Gürbüz Karakuş: "Mülkî sınırlarım içerisinde yaşayıp da; gözümüzden kaçan, aç ve açıkta kalan, evsiz-barksız, çaresiz, hasta, ilacını alamayan, protez ihtiyacı olan, fakir olup da ekonomik sıkıntısı ve borcu olan kim varsa bana gelsin. Bu gibi kişileri lütfen bana iletin."

Bir Kaymakam böyle bir paylaşım yapmışsa, bilin ki, emrindeki memurlarda ciddi bir sıkıntı var demektir. Zira Kaymakamın vurgu yaptığı meseleler, vatandaşın bir dilekçesi ile, alt makamlarca çözüme kavuşturulması gereken konulardır.

Yani bu meselelerin çözümü için kimsenin Kaymakama çıkmasına gerek yoktur. Ama ne yazık ki, hantal vede uyuz memurluk anlayışı, Kaymakamı bu paylaşıma mecbur bırakıyor...

Ve daha acı olan durum ise, bu vahametin sadece bir ilçe ile sınırlı olmayıp, tüm ülke genelinde olmasıdır. Bunun çözümü ise, asırlık memur zihniyetini kökten değiştirerek, vatandaşın derdini kendi derdi bilen bir memur anlayışını tesis etmektir.

Elbette bu kolay bir mesele değildir. Çünkü böyle bir durumda, bazı sözde memurların görevinden atılması veya cezalandırılması gerekecektir. Yani memurluk; "Salla başını al maaşını" olarak görülen, garanti bir iş olarak değil, sorumluluğu fazla, ihmali ise ağır ceza gerektiren kutsal bir vazife olarak görülen bir görev haline getirilmelidir.

Ama şuda var ki, Reis böyle bir memur zihniyetine rağmen çok büyük işler başardı. İnşaAllah memurluk görevi hakkettiği nokataya getirildiğinde çok daha fazla icraati, çok daha kısa zaman içinde yapabilen bir ülke olacağız.

Aslında Reis, mevcut memurluk anlayışını değiştirmek istemişti. Lakin malüm odaklar konuyu olmadık yerlere çekerek, atılacak adımlara engel olmaya çalıştılar ve hatta engel oldular...

Velhasıl, idarecileri değerlendirirken, asırlık ve bozuk bir memurluk anlayışını vede hazirandan sonra değişecek olan mevcut sistemdeki bürokratik oligarşi ağını gözardı etmemeliyiz. Bu çerçevede, sayın Kaymakamımızı tebrik ederek, diğer Kaymakamlarımıza emsal olmasını temenni ediyorum. Allah yardımcımız olsun.