Hükümetin aldığı seçim kararının ardından yabancı bankaların başını çektiği ekonomi çevreleri, tahvil faizleri üzerinden başlattıkları hamlelerini döviz kuru ile sürdürmeye devam ediyorlar. Bu çerçevede son olarak bir yabancı bankanın raporunda Merkez Bankası’nın 100 baz puan artıracağını yaydığı ortaya çıktı. Finansal dedikodu atakları bununla da kalmıyor.

SPK VE BDDK İNCELESİN

Yurt dışından döviz kuru üzerinden yüzde 4’ler seviyesinde alınan sendikasyon kredilerini de “Türkiye’nin kredi talebinin yüksek olduğu ortada” dedikodusuyla kendi amaçları için kullandıkları dile getiriliyor. Ekonomi kurmayları, finans piyasalarını denetleyen Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Hazine Müsteşarlığı’nın ekonomiye yönelik hamlelerle ilgili harekete geçmesi gerektiğine işaret etti.

100 PUAN ARTIRILACAK DEDİKODUSU YAYDILAR

Kurmaylar son olarak bir yabancı bankanın geçtiğimiz günlerde portföyündeki yatırımcılarına gönderdiği bir raporla yeni bir atağa hazırlanıldığına dikkat çekti. Merkez Bankası’nın 25 Nisan tarihindeki PPK kararı ile politika faizini yüzde 8’lerde tutarak faiz artırımını geç likidite (GLP) penceresinden yaptığını belirten kurmaylar, “Yabancıları bu kesmedi. 12.75 olan GLP, 75 baz puan artışla 13.50’ye çıkarıldı. Ama onlar Merkez Bankası’nın yüzde 8 olan politika faizinin yerine GLP’deki oranın uygulanması için bastırıyorlar. Bu çerçevede şimdi yeni hamleleri Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) acilen toplanacağı ve politika faizini 100-150 baz puan artıracağı dedikodusu ile başladı” tespiti yaptılar.

Ekonomi kurmayları, yabancı finans kuruluşlarının başlattığı bir diğer dedikodunun da küresel piyasalarda negatif faizlerin yaşandığı bu dönemde Türk bankalarının yurt dışından aldığı 367 günlük kısa vadeli LİBOR+120-130 oranı ile alınan sendikasyon kredileri ile ilgili olduğuna dikkat çekti.

HEDEFLERİ FAİZ

Türk yatırımcılarının ise oluşan bu faiz oranı sonrasında içeride oluşan yüksek kredi faizleri üzerinden kredi talebi ile karşı karşıya kaldıkları eleştirileri dile getiriliyor. Tahvil ihalelerine kamu bankalarının katılmaması da gündeme geldi. Kamu bankalarının tahvilleri almasa da fiyatları aşağı çekmek için ihaleye katılması gerektiğine dikkat çeken kurmaylar, “Banka topladığı mevduatı böyle kullandığında da faiz elde ediyor. Neden girmekten imtina ediyor” sorusunu yönelttiler. Alman Deutschebank’ın bir kamu bankasının muhabir hesaplarını da kapattığına dikkat çeken kurmaylar, Alman bankasının Türk tahvil satışına aracılık yetkisinin ise halen sürdüğüne dikkat çekti.

1 Mayıs’ı fırsat bilen spekülatör

Ekonomi kurmayları 1 Mayıs tatilini de fırsat bilen bazı kesimlerin izlediği yöntemi şöyle anlattılar: “27 Nisan cuma günü hisseleri toplayanlar pazartesi günü satarak Türk Lirasına döndüler. Borsa’dan yüzde 3.1 düşüren hamle ile çıktılar. O tarihte döviz kuru 4,04-4,05 idi. O seviyeden alımlar yaptılar. Burada devreye ağustos ayında yapması gereken değerlendirmeyi erkene çeken S&P’nin, kamuya açıklanmadan önce bazı yabancı piyasa aktörlerine fısıldanmış olduğu ortada. Dolar kuru böylece 4.29’a kadar taşındı. Borsada bankacılık hisselerine vurup, dövizde pozisyon alanların tespiti için harekete geçmeli.”

Kaynak: Yeni Şafak