipleriyle birlikte Altınsaç Mahallesi Muhtarı gelip beni aldılar” şeklinde ifade verdi.