Eğer 14 Mayıs'ta seçim olacaksa-olursa!
Ve adaylar açıklandığı gibi - şuanki bildiğimiz isimler olarak yarışacaklarsa...!

Aziz Milletimiz, yasama (Meclisi) ve yürütmeyi (Hükümeti) paylaştırabilir-paylaştırmalıdır...

İkdidar çok ama çok yoruldu...
Yeni hükümet sisteminin eksiklerini 5 yıldır hiç gündeme almadı, revizyon yaparak denge-denetleme ve firen mekanizmalarını oluşturmadı.
İstanbul ve Ankara seçimlerinden gerekli dersi çıkar(a)madı.
Tabandan tavana ANAP'ın son dönemleri gibi oldu ve dava şuuru yerine menfaat arzusu kuvvet buldu.
Hukuk ve ekonomi alanında 2000 öncesine kadar zemin kaybetti...
Tarım ve hayvancılık zaten 20 yıldır malesef en başarısız alanı.
Bunun yanında özellikle Libya, Suriye, Akdeniz meselesini...
Karabağ ve Karadeniz atılımlarını...
Savunma sanayi ve terörle mücadeleyi...
Ayasofya ve benzeri fütuhatları...
Bor, değerli maden ve petrolleri...
Hususan 6 Şubat fekaketinin yaralarının sarılması gibi EMANETLERİ bu hükümet haricinde kim(ler)e nasıl teslim edilebilirki?
Muhalefet cenahı uzlaşı, istişare, güçlendirilmiş parlementer sistem, hukuk ve ortak akıl gibi çok önemli şeylere vurgu yaparak umutları yeşertiyor ancak Külliyeyi boşaltıcaz, İstanbul sözleşmesini geri getiricez, Mit ve iha-sihalara dokunacağız gibi söylemlerle hiç güven vermiyor aksine korkutuyor...
14 Mayıs'ta seçim olduğu takdirde yasama ve yürütme ayrı ayrı paylaştırılmadan herhangi bir ittifakın galip gelmesi durumunda...
İkisini de Mevcut İttifak kazanırsa kutuplaşma ve gerginlik kontrolden çıkıp içinde bulunulan krizler, telafisi zor büyük bir tahribatı netice verecek olayları iç ve dış mihraklar kolaylıkla tetikleyebilir...
Hem yasama hem yürütme muhalefet bloğuna geçmesi durumunda kaygan zeminde ayağa kalkıp yürümeye dahi mecalimiz olmayabilir hususan millet olarak maddi ve manevi kazanımlarımızı da kaybetme ihtimali doğabilir...
Yüksek ihtimalle çok sayıda göreceğimiz siyasi ve yönetişim krizleri deva değil derdi artıracaktır.
(Not: aday belirleme sürecindekine benzer bir krizin ikdidarda oldukları anda yaşandığını varsayın neler olurdu? 
Dolar kuru ve ekonomi ne hale gelirdi?
Milli İrade hakem olup meseleye müdahale ederek, yürütmeyi-hükümeti aynı şekilde mevcut iktidarda, yasama-meclis çoğunluğunu muhalefete pay etme durumunda herkesin kazandığı, kazanmak zorunda olduğu bir imkan doğabilir...
Uzlaşı ve istişare söylemini sürekli öne çıkaran ve bununla iftihar eden Millet ittifakı bakalım ne kadar samimiymiş görelim...
Yürütme erki ile uzlaşı, istişare ve helallik yolunu aramak zorunda kalsınlar ki bizde sonrası için ihtiyaç dahilinde gerçekten güvenelim...
Cumhur ittifakının çok övdükleri bu sistemin her zaman  ihtimal dahilinde olan meclis çoğunluğu olmadan devam şeklini tecrübe etmeli ki görelim bakalım ne kadar güvenli bir sistemmiş!...

Güçlendirilmiş parlementer sistem veya revize edilmiş Başkanlık sistemi, gerçekten sivil ve özgürlükçü bir Anayasa için yasama ve yürütme bir arada çalışma mecburiyetini bizzat Halkın irade ve ihtarıyla anlamalılar ve buna mecbur kalmamalılar...
Deprem yaraları ve hazırlıkları,  Hak ve Hukuk ihlalleri, ekonomik krizler, Tarım-Hayvancılık alanında siyaset üstü milli güvenlik hassasiyeti ile yapılacak kalıcı reformlar, her türlü Terörle mücadele, Mavi Vatan'da ki haklarımız, sınır güvenliği, kalıcı şekilde sığınmacılar probleminin çözümü, İslam iş birliğine dair atılacak adımlar vs vs bir çok konuda ciddi mesafe alınabilir-mutlaka da alınır...
Herkesin birbirini muhatap almak zorunda olduğu, diyalog kapılarının açık kaldığı, kimsenin kimseye hakaret etmediği, küçümsemediği, kimsenin keyfi şekilde muamele etmediği, yolsuzluk kanallarının kapandığı, mecburen liyakatin esas alındığı, kimsenin ülkesini yabancılara şikayet etmediği Yasama ve Yürütmenin birbirine müzahir, murakıb, muavin olduğu bir TÜRKİYE'Yi inşa edebilirler hep birlikte.
Bu millet ve devletin omuzlarında önce İslam Alemi sonra bütün insanlık için çok ciddi vazife ve sorumluluklar var...

Hep birlikte müşterek bir zeminde her rengin olduğu bir irade ile kazanacağımız kuvvet Devletimizi inşallah hayallerimizin ötelerine taşıyacaktır...

Her iki ittifakta,  MİLLİ İRADEYE karşı bu şekilde samimiyet testine tabi tutulmalı...

Böyle bir güç paylaşımı sonrası oyun bozanlık yapıp, Milli iradenin hakemliğini ve verdiği vazifeyi kabul etmeyip milleti tekrar seçime götüren, götürmek isteyen sandıkta gömülür, tarih sahnesinde hiçte istemediği şekilde anılır...
Milletimiz ve Devletimiz için hayırlısı neyse o olsun inşallah...