Bazı filmler vardır. Oyunculuk ya da aksiyonundan çok konusunun arka planı yüzünden çok şey anlatır, anlatmaya çalışır. İşsizlik dönemimde, bir kaç haftada bütün sezonlarını izlediğim Hell on Wheels (Yürüyen Cehennem) dizisi de bunlardan biri.

Konu, Amerika'nın iki yakasını bir araya getirecek olan demiryolu inşaatı süresince yaşananlar... Rayların döşenmesinde yer alan iki şirketin rekabeti, birbirlerini geçmeye çalışmaları, entrikalar, borsa oyunları ve aşılan coğrafyalardaki yaşamlar.... Ama hepsinden önemli bir arka plan konusu daha var ki, o da ülkenin bütünlüğünün demiryolu ile sağlanması...

Bu anlamda bizim Hicaz Demiryolu ile ilgili değil film, roman veya hikayemiz bile yok.

O dönemde Amerikan Borsalarındaki mevcut yatırım değerlerinin yüzde 70'i demiryolu şirketlerine ait. Yıl 1800'lerin ortaları.

Aynı yıllarda, Çarlık Rusyası da, demiryolu yapmak uğruna finansal olarak batmayı göze alıyor ve batıyor da...

Osmanlı biraz geç olsa da, Hicaz Demiryollarını yapmaya başlıyor. Ancak, dünya Osmanlı'yı paylaşmaya karar vermiştir. Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesi ile start verilmiş olur.

Şu kesindir: Osmanlı, enerji kaynakları ve petrol uğruna parçalanmıştır. Bu paylaşımda önce Rusya ve İngiltere birinci derece söz sahibi iken, 1917 bolşevik devriminden sonra İngiltere yalnız kalmıştır. Sonra da devreye Amerika girerek Sevr iptal edilmiş ve Ortadoğu yeniden paylaşılmıştır.

Osmanlı, petrolün değerini biliyordu. Bugün hala bile söz konusu olmayan yerlerden yüzeye çıkan petrolü değerlendirdiğini biliyoruz. Trakya Ganos ve Ordu Vona kaynaklarda geçmektedir.

Bu tarihi süreç şu nedenle çok önemli... Pazar ve pazara ulaşım.

Amerika'da bir ciklet üretseniz doğudan batıya en az 300 milyonluk bir pazar söz konusudur.

Bu kuzey amerika kıtası coğrafyasında sanayi devrimi biraz hızlı gelişmişti. 1926 yılına gelindiğinde ülkede, 3000 civarında otomobil imalatçısı vardı. Sanayi devriminin başındaki demiryolu borsa yatırımlarının neredeyse tamamı, bu yeni alana kaymıştı. Haliyle bunun sonucu 1929 büyük mali krizi oldu.

Petrol ihtiyacı arttıkça arttı.

Hazıra dağ dayanmaz ve kaynaklar bitiyor. Para, yavaş yavaş Amerika'dan uzaklaşmaya başladı ve uzaklaşıyor. Ortadoğu, Ortaasya ve Sibirya steplerinde hala bakir enerji kaynakları var.

Pekin ve Moskova arasında, Pekin ile Madrid arasında yapılmaya başlanan hızlı tren demiryolu çalışmaları devasa bir pazarı birbirine yakın kılacak.

Bugün, günün savaşı da işte tam bu nedenledir.

İşte tam bu nedenle Amerika, tarihi ipekyolu coğrafyasının tam göbeğinde mevzi tutmuş olmak için Afganistan'dan çıkmamaktadır.

İşte tam da bu nedenle Ortadoğu'da savaşlar bitmemektedir.

Enerji kaynakları ve pazar... Sadece Çin, 1,6 milyar nüfus ile Avrupa'nın üç misli nüfus ve 10 milyon kilometrekare yüzölçümü aynı büyüklükte toprağa sahiptir. Hindistan arka bahçesi ile neredeyse Çin'den fazladır.

Küresel finans dünyası ve çokuluslu şirketler şimdiden bu pastadan pay kapma peşindedirler.

Adına her ne denirse denilsin. Silk Road, İbrişim Cade, Tarikül Harir veya İpek yolu... 15-20 yıl sonrasının cazibe merkezi bu güzergah olacaktır. Para ve borsa hisseleri bu güzergahta değerlenecektir.

İşte TANAP... Hazar petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlandı. Hazar'ın kuzeyinden ve güneyinden hızlı tren demiryolu projeleri hazır...

İşte Türkiye bu güzergah üzerinde en alternatifi olmayan kilit noktada bulunuyor.

İşte 24 Haziran'da bu coğrafyanın en önemli ve stratejik ülkesine başkan seçilecek.

Bilmem anlatabildim mi?
Selam ve dua ile.