Yeşilçam sinemasının ünlü oyuncusu Hülya Koçyiğit, Yeşilçam ve yeni Türk sinemasının birbirinin devamı olduğunu söyledi. Koçyiğit, genç yetenekleri daha iyi olmaları konusunda desteklediğini ifade etti.

Başkent Atina’da devam eden “Türk Filmleri Haftası” kapsamında Hülya Koçyiğit ile yönetmen ve oyuncuların katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. 23-29 Ekim tarihleri arasında Atina’nın ünlü sinema merkezlerinde Tainiothiki Sineması’nda gerçekleşen basın toplantısına basın mensuplarının yanı sıra Türk sinemasına emek verenleri görmek isteyen seyirciler katıldı.

“50 yıl Türk sinemasında yer aldım. 180'in üzerinde filmde rol almışım. Bunun her birisi çok değerli benim için.” diyen Hülya Koçyiğit, Yeşilçam ve Yeni Türkiye Sinemasına dair şu yorumda bulundu: “Dün Yeşilçam bugün Yeni Türkiye Sineması diye adlandırdığımız şey, genç sinemamız, her ikisi de birbirinin devamı ve birbirinden besleniyorlar.”

Yunan sinemasının da 100. yılında olduğunu hatırlatan Koçyiğit, “Türkiye de öyle. Birçok etkinlik yapılıyor. Aranızda bulunmamız gibi. Türk ve Yunan sinemasının karşılıklı olarak 100. yıllarını kutlaması beni çok mutlu etti.” dedi.

“Sizin döneminizde film oyuncusu olmak kolay mıydı?" şeklindeki bir soruya Koçyiğit, “Uzun yıllar önce sinemayı başlatan tiyatro sanatçıları oldu. Tiyatroda da kadınlar hep vardı. Türk sinemasını oluşturan ustalarımız, tiyatroların dışından da yetenekleri değerlendirmeye başladılar. Kadınlar da öyle.” diye cevapladı.

“GENÇLER DAHA İYİ OLSUNLAR İSTİYORUM”

Koçyiğit, şöyle devam etti: “Eskiden insanlar nezaket, saygı, sevgi, mesafe gibi duygularla birbiriyle ilişki kurarlardı. Ben büyük zorluk yaşamadım. Gençlerle ilgili olarak sinema okulları açılmalı demiştim. Şimdi o okullardan yetişmiş gençler gelmeye başladı. Daha da iyi olmaları için destekliyorum.”

Yunanistan’a ilk gelişinin popüler olduğu döneme denk geldiğini söyleyen Hülya Koçyiğit, “Buradaki ilgiyle başka yerde karşılaşmamıştım. Unutulacak gibi değil. Olağanüstüydü.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE'DE POLİTİK FİLME SANSÜR DEVAM EDİYOR”

Söz alan diğer konuşmacılar ise Yeşilçam’ın politik filmler konusunda iyi yapıtlar ortaya koyduğunu belirttiler ve son dönemdeki sansüre dikkat çektiler: “Tarih söz konusu olduğunda, Yeşilçam’da politik çok iyi filmler, yönetmenler ve oyuncular görüyoruz. Yine de Türkiye tamamen özgür filmler yapacak bir seviyeye gelmiş sayılmaz. Hâlâ sansür ve oto sansür devam etmektedir.”

“İKİ HALK SANILANDAN DAHA YAKIN”

Basın toplantısına katılan Yunan izleyiciler ise Türk sinemasına dair hatıra ve görüşlerini paylaştı. Türk dizilerinin Türkiye’ye bakışında büyük değişime sebep olduğunu belirten bir izleyici “Ben tarihçiyim. Türk tarihi ve kültürünü okudum. Son yıllarda Türk dizilerini takip ediyorum. Son 3 yılda da Türkleri çok daha yakından tanıdım ve anladım. Bu Türkiye'ye karşı bende bir yakınlaşmaya neden oldu.” dedi. “İki halkın tahmin edilenden çok daha yakın olduklarını düşünüyorum.” diyen izleyici, “Sakız Adalıyım. Oradaki bazı olaylar sebebiyle belli bir dönem Türklere karşı bir yoğun bir ırkçılık yapılmış olsa bile, benim düşüncem olumlu yönde tamamen değişti.” ifadelerini kullandı.

“Türk Filmleri Haftası”, Perşembe akşamı beyaz perdeye yansıtılan “Ben O Değilim” filmi ile başladı. Bir hafta boyunca Türk sinemasının 100. yılı çerçevesinde toplam 14 film sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. Atina'da seyirciyle buluşacak, Berlinale, Cannes, Toronto ve Venedik gibi dünyanın en prestijli festivallerinden ödülle dönen son dönem ve klasik Türk filmlerinden oluşan 14 yapıt şunlardan oluşuyor: Gözümün Nûru, Ben O Değilim, Küf, Dedemin İnsanları, Kosmos, Yozgat Blues, Daire, Masumiyet, Kelebeğin Rüyası, Sürgün, Gelin, Anayurt Oteli, Selvi Boylum Al Yazmalım, Yol.