NATO’nun kontrolünde siyasi suikastlar düzenleyen bir örgüt olarak tanıdığımız “Gladyo” artık sadece NATO kontrolünde değil ezoterik bir tabana da sahip. Yani “İlluminati”leşti. Burası önemli. Ne demek bu? Özellikle gençlerin ağzına yapıştırılan, büyük bir özenle insanlara reklamı yapılan bu kelime bir örgütü ifade etmez!
Sadece Türkiye’de değil dünyada da ne yazık ki olaylara genel olarak kısır bakılır ya da baktırılır. Çoğunluğun geniş pencereden bakması birilerini korkutur çünkü. Suriye ve Irak karıştı denir ama içeride bölgeyi ilmek ilmek sömüren petrol baronlarından pek bahsedilmez. Arakan’da Müslümanlar öldürülüyor denir ama çokuluslu şirketlerin bölgeyi kaşıdığından, ABD’nin arakan sahilinde koca bir donanma tutup ülkeye askeri üs kurmaya çalıştığından, Çin’i kıta sınırları içinde boğmak istediğinden bahsedilmez. Hitler Yahudileri katletti denir ama Hitler’in Almanya’da yaşayan Yahudiler’i Filistin’e göçe zorlamak için Yahudi örgütü “B’nai B’rith” tarafından iktidara getirildiği söylenmez.

Olaylar çok sonradan öğrenilir. Öğrenilse bile yanlış ya da eksik çıkma olasılığı epey yüksektir. Ama doğru noktalara baktığımızda vaziyeti bütünüyle anlayabilir hatta çözebiliriz. Bugün Türkiye’nin güçlü bir kuşatma altında olduğunu görebilmek gibi.

Türkiye köklü ve güçlü bir ülke. Son yıllardaki büyüme gelişmeleriyle de dikkatleri üstüne çekiyor. Tabii bu birçok kesim için büyük sorun teşkil ettiğinden her türlü engelleme ile karşılaşıyor. Osmanlı hangi sebepten durdurulduysa, Türkiye’de o sebepten durdurulmak isteniyor. Çünkü biliyorlar ki Türkiye geldiğinde onlar gidecek. Kapitalizm yok olacak.

Türkiye’nin ciddi bir sorunu varsa o da sürekli bahsettiğimiz ülke içinde artan, değişkenlik gösteren veya kamufle olan örgüt ve kapalı yapılanmalardır. Son zamanlarda bu örgütlerin bir tanesi çok dikkat çekmeye başladı; Gladyo.

Gladyo’nun öyle eskiden olduğu gibi Türkiye’de elini kolunu sallaya sallaya suikast düzenlemesi zor. Yaparlarsa bunun bir karşılığı olur. Bu yüzden güçlü bir değişime uğradı. Daha doğrusu uğratıldı ve kabuk değiştirmeye zorlandı. “Küresel”leşen dünyaya artık o da katıldı. NATO’nun kontrolünde siyasi suikastlar düzenleyen bir örgüt olarak tanıdığımız “Gladyo” artık sadece NATO kontrolünde değil ezoterik bir tabana da sahip. Yani “İlluminati”leşti. Burası önemli. Ne demek bu? Özellikle gençlerin ağzına yapıştırılan, büyük bir özenle insanlara reklamı yapılan bu kelime bir örgütü ifade etmez! Bir zamanlar örgüt olan İlluminati büyük bir gücün sahibiyken bugün farklı isimlerle farklı kollara bölünüp, parçalanıp yok oldu. Günümüzde İlluminati kelimesi “dünyaya hâkim olma isteği” demektir. Bir örgüt ismi değildir. Fakat neredeyse tüm ezoterik örgütler bu görüştedir. Dedik ya kısır baktırıyorlar.

Gladyo, Türkiye’ye iki cepheden saldırıyor. Bir yandan dışarıdan kuşatma altına alırken diğer taraftan da İslam’ı protestanlaştırıyor. Ek olarak bazı gazeteci ve stratejistler, Gladyo’nun içerinden bir askeri darbe daha yapabileceğini, yani bir görevinin daha olduğunu söylüyor fakat elimizde -en azından benim elimde- bu iddiayı destekleyecek bir kanıt yok.

Son söylediğimiz İslam’ın protestanlaştırılma meselesi Gladyo’ya verilen yeni görev. Çünkü yeni bir dünya düzeni kurmak istiyorsanız öncelikle yeni bir kültür düzeni kurmak mecburiyetindesiniz -ki bir Hristiyan batılı düşünürün dediği gibi İslam, medeniyetin ta kendisidir-. Bu bağlamda yeni sapkın tarikatlar çıkartılıyor veya var olanlara destek sağlanıyor.

İSLAM PROTESTANLAŞTIRILIYOR

Geçtiğimiz hafta Beyoğlu’nda yaklaşık bir yıldır faaliyetlerini sürdüren Kessaniye ve Cenahi Tarikatı’na benzer bir yere gittim. Tam olarak ne olduklarını çözmek zor. Benzeri yapılar gibi İslam sembolleri ve terimlerini kullanarak -Mevlâna Yüce Vakfı gibi- insanları çekmeye çalışıyorlar. Buradaki sohbet başlığı da “Tasavvuf Sohbetleri”ydi. Resmi bir oluşum olmayan bu mekânda birisi söz alıp uzun uzun güya İslam’ı anlattı. Allah’ın da (hâşâ) hata yapabileceği, hatalarından ders alabileceği, onun da aslında birçok yönden bizim gibi olduğu anlatıldı. İyimser davranıp acaba ben mi anlamıyorum, bu adam olaya felsefik bir bakış açısı mı getiriyor diye sözlerini anlamadığımı söylediğimde, kelimesi kelimesine “Allah yukarıda bir yerde oturuyor. O da bizim gibi, sadece bazı yönlerden daha iyi” dedi. Bakın bu örnekteki adam fitnenin vücut bulmuş halidir. Kelimenin tam anlamıyla İslam’ı protestanlaştırma, böylece güçsüzleştirip parçalama isteğidir. Aynı şeyi Hristiyanlığa da yapıp batının temellerini yok ettiler. Bugün 
İslam’a yapılan bu tip örgütlü saldırılar batıya yapılanların muadili. NATO, artık Gladyo eliyle bu yapılanmalara ciddi finansal destek sağlıyor.

GLADYO’NUN EFENDİLERİ

Vahhabilik, Cehmiyye, Cebriye, Dehriyye, Kaderiye, Rafiza, Haricilik, Neccariye, Şeytaniye, Mutelize, Mürcie, Mücessime, Keramiye, Müşebbiye, Muattile, Veseniye, İttihadiye, Hululiyye, Karamitilik, Cenahilik, Hişamilik ve İbahiye. Kendilerini İslam’ın bir mezhebi olarak gören bu yapılanmalar tamamen projedir. İngiliz projesidir.

Lafı hiç dolandırmaya gerek yok. Temelde Gladyo’yu besleyen İngiliz merkezli ezoterik örgütler var. Böyle bir durum eskiden söz konusu değildi. Zaten farklı yapılanmalarla İslam’a karşı saldırıya geçmişlerdi. Gladyo ise durumun siyasi ayağını oluşturuyordu. Bugün Gladyo’nun da medeniyet savaşına girmesi, üzerinde çok ciddi şekilde düşünülmesi gereken bir mesele. Ordumuzu kaybettiğimizde yerine yenisini getirebiliriz fakat medeniyetimiz elimizden alınırsa bunun geri dönüşü olmaz. Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nun deyimiyle “Hadi bir medeniyet kuralım” diyebilir miyiz?. Elbette diyemeyiz. Sadettin Öktence konuşacak olursak medeniyet zamanın ruhudur. O olmadan hiçbir şeyin kıymeti olamaz. Ve bunun bilincine varanlar bu alanda kuklalarını arttırıyorlar.

Haklarını yememek lazım İngilizler esasen zeki millettir. ABD gibi kısa süreli petrol oyunlarına girmek yerine karşısına aldığı ülkenin -daha doğrusu dinin- kültür ve medeniyetini yok eder. Ve böylece kalıcılık sağlanmış olur. ABD ile olan ilişkileri göz önüne alınarak FETÖ’nün ABD projesi olduğu sıkça söylenir lakin bu büyük bir hatadır. Elbette birçok yapılanma ve ülke ile beraber iş yaptı fakat meselenin altındaki ezoterik sebepleri bilmezsek, dinler tarihine hâkim olmazsak hiçbir şeyi çözemeyiz. FETÖ esasen bir İngiliz projesidir. ABD’de bulunması tamamen karartma operasyonu.

CIA’İN KİRLİ ELİ GLADYO

İşin dini boyutunun yanında siyasi boyutu da ciddiye alınması gereken bir mevzu. -aslında siyasi boyut da eninde sonunda inanç kapısına çıkıyor-

İtalya’da “Gladyo” yapılanmalarını çözen Savcı Fellice Casson, 27 Nisan 2008’de Türkiye’ye gelmiş, gazetecilere dikkat çekici açıklamalar yapmıştı: “KİM CIA’YE KARŞIYSA ONLAR HEDEF. NATO ülkelerinde Gladyo doğrudan CIA’ye bağlı. Kuruluş amacı Sovyetler Birliğini çevrelemekle görevliydi. CIA’nın hoşuna gitmeyen grupları baskı altına alıyor, sindiriyordu. Sadece solculara karşı değil, kim muhalifse, kim emirleri takmıyorsa hedefte onlar vardı.”

Dünyadaki 206 ülkeden CIA ile sürekli çatışma halinde olan sadece 4 istihbarat teşkilatı vardır. Rus istihbarat teşkilatı KGB değiştirilen ismiyle FSB, Çin istihbarat teşkilatı MSS, İran istihbarat teşkilatı MOIS ve Türk istihbarat teşkilatı MİT. Ve yine istihbarat savaşlarının, suikastların en yoğun yaşandığı ülkeler de bunlar.

Fakat buradaki tüm siyasi ve askeri anlaşmazlıkların, çatışmaların ve saldırıların arkasında yine ezoterik amaçlar yahut inanç sistemleri çıkıyor karşımıza. Bu yüzdendir Gladyo’ya Türkiye’de bu görev verildi.

Yıllardır süregelen bu kültür savaşının artık bir an önce sonlanmasını istiyorlar. Konunun uzmanlarının bi2rleştiği tek nokta da bu. Çünkü bu toprakları askeri müdahale ile ele geçiremeyeceklerini anladılar. Ve maalesef büyük başarılar elde ediyorlar. Çıkın sokağa ve durdurun birini mesela. Sorun İbn-i Arabi’yi, İbn-i Sina’yı, İbn-i Haldun’u, Farabi’yi, Gazali’yi, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Wittgenstein’ı, Hegel’i, Platon’u, Aristo’yu hatta Marks’ı…

Bütün bu kuşatmanın, İslamofobi gibi giydirme terimlerin yaratılmasının asıl sebebi bizim bir medeniyet iddiamızın olmasıdır. Her şeyin, kelimenin tam anlamıyla her şeyin özeti budur. Bizim bir medeniyet iddiamız var.

Kaynak: Diriliş Postası (Mustafa Mutlu)