Bundan tam 9 yıl önce soğuk ve karlı bir kış günü Rahmet-i Rahman’a kavuşarak şehadet şerbetini yudumlayan Muhsin Yazıcıoğlu’nu dualar ve özlemle anıyoruz. Müslüman Türk Milletinin hakikate susamış evladı olan ve bu yolda destansı bir mücadele veren Yazıcıoğlu, hak bildiği yoldan son nefesine kadar dönmedi. Darbecilere karşı da amansız bir mücadele veren Yazıcıoğlu, “Namlusunu halka çeviren tanka selam durmam” sözleriyle milli iradeye verdiği önemi gözler önüne serdi. Haksızlıklara karşı verdiği mücadeleyle tanınan Muhsin Yazıcıoğlu’nu anlatan yol arkadaşları, ömrünün son anına kadar dik durup hakikati söyleyen bir Anadolu yiğidi olduğunu belirttiler... 

DİK DURDU DOĞRUYU SÖYLEDİ

AK Parti Ordu Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı Metin Gündoğdu, “Muhsin Başkan, devletine ve milletine kendini adamış bir siyaset adamıydı. Dik durup, doğru söylediğine şahidiz” dedi. Yazıcıoğlu’nun darbecilere karşı amansız bir mücadele verdiğini kaydeden Gündoğdu, “Namlusunu halka çeviren tanka selam durmam sözleriyle darbecilere meydan okudu. Muhsin Başkan, devletine dışardan yapılan tüm saldırılara karşı hükümeti ve milletiyle bir ve beraber olan bir isimdi. 2007’de AK Parti iktidarını engellemek isteyenler dışarıdan dizayn etmek istedi. Muhsin Başkan, ‘Türkiye’nin geleceği için kendi inanç iklimimde olan insanlara asla çelmek takmam’ dedi. Vefatından beş gün önce birlikteydik. ‘Üç saniyesine bile hükmedemediğiniz bir dünya için fırıldak olmayın’ ve ‘Biz, vatan, bayrak ve millet neredeyse hep orada oluruz sözleri halen kulaklarımdadır” ifadelerini kullandı.

İDEAL UĞRUNA ÇİLELİ BİR HAYAT

Muhsin Yazıcıoğlu hakkında, “Başkan Dedi ki” isimli derinlemesine bir eseri olan Seriyye Vakfı Genel Başkanı Servet Turgut, “Muhsin Yazıcıoğlu ruhi muhtevasıyla bizden ne beklemektedir? İdeal yolunda geçmiş çileli bir hayat, çelikten bir zemin üzerinde gün, ay ve yıl çıkıntılarıyla pürüzlenmiş bir biley taşına sürtüldükçe keskinleştirilmiş bir bıçak gibidir” dedi. Yazıcıoğlu’nun Kemalist zihniyete karşı amansız bir mücadele verdiğini belirten Turgut, Kemalizmi her daim milletin sırtına binen bir kene gibi görmüş ve bunu aynen bu şekilde beyan etmiş” ifadelerini kullandı. Yazıcıoğlu’nun sembol bir şahsiyet olduğunu vurgulayan Turgut, “25 Mart 2009. O günden sonra kime ne oldu bilmem ama bizi ona düşmanmış gibi gösteren kıldan tüyden adamlar havayı kokutsa da o gittikten sonra, biz yetimlik neymiş anladık” şeklinde konuştu.

40 YILLIK MÜCADELE

1954 yılında Sivas’ın Sarkışla ilçesi Elmalı Köyü’nde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla’da yaptı. Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde tamamladı. 1978’de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği’nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 yılına kadar MHP’de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu. 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi’nde kaldı.

1987’de arkadaşları ile birlikte MÇP’de siyasete girdi. MÇP’de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu. 1991 genel seçimlerinde üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. “O, inançlarınızı Meclis’e taşıyacak” sloganıyla, Sivas’tan milletvekili seçildi. 29 Ocak 1993 tarihinde Büyük Birlik Partisi kuruldu ve bu partinin Genel Başkanlığına seçildi. Yazıcıoğlu, evli ve iki çocuk babasıydı…

Kaynak: Yeni Akit (Harun Sekmen)