Yörede yetişen kekik, melisa, deve dikeni, damar otu, nane, reyhan, palamut, kuşburnu, iğde, kara erik ve ışkın gibi birçok bitki, İldeniz’in elinde geleneksel yöntemlerle sirkeye dönüşüyor. Saniye İldeniz, bu süreci şöyle anlatıyor: "Bitkiler yan etkili olduğu için uzun süre saklanamıyor. Sirkeye dönüştürerek hem bu etkileri azaltıyor hem de faydasını artırıyorum. Sirke bence herkesin hayatında olmalı."
Özellikle el yapımı doğal sirkelerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, enfeksiyonlara karşı koruma sağladığını ve mevsim geçişlerinde hastalıklara karşı kalkan görevi gördüğünü belirtiyor.
Işkın Sirkesi Diyabet Hastalarının Umudu
Tunceli’ye özgü bir dağ bitkisi olan ışkın, İldeniz’in en kıymet verdiği ürünlerin başında geliyor. "Işkın sirkesi diyabet hastaları için çok kıymetli. Aynı zamanda bağışıklığı güçlendiriyor, ödem atıyor, böbreği ve bağırsakları temizliyor. Büyüklerimiz ışkını adeta ‘kanser savar’ olarak görürdü" diyerek bu sirkenin halk arasında ne kadar değerli olduğuna dikkat çekiyor.
Işkın, yüksek dağların eteklerinde doğal olarak yetiştiği için ulaşımı zor olsa da, sağladığı faydalar nedeniyle talep gören doğal şifa kaynakları arasında yer alıyor.
Sağlıklı Yaşam İçin Doğadan Gelen Alternatif
İldeniz’in ürettiği sirkeler sadece bir gıda değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının temsili. Toplu taşıma, ortak kullanım alanları ve şehir yaşamının getirdiği hijyen sorunlarına karşı, sirkenin koruyucu etkisine dikkat çekiyor:
"Bugün lavabodaki sabun bile yeterince korumuyor. Ama sirke kullanımı yaygınlaşırsa hastalıkların azalacağını düşünüyorum. Sirkeye ‘ölümsüzlük iksiri’ diyebilirim."
Köyde Üretim, Kentte Satış
Doğal sirkelerini tamamen kendi köyünde üreten Saniye İldeniz, bu ürünleri kent merkezindeki 35-40 metrekarelik küçük dükkanında satışa sunuyor. Sadece sirke değil; glütensiz kara kılçık ekmeği, tam buğday ekmeği, gözleme ve yağlı ekmek de hazırlayarak müşterilerine sağlıklı seçenekler sunuyor.
"Köyümde üretip, kentte satarak hem harçlığımı çıkarıyorum hem de insanlara şifa sunuyorum" diyen İldeniz, doğanın sunduğu olanakları bilinçli bir şekilde değerlendirdiğini belirtiyor.
Geleneksel Bilgiyle Modern Sağlık Anlayışını Birleştiriyor
Saniye İldeniz’in üretim süreci, geleneksel bilgiyle modern sağlık anlayışının birleşimini yansıtıyor. Endemik bitkileri tanıması ve bunları bilinçli şekilde kullanması, ürünlerinin etkisini artırıyor. Kendi deyimiyle, “yenilebilecek her bitkiden sirke yapmak mümkün” ve bu yöntemle doğanın gücünden maksimum düzeyde yararlanılabiliyor.
Toprağın Bereketi Şişelere Doluyor
Doğanın sunduğu şifayı sirkeye dönüştürerek hem sağlığı hem de geçimini koruyan Saniye İldeniz’in öyküsü, yerel bilgi ve emeğin nasıl değerli bir ürüne dönüşebileceğinin kanıtı. Aktarla köyünden kent merkezine uzanan bu üretim yolculuğu, yalnızca bir geçim kaynağı değil; doğaya saygılı, sağlığa odaklı bir yaşamın kapılarını aralıyor. Her şişe sirke, hem toprağın bereketini hem de bir kadının emeğini taşıyor.