Bu kana iyi bak evlat!

Bu kan, senin istiklalin ve istikbalin için hiç tereddüt etmeden şehadete yürüyen ve hiç tanımadığın isimsiz bir kahramanın kanı...

Sen onu sadece ecdad diye anacaksın. Unutursan kanın kurur, onu ebediyete kadar rahmetle yad etmeyi sakın ola unutma!

***

Kardeş bildiklerimiz, kardeşlerimizi bizim silahımızla vurdular.
Bundan daha büyük bir acı olabilir mi? Düşünsene, düşmana karşı kullan diye eline silah verdiğin, geceleri o nöbette diye rahat uyuduğun herif, gün geliyor o silahı sana yöneltiyor.

Şu güzel vatanın, bu aziz milletin hainden başka sorunu yok aslında. Düşman da kim ola ki?

***

Katılım ücretinin kanla ödendiği kaç tane tiyatro gördünüz?

Tiyatro mu? Evet bir tiyatro sahneleniyor bu ülkede.... Hem de 100 yıldır...

Milletin kendi kendinini yönettiği yalanıyla doğuştan imtiyazlı aristokratların egemen olduğu, faşizmin denetiminde oligarşik dikatörlüğün demokratik cumhuriyet ünvanıyla yutturulduğu bir senaryoyu muhteva eden bir tiyatro...

Millet sahneyi devirdi, oyuncular kudurdu!

***

Ve Twitter'dan 16 Temmuz 2016 09:01'de CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu: "Tekbir getirerek boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir. İnandığınız Allah'ınız sizinde belanızı versin." demişti.

Muhakak ki Allah, kimin belasını vereceğini gayet iyi bilir; çünkü o, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

O gece millet sokağa inmeseydi eğer, ilerleyen saatlerde NATO'cular da teşebbüse dahil olacak ve ülke yönetimini ele geçireceklerdi.

Bu durumda darbeyi destekliyerek meşruiyet kazandıracak kitlelere de ihtiyaç vardı elbet. Demokrasi teranesiyle davul zurna eşliğinde sahneye çıkmayı bekleyen goşistler hayal kırıklığına uğradılar.

Sessiz çoğunluğun direneceğini hiç kimse öngörememişti.

Dolayısıyla hevesi kursağında kalan işbirlikçi kadro, teşebbüse doğrudan destek veremeyince, direnişi karalamaya girişti.

Elbette bütün yalanlar derhal ifşa oldu, lakin henüz yüzü kızarana denk gelmedik.

O gün kimin nerede durduğunu dün gibi hatırlıyoruz ve unutulmasına asla fırsat vermeyeceğiz.