Derler ki dünyada yedi milyar insan yaşarmış. Bu yedi milyar insan içinde;

Bir lokma ekmeğe muhtaç, günlük bir öğün yemek yiyecek geliri olmayan, açlıktan hastalıktan kıvrılan bir sürü çocuk varmış. FARKINDA MISINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ BUNLARIN İÇİNDE DEĞİL!..

Derler ki dünyada yedi milyar insan yaşarmış. Bu yedi milyar insan içinde;

Ana babası ölmüş bir yetimhanede ağlayan, abluka altında ki bir kentte özgürlük nedir bilmeyen, kardeşi baş ucunda öldürülmüş annesi gözünün önünde tecavüze uğramış bir sürü çocuk varmış. FARKINDA MISINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ BUNLARIN İÇİNDE DEĞİL!..

Derler ki dünyada yedi milyar insan yaşarmış. Bu yedi milyar insan içinde;

Bulunduğu yere bir damla yağmur düşmeyen, su bile içmek dünyanın en büyük lüksü olan, hijyen kelimesi ancak afilli edebiyat kelimesi olarak hayatlarında kalan, burnuna sinek kondu diye tiksindiğin, yeraltı kaynakları bol ama hepsine el konulan bir sürü çocuk varmış. FARKINDA MISINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ BUNLARIN İÇİNDE DEĞİL!..

Derler ki dünyada yedi milyar insan yaşarmış. Bu yedi milyar insan içinde;

Evinde suyu elektriği olmayan, yakacak kömürü bırak sobası olmayan, sokağı çamurdan hatta lağımdan geçilmeyen, asgari kişi haklarından bile yararlanamayan, çalışan çalıştırılan çalışmak zorunda bırakılan bir sürü çocuk varmış. FARKINDA MISINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ BUNLARIN İÇİNDE DEĞİL!..

***

"Meltem kuaförüne gelin ve EN GÜZEL siz olun"
"ipana tri di vayt LÜKS ile insanlar gülüşünüzden bakışlarını alamasın"
"neşeli ahtapot ile oynarsan KAZANAN sen olabilirsin"
"barbie ile HERŞEY mümkün"
"en az 45 dakika süren KESİNTİSİZ ferahlık"

KADIN, erkek çoluk çocuk bu ve benzeri reklam sloganlarına gün içinde defalarca maruz kalıyoruz.

Büyük harfler ile yazdığım kelimeler de zihin kodlarımıza tecavüz ediliyor ve biz bunun farkına varamıyoruz.

Kurbağa deneyinde olduğu gibi...

Eğer bir kurbağayı kaynayan bir suya birden bırakırsanız kurbağa zıplayıp o sudan kaçıyor, ama aynı kurbağayı soğuk suya koyup altını açarsanız kurbağa o suya adapte olduğu için o suda haşlanarak ölüyor.

Bir zaman sonra Coca Cola iftar reklamı yaptı diye ona minnet duymaya hatta bizden görmeye başlıyor, kurban bayramında dondurucu almamız gerektiğine ikna oluyoruz.

Yaz olunca tatile gitmek gerektiğine ikna ediliyor gidemeyince mutsuzlaşıyoruz. Elektriklenen saçlarımızın sebebi o hep alamadığımız pahalı şampuanın eksikliğinden zannediyor, 2355262 kodu olan ruju bulamayınca kendimizi yeterince kadınsı hissedemiyoruz.

Hissedemediğimiz her duygu ve düşünce bizi "eksik" hissettiriyor.

Çünkü reklamlara göre;

EN güzel ve alımlı
EN güçlü ve zengin
EN en mutlu ve huzurlu
EN mükemmel ve kusursuz biz olmalıyız.

Olamayacağız ve olamayacağımızı bildiğimiz şey ve şeyler üzerinden korkunç mutsuz oluyoruz.

Ramazan ne kadar eksik ve noksan olduğumuzu idrak etme açısından bize güzel bir fırsat sunuyor. Bu fırsatı kaçırmamak lazım hem bir alana cennet bedava...

***

Sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'nun genelinde gözlemlediğimiz saçma sapan bir eziklik göze çarpıyor.

Zenginleşmek daha çok zenginleşmek en zengin olmak ülküsü etrafında birleşen insanların ortak sloganı bile var: "adamlar yapıyor aaaağbi"

"Biz niye geriyiz?" sorusuna ölümüne yapışan bu kafa "Allah Allah yaw hakikaten öyle mi olmuştu" özeleştirisini yapamayacak kadar dar kafalılar.

Rakamlar, verirler, dünya gelişmişlik endeksi, OECD raporları ve rakamlar rakamlar daha çok rakamlar ile bir ülküye ölümüne yapışıyorlar.

Sonra dönüp rakamların gölgesinde gelişmiş ülkelere bakıyorlar, Kanada'ya Norveç'e bakıyor sonra dönüp bir daha rakamlara bakıyorlar... Uzaya, uydulara Nobel ödüllerine bakıyor "adamlar yapıyor ağğbi" sloganı eşliğinde ülkülerini kutsuyorlar.

Belki haberleri yoktur diye söyleyelim Halep diye bi yer var. Valla bak var yani...

Adı her ne kadar ekonomik göstergeler de, OECD raporlarında fitch'lik yapan şirketlerin dosyaların da geçmese de var öyle bi yer. 2016 yılında sadece iki ay da 850 sivil öldürüldü o topraklarda. Rakamlar ile konuşacaksak bunları da katalım.

Orası, sonra Gazze, sonra Guta öldürülüyor belki haberiniz yoktur çok saygı değer cihangir tükürükleri.

Tam Mars'a el sallayarak robot gönderdiğimiz, Sofia denen şırfıntıya vatandaşlık verdiğimiz günlerde orada çocuklar çimen suyuna ekmek banıp yedi. Kaç çocuk olduğunun rakamsal verileri daha elimize ulaşmadı.

Kaç tane uzayda uydusu var bu çok gelişmiş sayın abilerimizin? 5000 küsur uydudan bahsediliyor. İşte o rakamına taptığınız uydular milyonlarca başka açıdan çekti parçalanan ceset fotoğraflarını ister misin görmek?

Gazze'de olanları siyasi bir kavga olarak gördüğün, üniversite kantinlerinde bulmaya çalıştığın 3000 yıllık sorunun çözümü varya aslında derdin içinde gizli. Bu insanlar 3000 yıldır oldukları o topraklar da büyütmek istiyor çocuklarını. Aaa bak yine rakam al istediğin yerine sok.

Haklısınız tabi.

Atomdan bomba yapmak hiç aklımıza gelmedi nasıl kaçırdık biz bu fikri? Nükleer denizaltı yapma fikri de ilk bizim aklımıza gelmedi gerçekten özür dileriz!...

Biz o sırada cesetlerimizin parçalarını parçalanmış topraklarımız da arıyorduk defnetmek için. Vaktimiz olmadı sizi tatmin etmeye...

"Müslümanlar o arada birbirini öldürüyordu" de, "deaş'tan bahset çekinme lütfen," Esed müslüman o da kimyasal silah kullanıyor" de Suudiler daha geçen ay moda haftası için dünyanın en büyük podyumunu inşa etti de, ağzını korkak alıştırma bunları bizde lanetliyoruz birlikte lanetleyelim ama 2002 yılında felluceli kadınların çığlıklarına sebep olanları da aynı cesaret ile lanetyelim mi?

Ya da sadece demokratik bir eylem yaptıkları için öldürülen 62 filistinli'nin damarlarının toplamı dünyayı kaç defa dolanır onu mu hesaplayalım?

Orası Ortadoğu, olur tamam!

Papa takvimine göre miladi 2006 yılına kadar bu topraklar da ülkenin en büyük gündemi kızların başlarına örttükleri örtüydü. Buna sebep olanlar aynı senin gibi medeniyet demokrasi gelişme diyordu aynı cesur yüreğin ile onları da lanetleyebilecek misin?

Yapamayacaksın!
Yaptırmayacaklar!