Uykusuz bir gecenin ardından 25 Haziran şafağına doğru ilk saatler... Sonuç neredeyse kesinleşmiştir. İtirazlar olsa da bundan sonra gelen rakamların sonuçlar üzerinde fazlaca bir etkisi olmayacaktır.

Muarrem birinci, Tayyip ikinci ve Bahçeli üçüncü olmuştur. İyi Parti mi? İyi hallerde olsunlar. Seçimden hemen önce çekilmese zaten bu sonuçlar olmazdı.

Sürpriz, HDP'den gelmişti. 88 milletvekili çıkarmıştı. İtirazlar vardı ama sadece doğu illerinden değil bütün sahil kesiminden beklenenden çok fazla oy almıştı. Her CHP'linin evinden en az bir oy aldığı kesindi.

Televizyonlarda alt yazı geçiyordu.

"MUARREM ve DERİMTAŞ BERABER BALKON KONUŞMASI YAPACAK"

Derimtaş, seçim sonuçları netleşmeye başlarken savcıların talebi ve nöbetçi mahkeme kararı ile serbest bırakılmıştı. Ekranda gülümseyen görüntüleri geçiyordu.

Yorumcular, kazanılan zaferin çalışılarak olduğunu ve AKP'nin geçen 16 yılı nasıl ziyan ettiğinin kritiğini yapıyorlardı.

6 bin lira olan dolar artık düşmeye başlayabilir, artık borsa rekorlar kırabilirdi.

Balkona beraber ve el ele çıktılar. Muarrem ve Derimtaş... Aşağıda halk çığlık çığlığa alkışla kendinden geçmişti. İçiyor, içiyor ve yine içip slogan atıp kusuyorlardı. Bu nedenle oluşan tuhaf koku neredeyse bütün Ankara'yı sarmıştı.

Gece yarısından itibaren bütün tekel bayileri stoklarını bitirmişti. Hatta bira fabrikasının birinin deposunun kundaklandığı haberleri de vardı ama feda olsundu...

Muarrem mikrofonu sol eliyle tutarken, konuşmadan önce sağ elindeki viski kadehinden bir fırt aldı.

"Çalıştık ve başardık. İlk icraatımız adaletin tecellisi oldu. Başkan yardımcısı Derimtaş serbest ve işte yanımda..."

Mikrofonu alan Derimtaş,
"Var olun. Halkların özgürlüğü için bundan sonra hep beraberiz... Yakında o da serbest kalacak" derken Muarrem hızlıca mikrofonu kendine aldı...

"Şimdi... İkinci icraatımız... Saray.

Sarayı yıkmaktan vaz geçtik. Faydalı bir iş için kullanacağız ve adı 'demokrasi müzesi' olacak. Başına da Başkan Yardımcısı Derimtaş geçecek. Masrafları çok olduğu için bütün katmadeğer vergileri de sarayın pardon müzenin geliri olacak.

Üçüncü icraatımız TRT... Özelleştirmiyoruz. Adını 'iletişim bakanlığı' yapacağız. Hedef büyütüyoruz. Bütün özel tüketim vergileri TRT için gelir kaynağı olarak ayrılacak...

Bu arada... Özelleştirilen şeker fabrika ihaleleri iptal edilmiştir. Bu konuda fedakarca bir üstlenim ile CHP millet adına bu fabrikaları babasının hayrına çalıştıracaktır.
Bu saatten sonra abdestsiz sokağa çıkmak yasssak..."

Kafayı bulmuş, kelimeler dağılır, yayılır olmuştu. Üçüncü viski kadehini aldı yandaki tepsiden...

Ekranda 'son dakika' anonsu ardından alt yazı geçiyordu.

"Devrik Diktatör Tayyip'in yakalanması an meselesi"

Diğer haber kanalları da aynı son dakika haberini veriyordu. Bazıları Hakan Fidan'ın tutuklanmak üzere arandığını, bazıları da devrik diktatörün yandaşlarının evlerine baskın olduğunu bildiriyordu.

Sabah mesai başladığında, İsrail devlet tv'si ASELSAN özelleştirmesi için iddialı olduklarını, dünyanın en iyi SİHA'sı için Türkiye ile çalışmaya başladıklarını söylüyordu.

Uluslararası haberler oldukça ilgi çekici idi.

Suriye lideri Esed, Ankara'yı ziyaret edecek ve başkanlık kutlamasına katılacak.

ABD ve CİA, Diktatör Tayyip'in bulunması için her türlü desteği verecek.

AB yarından itibaren acilen müzakerelere başlayacak.

Kıbrıs Kıbrıslılarındır. Asker evine dön.

Bu arada kanalın biri gazete manşetleri vermeye başlamıştı. İstisnasız bütün gazeteler seçim sonuçlarını kutluyordu.

Bazı devrik iktidar mensupları da AKP'den istifa ettiklerini açıklıyordu. Aleyhte beyanat veren verene idi...

Bankalar, hemen hepsi faizleri ikişer puan düşürmüşlerdi.

O da ne bu isim... Yeni... Hayır eski gazete ve aynı amblem. Zaman Gazetesi.

Zaman Gazetesinin manşeti bambaşka idi.
"Diyanet İşleri Başkanlığının adı değişerek, Mekdilik Makamına dönüştürülmüştür. Mekdi Hazretleri de, tedavisi bitince kutlu hicri tarih olan 16 Temmuz'da iki yıllık planlama gecikmesi ile aramızda olacaktır."

Artık Yeni Dünya Düzeni ve Mekdi Hazretleri zamanıdır.