Sultan Abdulhamid Han; "Cevizin kabuğunu kırıp özüne girmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder" demiş.
Aynen öyle de; Gizli Haçlı Komitesi, teröre ve içimizdeki azılı hainlere karşı yapıtığımız milli mücadeleyi aksi bir yönde nazara vererek vede özümüzdeki milli birliğimizi gizlemek suretiyle, bizi dünyaya karşı huzursuz ve hatta zalim bir ülkeymiş gibi göstermeye çalışıyor.
Bu projenin en önemli amacı ise; tüm mazlumların, özellikle de tüm İslam âleminin en büyük umudu olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin prestijine zarar vererek, İslam alemindeki olası bir ittifaka mani olmaktır.
Hem o onlar çok iyi biliyorlar ki; eğer Türkiye'nin bu kutlu dirilişine mani olamazlarsa, maddi ve manevi cihette kurudukları zalimane sömürü düzeni büyük bir darbe alacak ve belkide tamamen dağılacak.
Yani Türkiye'nin "dünya 5'ten büyüktür" çıkışının dünyada karşılık bulması, Gizli Haçlı komitesin en büyük korkusudur. Ne de olsa, kurdukları sömürü düzeni için yüz yıllardır sinsi bir şekilde çalışmaktadırlar.
Allah'a şükürler olsun ki, yönetim anlamında olmasada, İslam alemini teşkil eden halklar nezdinde ciddi anlamda bir ittifak sağlanmış durumda.
İnşaAllah müslüman halklarda başlayan bu ittifak ruhu, yakın zamanda İslam ülkelerinin yönetimi bazında da sağlanacaktır.
Ancak bu hiçte kolay bir mesele değildir. Zira Gizli Haçlı Komitesi, İslam alemini yıkımayı hedefleyen yöntemler kullandıkları için amaçlarına hızlı ulaşıyorlar.
Ama Türkiye, hem kendi üzerindeki hemde İslam alemi üzerindeki asırlıklık tahribatı tamire uğraştığı için, çok yavaş ilerleyebiliyor. Herkes bilir ki, 40-50 kişinin yaptığı bir binayı, bir kişi kolaylıkla tahrip edebilir. Yani yıkım kolaydır. Zaten bu nedenle küffar çok daha başarılıymış gibi görünüyor.
Bu nedenle sabırlı olmalı ve İslam alemindeki hadiseleri değerlendirken, insaf dairesinde değerlendirmeliyiz. Yani "İslam alemi neden böyle" diyerek, özellikle arapları hedef almak büyük bir hatadır.
Zaten küffarın en büyük hedefide, Türkiye ile Arap aleminin arasını açmaktır. Allah bu zalimane emele fırsat vermesin, yâr ve yardımcımız olsun.
Aynen öyle de; Gizli Haçlı Komitesi, teröre ve içimizdeki azılı hainlere karşı yapıtığımız milli mücadeleyi aksi bir yönde nazara vererek vede özümüzdeki milli birliğimizi gizlemek suretiyle, bizi dünyaya karşı huzursuz ve hatta zalim bir ülkeymiş gibi göstermeye çalışıyor.
Bu projenin en önemli amacı ise; tüm mazlumların, özellikle de tüm İslam âleminin en büyük umudu olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin prestijine zarar vererek, İslam alemindeki olası bir ittifaka mani olmaktır.
Hem o onlar çok iyi biliyorlar ki; eğer Türkiye'nin bu kutlu dirilişine mani olamazlarsa, maddi ve manevi cihette kurudukları zalimane sömürü düzeni büyük bir darbe alacak ve belkide tamamen dağılacak.
Yani Türkiye'nin "dünya 5'ten büyüktür" çıkışının dünyada karşılık bulması, Gizli Haçlı komitesin en büyük korkusudur. Ne de olsa, kurdukları sömürü düzeni için yüz yıllardır sinsi bir şekilde çalışmaktadırlar.
Allah'a şükürler olsun ki, yönetim anlamında olmasada, İslam alemini teşkil eden halklar nezdinde ciddi anlamda bir ittifak sağlanmış durumda.
İnşaAllah müslüman halklarda başlayan bu ittifak ruhu, yakın zamanda İslam ülkelerinin yönetimi bazında da sağlanacaktır.
Ancak bu hiçte kolay bir mesele değildir. Zira Gizli Haçlı Komitesi, İslam alemini yıkımayı hedefleyen yöntemler kullandıkları için amaçlarına hızlı ulaşıyorlar.
Ama Türkiye, hem kendi üzerindeki hemde İslam alemi üzerindeki asırlıklık tahribatı tamire uğraştığı için, çok yavaş ilerleyebiliyor. Herkes bilir ki, 40-50 kişinin yaptığı bir binayı, bir kişi kolaylıkla tahrip edebilir. Yani yıkım kolaydır. Zaten bu nedenle küffar çok daha başarılıymış gibi görünüyor.
Bu nedenle sabırlı olmalı ve İslam alemindeki hadiseleri değerlendirken, insaf dairesinde değerlendirmeliyiz. Yani "İslam alemi neden böyle" diyerek, özellikle arapları hedef almak büyük bir hatadır.
Zaten küffarın en büyük hedefide, Türkiye ile Arap aleminin arasını açmaktır. Allah bu zalimane emele fırsat vermesin, yâr ve yardımcımız olsun.
