Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Albayrak ne yazık ki çok yanlış konuşarak: "İnsanlar enerji sektöründe özellikle sahada kadın çalışan gördüklerinde cok ciddi bir sürpriz yaşıyorlar. İş hayatında kadının daha akftif katılımını engelleyen şeyleri kaldırmamız lazım.... Enerjide genel kabulü klişeleri yıkan kadınlar, başkaları ne der diyen kadınlar değil, önü açıldıkça neler yapabileceğini belirten kadınlar. Enerji sektöründeki cinsiyetçi kalıpları yıkan kadınlardan bahsediyoruz" şeklinde devam etti.

Sanırım azılı feministler, Bakan Albayrak'ın toyluğundan fazlasıyla istifade etmişler.

Zira enerji sektörü: saha yönü fazla olan, tehlikeli sınıfta yer alan ve mesai kavramı esnek olan bir sektördür. Haliyle Enerji sektöründe çalışan kadın oranı %5 bile değildir.

Bu sektöre ömrünü veren insanlar, bu zor sektörde kadın çalışandan verim alamadıkları için kadın personeli genelde büro ağırlıklı işler için istihdam ediyorlar. Yani olması gerektiği gibi, kadını fıtratına daha uygun işlerde çalıştırmayı tercih ediyorlar.

Bakan, Enerji sektöründe cinsiyetçi kalıpların yıkılması gerektiğine vurgu yapıyor. Biraz aklını kullanan bir insan, kadın fıtratı ile erkek fıtratı arasındaki ciddi farkı rahatlıkla görür. Bu farkları yok sayarak ikisine de her alanda aynı vazifeyi yüklemeye çalışmak ise, en ufak tabirle ahmaklıktır.

Ayrıca böyle bir zorlama kadının fıtratını bozmaya yönelik, yıkıcı bir davranıştan başka da bir şey değildir. Mesela Avrupa bu zorbalığın bedelini çok ağır ödüyor. Zira Avrupa'da kadın, kadın olmaktan çıkmış, erkek gibi yaşar oluş ve nihayet aile kavramı bitmiş. Yani Avrupa'da kadına, iş hayatında cinsiyet ayrımı gözetmeyerek, aynen Bakan Albayrak'ın bozuk nazarıyla bakıyorlar.

Toy Bakan, anneliğin ne demek olduğunuda bilmiyor olsa gerek ki, çok daha makül sektörler dururken, kadını fıtratına düşmeyen enerji sektörünün içine atmaya çalışıyor.

Artık milletçe şunu anlamamız lazım. 3-4 çocuklu bir anne, en az bir öğretmen kadar yorucu bir mesai zaten yapıyor ve memleketimizin selameti için yapması da elzemdir.

Biz kadına anneliğin haricinde birde, tam zamanlı basit bir büro işini dahi versek, elbette annelik vazifesini hakkıyla yapamayacaktır.

Yani demem o ki, uygun sektörlerde kadınlara mahsus, en fazla yarım gün çalışma ortamı hazırlamak gerekirken, Kadınlara; "Annelik bir şekilde olur. İş hayatında cinsiyet farkının önemi yoktur. Siz her işi yaparsınız. Direğe çıkıp hatta çekersiniz, çukura girip kanalda kazarsınız" demek elbette ahmaklığın daniskasıdır!

Ayrıca, ülkemizde çalışan açığı yoktur. İşsizlik vardır. Hem herkes bilir ki, erkek ne olursa olsun çalışmak zorundadır. Ama kadına babası, eşi veya en azından devlet sahip çıktığı için, kadının çalışma zorunluluğu yoktur.

Yani iş bulamayan kadın fıtratı ve imkanları gereğince psikolojikmen çökmez ama erkek ciddi anlamda çöker. Bu durum ise, çözümü çok aciliyet arz eden, sosyal bir tramva vakıası demektir. Bu nedenle iş hayatında kadına değil, mümkün oldukça erkeğe öncelik vermek, vicdanen ve hatta ahlaken elzemdir.

Velhasıl Devletimizin bekası, milletimizin huzuru ve dahi bereketi için, iş hayatında erkeğe öncelik tanınmalı, kadına gerçekten ihtiyaç olan sektörlerde ise, münkünse yarım günlük mesai olmak şartıyla, anneliğin önemine ve onuruna uygun iş ortamları oluşturulmalıdır.

***

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı #Albayrak, Enerji sektöründeki kadın çalışanların daha verimli olduğunu iddia ediyor. Bu feministce iddia ile de kalmayıp, Enerji sektöründeki kadın sayısını arttırarak, güya verimi arttırmayı hedefliyor.

Lakin asıl sorun erkeklerde değil. Eğer böyle bir endişesi varsa, erkek çalışanları hor görmek yerine, ilk olarak kendisi istifa etsin. Yerinede bir kadın bakan gelsin.

Oysa ki, asıl sorun; Memleket meselesi olan Meslek liselerine, başarısı düşük olan öğrencilerin geliyor olmasıdır.

Eğer enerji sektöründe verim arttırılmak isteniyorsa, ilk olarak burdan başlanmalıdır. Mesela meslek lisesinde okuyan öğrencilerin sigortası erken başlatılmalı ve onlara makül bir şekilde burs bağlanmalıdır.

Ayrıca bölümün türüne göre, cinsiyet kotası konulmalıdır ki, kız öğrenciler fıtratına uygun olmayan mesleklere yanlışlıkla girip heder olmasınlar. Yani kız çocukların fıtratları bozulmasın.