"Güvendiğim dağlara karlar yağdı" demişti Napolyon. (1813)

Aradan tam 130 yıl geçtikten sonra Hitler de, aynı sözü aynı yerde söyledi. (1843)

Rusya'da devletin biri yıkılırken de, diğer kurulurken de aynı yerde bozguna uğrayan iki büyük ordu söz konusu... Şimdi kara operasyonu yapılması en zor ülkelerden bu ülke ile müttefikiz.

ABD açısından ise aslında güvenilip te kar yağmayan yer yok gibi...

Sebep: Dış ticaret açığı 600 milyar dolara dayandı. Bu rakam ABD için belki tölare edilebilir ama büyük kısmını, hatta 3 mislini Arap Ülkelerinden haraç ile kapatığını düşünürsek durum çok vahim.(?!)

Bu açığın büyük kısmı her zaman olduğu gibi enerji... Ama diğer devam eden kalemler çok ilgi çekici. Otomotiv ile teknoloji ve telekomünikasyon... Sanayinin gelişen kolları ülke dışından ithal ediliyor.

Dış açığın bir başka ilginç yönü de, üçte biri Çin ile olan ilişkiler... Finans ve teknolojinin bağımlılık merkezi değişiyor.

Bu nedenle ki, çelik ve alüminyuma yüzde 20'ye yakın vergi geldi.

Ekonomide kuraldır: Güven yoksa vergi vardır.

Yedi başlı ejderhanın iç dünyası böyle iken, 22 bin personelli 40 gemili ve 150 uçaklı Altıncı Filo Cebelitarık Boğazından geçti. Bunun bir tek açıklaması olabilir.

Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'e takviye geliyor.

Yaz ortalarında tam kadro, İsrail ve Mısır açıklarında olurlar. O zamana kadar biz de Türkiye olarak, Fırat'ın doğusunda olmalıyız.

İşte tam da bu nedenle, bizim seçimler o zamandan önce yapılmış ve bitmiş olmalı. Tam da bu günlerde, büyük bir derbide olaylar oluyor... Ak Parti Genel Başkan Yardımcısının babasını, empati ve ironi içeren bir yazısından dolayı içerik saptırarak, şer okları olarak tabir edeceğimiz bütün medya hedef gösteriyor. Linç kampanyasına sosyal medyadaki Ak Partililer de katılıyor.

İlginç olaylar daha da olacağa benziyor.

ABD ile ittifak uzatmaları oynuyor. Şartlarımız var:

PKK desteğini bitirecek.

Okulları ile beraber tam teşkilatlı vaziyette teröristbaşı F.G. teslim edilecek.

Son aldığım haberlere göre, bu iki talep de gerçekleşecek gibi ama ABD ile müttefik olmak yine uzun soluklu olmayabilir.

Rus Haber kanalı Sputnik yazmıştı. Kuzey Irak ve Suriye'de 22 civarında ABD üssü varmış... Aslında daha fazla. Hatta "Sezar'dan daha Sezarcı" uşak kantonların tamamı bu üslere ilave kabul edilmelidir.

Doğu Akdeniz'de onuncu parselde petrol arayan Rumlar ve Exxon Mobil... Altıncı Filo burada da taraf olacaktır. Belki hiç bir yerde taraf olmasa da burada mutlaka olacaktır.

Sırf bu nedenle bu yaz çok sıcak geçecek.

Büyük devlerin en büyük düşmanları kendileridir. Onlar da insanlar gibi doğar, büyür ve ölürler...

Batmayan Güneş İmparatorluğu, Batı Hind Şirketi ve Amerika hepsi birbirinden ayrıldı. Birbirlerini yediler.

Roma önce ikiye ayrıldı. Sonra enrikalarla bölündükçe bölündü.

Ya da koca Bolşevik Rusya, dışarıdan mı dağıldı?

Bazen sistemi taşıyan omurgalar çöker ve sistem ağırşığı taşıyamaz.

Para ve ekonomi burada baş rolü oynamaktadır.

Para demişken, Tevrat'tan bir kaç söz geldi aklıma...

Para, kolay olan şeyi talep etmeye yarar.

Para, insanın sabırsızlığını giderir.

Para, sevilme arzusunu tatmin eder.

Para, çekilen acıyı dindirir.

Para, hırsızlık dışında her şeye hazır olunulan şeyi elde etmeye yarar...

Yahudilik bu esaslar üzerine kuruludur. Küresel emperyalist sistemin dinamikleri de bunlardır.

Ve ABD parası suyunu çekiyor.

Askeri yatırım bütçesi hala onaylanmadı... Maaşını alamayan altıncı filo askeri uçak bile satar... Azeriler, Ermenilerle savaşırken tank satmadı mı?

Ruslar, nükleer silah satmadı mı?

Peki şimdi satarlar mı?

Türkiye ise moral olarak iyi bir noktada. Borcumuz yok. (Var, diyenle uğraşamam şimdi de... Dünya ortalaması gelirin yüzde 92'si borca gitmektedir. Türkiye'de gelirin yüzde 38'i borca gitmektedir.)

Yine Tevrat'ta der ki...

"Parayı seven, paraya doymaz." (Bu söz sanırım gerçek Tevrat'tan kalmış olmalı...)

Ben de ilave ediyorum...

Canını seven, dünyaya doymaz.

Küresel sermaye ne derse desin ve ne plan kurarsa kursun...

Türkiye, artık doğru bildiği yolda tek başına yürüyecek güçtedir.


Selam ve dua ile kalın.