ABD'yi hiç bu denli çaresiz ve eli kolu bağlanmış halde gördünüzmü bilmiyorum ama ben daha önce hiç görmedim..

Adamlar "papazımızı verin" diye oturma organlarını yırtıyorlar. Neredeyse bi ağlamadıkları kaldı. Ama bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden tık yok. Bir de üstüne üstün Türkiye Cumhuriyeti BAŞKOMUTANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN çıkıyor ve dalga geçer gibi "verin  papazımızı, alın papazınızı" diyor.

Bu ne Türkiye tarihinde görülmüş bir olay ne de dünya tarihinde görülmüş bir komedi. Kimse büyük resmi görmüyor ama dünyada bir ilk yaşanıyor. Türkiye Cumhuriyeti dünyayı yöneten siyonistlerle alenen dalga geçiyor ve onlara ciddi ciddi "SİZ KİMSİNİZ Kİ" diyerek hadlerini bildiriyor, kafa tutuyor.

Şunu bilin ki biz sadece perdenin önünde bize gösterilenleri izliyoruz. O kadarını algılıyoruz, olayları sadece görünenden ibaret zannediyoruz. Oysa ki devletimizin görünen değil, görünmeyen hamleleri kudurtuyor, delirtiyor siyonistleri... Zıvanadan çıkartıyor bu şeytanları...

Ben size daha öncesinde Amerika denen ülkenin içerisinde, iki tane ayrı devlet olduğunu yazmıştım. 1. Amerika'yı siyonistler ve kendilerini Siyonistlerin yardımcıları olarak gören evangelistler oluştururken, 2. Amerika'yı Siyonizm karşıtı Hristiyanlar oluşturuyor ve Amerika denen kıtayı 1. Amerika dediğim siyonistler yönetiyor ama nihayetinde Amerika denen kıtanın üzerinde yaşayan tüm insanların hayatları, siyonist dediğimiz insanların ellerinde şekilleniyor.

Birinci Amerika'yı CIA korurken 2. Amerika'yı FBI koruyor ve bizler zaman zaman CIA ile FBI arasındaki ayakta kalma savaşlarına şahit oluyoruz. Amerika'nın tamamı siyonistler tarafından yönetildiği için, yönetim mekanizması her zaman için İngiltere ve İsrail'i korumaya yönelik kararlar alır. Bunu yaparken de hiçbir zaman kendi halkının istek ve arzularını çıkarlarını gözetmez.

Şunu şuraya açık gönüllülükle yazıyorum ki Amerika'nın şu anda çığırtkanlık yapmasının altında yatan sebep Türklerin Ortadoğu'daki hakimiyetin artması sonucu, İsrail'in Ortadoğu'da ki güvenlik sorununun artmış olmasıdır. Onlar, en çokta gün gelip, Türkiye'nin Suriye'de feth ettiği topraklar üzerinden, İsrail'e füze fırlatacak olmasından endişe duyuyor. ABD'li yetkililer çok kısa bir süre sonra, Türkiye'nin ortadoğuda önü alınmaz bir güç olacağını ve Türklerin bu ilerleyişinin ABD'nin ortadoğudaki varlığının sonu olacağını da çok iyi biliyor, bunu görüyor.

Bu yüzden sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni  bir çember içinde tutmaya çalışıyor. Fakat gelin görün ki ABD, tam Türkiye'yi çembere aldığını zannettiği anda, Türkiyeden beklemediği bir hamle geliyor. Ve ABD afallıyor, şaşırıyor. Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan komutasındaki Türkiye'nin durdurulamayacağını çok iyi biliyorlar.

Bu yüzden, ondan kurtulmak için bütçelerinden milyarlarca dolar akıtıp, ülkemizde faaliyet göstermesi için, türlü çeşitli terör örgütleri kurup, besleyip üzerimize salıyorlar. Fakat, artık bununda sonuç vermediğinin farkındalar. Bir ümit dolar ve faizleri yükselterek, en ince noktamızı yani ekonomimizi kaşıyorlar. Ama o da nafile.

Yıllardır çektiğimiz eziyetler, yaşadığımız acılar, bizim acı eşiğimizi o kadar yükseltti ki artık ne yaparlarsa yapsınlar, bir sonuç alamıyorlar. İşte bu, Amerika'yı delirtiyor, zıvanadan çıkartıyor. Anlayacağınız, çember gittikçe genişledi ve iş tersine döndü. Dimyat'a pirince giden ABD, evdeki bulgurdan oldu. ABD, artık yavaş yavaş kendisi bir çemberin içinde sıkışmaya başladı ve onları bu çemberin içine girmeye zorlayan Türkiye Cumhuriyeti'dir.

İşin onlar açısından en rahatsız edici tarafı ise, Türkiye'nin sadece bulunduğu bölgede değil. Bulunduğu bölge dışındaki hakimiyet alanınında artıyor olmasıdır. Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan hiç boş durmuyor, ülke ülke dolaşarak hem siyonizmin ayakları altında ezilmiş Hıristiyanları yanına çekiyor hem de  ekonomik açıdan yeni kapılar yeni rezervler arıyor. Bu da SİYONİST Amerika'yı başlı başına çıldırtmaya yetiyor.

Bundan 100 yıl önce hasta adam dedikleri Osmanlı'nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti yeniden şahlanırken, ABD ve batılı ülkeler veba virüsü gibi Siyonizm virüsüne yenik düşmüş durumda. Yani artık kendileri HASTA ADAM moduna düştüler. 

Başkan Erdoğan, herşeyin farkında. Osmanlı'nın intikamını almak için ve yeniden onların ayakları altına düşmemek için yeni ticari kapılar arıyor. Siyonizmin ayakları altında ezilen tüm halkları din dil ırk ayırt etmeksizin kendi tarafına toplamaya çalışıyor.

Yaptırımla, savaş tehdidiyle, izole etmekle bizi indirebileceğini zanneden siyonist güçler, çırpındıkça batıyor. Battıkça daha fazla çırpınıyor, şu anda batıdan yükselen çığlıkları, rahatsızlıkları ve tehditleri bu minvalde değerlendirmenizi tavsiye ediyorum.

YENI DÜNYA KURULUYOR VE TÜRKIYE CUMHURİYETİ TRİBÜNLERDE DEĞİL, SAHADA TOP KOŞTURUYOR. Yani seyirci değil, oyuncuyuz elhamdülillah.

Artik ne Türkiye'de, ne bolgede istedikleri gibi at kosturamayacaklar! Körfezin korkak kralları veyahut BATININ ATADIĞI G** devlet adamları yok karşılarında BAŞKOMUTAN ERDOĞAN ve onunla bu yola başkoymuş OSMANLI TORUNLARI var.

ABD her ne kadar bizi papaz üzerinden tehdit ediyormuş gibi görünsede, aslında parmak salladığı şey, her türlü saldırıya rağmen ısrarla büyümeye devam eden ekonomimiz. 90 yıl sonra yeniden yönetime ve üretime geçen büyük Türkiye Cumhuriyeti. Ve halkı dışında hiç kimseye, hiçbir güce baş eğmeyen BAŞKOMUTANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'dır. Yani işin Türkçesi papaz tehdidi işin magazin kısmı, papaz bahane. Türkiye'yi tehdit etmek ve köşeye sıkıştırmak şahane.

SİYONİZM hoyratlığının ilacı, TÜRKÜN YİĞİTLİĞİNDEDİR. Bu kan emici batıyı ve onların efendileri siyonistleri haraca bağlayacagımız günler çok yakındır. Yeter ki millet olarak dimdik başkomutanımızın arkasında durmasını bilelim. Batı ne yaparsa yapsın, korkmayalım, endişeye kapılmayalım. Ne kadar güçlü bir ülkenin evlatları olduğumuzu iyi bilelim.

Bu kan emici vampirler, en son 44 yıl önce Türkiye'ye ambargo uygulamaya kalkmışlardı. Sonuç ortada... Türkiye bu ambargo girişiminin cevabını, KKTC'yi topraklarına katarak vermişti.

Şimdi yine Türkiye, İb..e bir rahip bozuntusu bahane edilerek, ambargo uygulanmakla tehtit ediliyor. Ahhh, keşke yapsalar böyle bir güzellikte. Şöyle ağız tadıyla onları ortadoğudan bir kazısak. Oradaki ata yadigarı topraklarımızı, Güney Kıbrıs'ı ve oniki adaları yeniden topraklarımıza katsak...