Esed/Hamaney rejimine yakın medya organlarının “Rejim Afrin’e giriyor” haberlerinin aslının peşine düşen Diriliş Postası, Afrin’e girmeye hazırlanan birliklerin “Baas ordusu taklidi” yapan İran’a bağlı Şii milis çeteleri ve Hizbullah terör örgütü olduğu bilgisine ulaştı.

Teröristlerin PKK’yı koruyarak, Türkiye’nin ilerleyişini durdurmayı planladıkları öğrenildi.

ABD’li yetkililerin Türkiye’ye sıklaşan ziyaretlerinin ardından, rahatsız olan Moskova’nın da İran’ın ön planda göründüğü bu plana sıcak baktığı Suriye’de sahada en çok konuşulan bilgiler arasında.

Güzergâh İran’ın proje köyleri

Rejimin Afrin’e doğru geliş rotası aslında rejimle ilgisi olan Nubbul ve Zehre bölgeleri. Bu iki bölgede “Kürt, Türkmen ve Sünni Arap” nüfusu sıfıra yakın. Nubbul ve Zehra bölgelerinin tamamı devlet olarak İran’ı kabul eden Şii köyleri olarak Hizbullah merkezidir.

Nubbul ve Zehra yedi yıldır İran’ın para harcadığı, maddi ve manevi olarak yatırım yaptığı proje bölgeleridir ve içinde bir tane bile rejim askeri yoktur.

Haftalardır konuşuluyor

İran güdümünde yayın yapan Hizbullah terör örgütünün yayın organlarından olan Almayadeen.net isimli yayın organı Afrin bölgesinde ki en güçlü medya kuruluşlarından biri. Kurulduğu günden beri Türkiye düşmanlığı propagandası yapan Al Mayadeen, Zeytin Dalı Harekâtı’nda Türkiye’ye atılan bütün iftiraların kaynağı ve üreticisi konumda. “Türkiye sivilleri öldürüyor, Türkiye kimyasal silah kullandı, Türkiye gaz kullandı, Türkiye Kürt katliamı yapıyor” gibi alçak haberlerle Türkiye karşıtı algı operasyonu yapan Al Mayaden, Zeytin Dalı Harekâtı başladığından beri İran’ın Afrin’e geleceğini duyuruyordu.

Ortaklıkları Türkiye düşmanlığı

Bir süredir Deyrizor bölgesinde devam eden rejim ve PKK arasındaki petrol çatışmasında gerçekleşen Baas-PKK düşmanlığı, Türkiye’ye karşı geçici ittifakla son bulmuş oldu. İran adına propaganda ve manipülasyon faaliyetleri yürüten üst düzey ajanlar PKK ve rejim arasında “Şimdi sırası değil, Türkiye geliyor ve bir araya gelmeliyiz, Türkiye burada güçlenirse bu hem Baas’ın hem de PKK’nın sonu olur” propagandasıyla PKK ile Şam’ın ittifak anlaşmasını hayata geçirdiler.

Türkiye kazanmasın da ne olursa olsun!

Suriye’de sahanın temel çelişkisi “Türkiye kazanmasın da ne olursa olsun” kuralıdır. Bilinen şartlarda Suriye’de PKK ve İran düşmandır. PKK ve DAEŞ düşmandır. ABD ile Rusya düşmandır. İran ile ABD düşmandır. İran ile İsrail düşmanıdır. İran ile DAEŞ düşmandır. Bu ön kabullerin tamamı aslında belli şartlar içinde kalındığı sürece geçerlidir. Söz konusu Türkiye olduğunda bu düşmanlıklar rafa kaldırılır ve imkânsız gibi anlatılan her türden ittifak geçekleşebilir. Fırat Kalanı Harekâtı’nın en büyük kösteklerinden biri olan İran, Zeytin Dalı’nın başında etkisiz gibi görünse de Şam’a götürdüğü teklifle PKK ve rejim arasındaki çatışmaları askıya almayı başardı. Deyr-i Zor bölgesinde petrole dayalı yaşanan karşılıklı savaş sebebiyle Esed rejimi ve PKK’nın petrol düşmanlığı için “şimdi sırası değil, Türkiye geliyor ve bir araya gelmeliyiz” propagandası yürüten İran, Hizbullah çetelerini PKK’yı korumak için Afrin’e doğru yönlendirme kararı aldı.

İran 4 bölgenin peşinde

Sahadan alınan bilgiler doğrultusunda İran bütün planlarını, Tel Rıfat, Raco, Cinderes ve Minnğğ askeri havalimanının Türkiye’nin eline geçmemesi üzerine kurguladığı öğrenildi. Afrin’in Azez bölgesine 6 kilometre mesafedeki Minnığ askeri havalimanı, hem ABD’nin hem de İran’ın sıklıkla kullanarak silah ve çetelerin nakliyatlarının yapıldığı önemli lojistik merkezlerinin başında geliyor. Tel Rıfat bölgesindeki otoban ise terör örgütlerinin ortaklaşa kullandığı en büyük nakliye hatlarından biri olarak dikkat çekiyor. İran’ın, bu dört stratejik bölgenin Türkiye’nin kontrolüne geçip, teröristlerden temizlenmesi halinde PKK’nın bölgede bir daha geri döndürülemez bir şekilde çökeceğini hesaplıyor. Bu stratejik hesap doğrultusunda İran’ın planının Hizbullah militanlarını ve dışarıdan getirdiği diğer yabancı teröristleri bu bölgelere göndermesi bekleniyor.

İran Fırat Kalkanı’nda ne yapmıştı?

Fırat Kalkanı Harekâtı’nda, Türk ordusu ve ÖSO onlarca şehit vererek DAEŞ’i zayıflatmış ve El Bab teröristlerden temizlenmişti. Bu başarının ardından Baas aslında yine (Baas maskeli Hizbullah ve Şii milis çeteleri) 3 senedir barış halinde birbirlerine taş bile atmadan kardeş kardeş geçindikleri DAEŞ’e karşı savaş ilan etmişti. İran, bu beklenmedik ani savaş tiyatrosuyla batı Halep’te ilerleyerek Türk Ordusu’yla DAEŞ’in arsına girerek harekâtı aksatıp DAEŞ’i korumuştu. Fırat Kalkanı Harekâtı ile Türkiye’nin DAEŞ’e karşı kazanacağı zaferin Suriye’de güçlenmesine sebep olacağını planlayan İran, benzer bir düşünce ile Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı’nı sekteye uğratmak için benzer bir hamle yapıyor.

Kaynak: Diriliş Postası (Erem Şentürk)