Nedir ki özgürlük? Derin anlamlar içermeyen en basit ve en materyalist anlamda özgür olmak ne derece mümkün olabilir ki?

Çekip gitmek istiyorum buralardan... Uçakla veya araba kullanarak değil. Bir trenle, karlı dağları, ortasından nehirler akan ovaları seyrederek; uzun yalnız geceleri ve gündüzleri yaşayarak çekip gitmek istiyorum. Önce bir bilet almam gerek... Tren bileti... Bilet param yok. Ne kadar özgürüm?

Bazen özgürce konuşmak istiyorum. Kavramların bendeki farklı anlamları canlanıyor beynimde ve savaş ediyorlar. O savaşlara katılıyorum. Yaralanıyorum. Savaşlar, konuşmanın yasak olmasından değil, söylemenin mecburiyet olmasından kaynaklanıyor, biliyorum. Birisi faşizmi böyle tanımlamıştı sanırım... Yoksa faşist mi olsam.

Özgür değil miyim?

Koşmak istiyorum. Çok koştum da... Çok yüksek dağlara ve çok uzak yerlere gittim ama hepsinde geri geldim. Everest popüler kültür sahiplerinin olsun, bana Kaf dağının ardındaki Albruz Dağını versinler... O zirveyi görmek istiyorum... Orası çok mu yüksek? Doğru ya, Avrupa'nın en yüksek dağı ama kimse bilmez. Çünkü turizm için Alplerde bir yer gösterilir en yüksek diye... Birisi bilgi edinme özgürlüğümüzle mi alay ediyor. Vaz geçtim... Ben Cudi dağında, Nuh Mescidi yanında bir yazlık ev yapmak istiyorum. Bu kadar da özgürlüğüm olmasın mı?

Defalarca Arakan'a gönüllü yardım için gitmek istedim. Pasaport, vize bürokratik işlemler tamam... Gönüllü... Yol parası gerekiyor. Geride çocuk var. Okulu var. Evin kirası var. Alacaklarımı alamıyorum, boğazlarına sarılarak almak da istemiyorum. Birilerine iyilik yapmak için birilerine kötülük yapma ikilemi... Özgür düşünemiyorum.

Sahi neden “ben” olarak özgür olmak zorundayım ki sanki? Ülkenin özgür olması neyime yetmiyor. Özgür ülke, bana her şeyi söyleme özgürlüğü verebilir mi acaba?

Ya da özgür olmak, materyalist anlamda özgür olmak için en az iki kişi daha mı gerekiyor? Faşizan baskılar uygulanabilecek, güç uygulanabilecek bir kişi... Ya da o diğer kişinin davranışları bizim esaretimiz mi?

Nefsine kul olmak, istediğin kişiye nefsin için rahatça istediğin asıllı veya asılsız sözü söylemek... Ne büyük özgürlük gibi görünüyor değil mi? Hepsi nefsine kul olmakla başlayan bir dizi hareket halbuki...

Bazen de ölmek istiyorum. Yarım asır olmuş ve bu dünyada kendimi bir işe yaramamış hissediyorsam, yaşamaya niye devam etmek mecburiyetinde olayım ki? Hesap gününü neredeyse hiç düşünmüyorum. O kadar dolandırıldım, o kadar hakkım yendi ve o kadar Allah'a havale ettim ki, muhtemelen benim gibi bir salağı cehennem bile kabul etmez, diyorum... Kimbilir belki de bilinç altımda, dünyadaki alacaklarıma bir an önce kavuşmak istiyorum. Bu durum özgür düşünmeye aykırı mı yoksa?

En özgür olduğum anı hayal ediyorum. Muhtemelen hiç bir şey düşünmediğim bir an olmalı... Acaba oldu mu ki öyle bir an... Düşünüyorum. Galiba en iyisi delilik.

Neyse... Ramazan ve Cuma mübarekliğinde dualarınız, dualarımız makbul dualardan olsun.

Selam ve dua ile...