Euronews'a röportaj yapan Lavrov'un röportaj'dan bir kısmı;

Euronews:

Suriye’de NATO müttefiklerinin çıkarları, yani ABD ve Türkiye, ve Afrin operasyonundan bahsediyorum, genişliyor ve Türkler sadece Afrin’le durmayacaklarını da saklamıyorlar…

Rusya Dışişleri Bakanı:

Suriye’ye girmelerinden bu yana Amerikalılar Kürtlerle ilgileniyor ve Türkiye’nin konumu ne olursa olsun görmezden geliyorlar. Ve bu konum gerçektir, ne kimse için bir sırdır, ne de kimsenin sırrıdır; Türkiye, Suriye’deki bazı grupları PKK’nın bir kolu olarak görüyor ve Türkiye ile beraber bazı diğer ülkeler de bu grupları terörist listesine koydu, bu bilinen bir şeydi. Türkler, Kürtlerin Suriye-Türkiye sınırında kontrolü ele almasına ne olursa olsun engel olacaklarını pek çok kez tekrarladı. Buna rağmen Amerika bu süreçte Kürtleri silahlandırmaya devam etti ve Türkiye’nin durumunu hiçe saydı.

Bundan kısa bir süre önce, Suriye ve Türkiye arasında 30 bin kişilik Kürt kuvvetlerinden oluşan ‘Sınır Güvenlik Güçleri’ kuracaklarını açıkladılar. Amaçları değişmedi, sonra da beceriksizce kendilerini yalanlıyorlar.

Daha sonra Türkiye’nin yaptığı açıklama bence bir sürpriz değildi, çünkü Washington’a defalarca ikazda bulunmalarına rağmen, Amerika bunu duymamayı tercih etti. İhtiyatlı davranmamız gerekiyor. Açıkça görülüyor ki, Amerika’nın aynı Irak ve Afganistan’da olduğu gibi, silahlı kuvvetleriyle Suriye’de de sonsuza kadar yerleşme gibi bir plana sahip.

Amerika, Suriye’nin egemenliğini ihlal ederek topraklarından büyük bir bölümünü ayırıyor ve orada bir tür yarı-yerel otorite yaratmaya çalışıyor. Kürtlerin de desteğini alarak özerklik bir devlet kurmayı planlıyor.

Jeopolitik planları bölgenin sadece küçük bir kısmı ile alakalı olan ve Kürt meselesine dar bir bakış açısıyla yaklaşan ABD, çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Bu, Kürtlerin yaşadığı diğer ülkelerde de büyük problemlere yol açabilir. Geçen yüzyılda Batılı meslektaşlarımızın yaptığı gibi bölgeyi karıştırmanın aksine, Kürtlerin bulundukları ülkelerin sınırları içinde eşit haklara sahip olması için çalışmalıyız.

Euronews:

Geçtiğimiz sene Avrupa ülkeleri ve Avrupa Birliği, Rusya’yı aşırı sağcı partileri desteklemekle suçladı. İstikrarsız ve zayıflamış bir Avrupa sizce Rusya’nın stratejisine fayda sağlayabilir mi?

Sergey Lavrov:

Tabii ki hayır! Biz en büyük ticari ve ekonomik partnerimiz olan Avrupa’yı güçlü ve istikrarlı görmek isteriz. Son üç senenin doğurduğu olumsuz sonuçlara rağmen, Avrupa bizim en önemli yatırım ortağımızdır ve Avrupa Birliği’nin tahmin edildiği gibi durmaksızın ilerlemesini temenni ederiz.

Avrupa’da enerji kaynaklarına olan ihtiyaç giderek büyüyor. Avrupa’daki ortaklarımız ile görüştüğümüz üzere, Nord Stream 2 ve Türk Akımı Gaz Boru Hattı Projeleri sayesinde bu ihtiyaç karşılanabilir. Bu arada Gazprom geçtiğimiz sene Avrupa’ya eşi benzeri görülmemiş rekor miktarda gaz tedarik etti. Bu yüzden, Rus gazına bağımlılıktan kaçınmak gerektiği konusundaki tüm söylemler sadece siyasi bir oyunun parçası. Bunu söyleyenlerin amacı doğal ekonomik ortaklığımızı yok etmek.


Euronews:

Rusya tüm dünyayı şaşırtarak Türkiye ve İran’la Suriye’de güvenli bölge yaratılması için anlaşma imzaladı. Bu üç ülkenin Suriye’deki adımları ne olacak? Rusya, Türkiye ve İran’ı ortak bir Orta Doğu politikası oluşturmada müttefik olarak mı görüyor?

Rusya Dışişleri Bakanı:

Obama yönetiminde Washington’la ateşkese geçmek için yapılan anlaşmalar başarısızlıkla sonuçlandığından dolayı öncelikle Suriye’de başlamış olduğumuz işi bitirmek zorunda olduğumuza inanıyoruz. Farklı yaklaşımlara sahip olsak da hala ortak tutum arayışına inanan, sözlerini tutan ve Suriye’yi tek bir bölge olarak koruyacak bir anlaşma arayışında olanlarla çalışmaktan başka bir seçeneğimiz kalmadı. Ve bunlar, Rusya gibi, terörizmle mücadeleye yardımcı olmak için meşru bir hükümet tarafından Suriye’ye davet edilen İranlı ortaklarımızdı. Ayrıca Türkiye de aynı istek ve iyi niyeti gösterdi.

2016 yılı sonunda ilk zirve gerçekleşti; Astana süreci sayesinde şiddet seviyesi ciddi bir düşüş yaşadı. Ayrıca yakın tarihte Suriye’de gerçekleşen en önemli olaylardan biri de Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin Soçi’de biraraya gelerek, Suriye’nin gelecekteki devlet yapısı için 12 ilkeyi onaylamasıdır. Evet, belki tüm muhalefet grupları Soçi’de yeterince temsil edilmedi, ancak Suriye toplumunun her kesiminden meydana gelen benzeri görülmemiş bir çeşitliliği temsil eden bir forumdu.