Bir takım Türkçü-Atatürkçü kitlelerin Muharrem İnce'nin HDP/Demirtaş tutumunu hızlıca sindirdiği ve 'bir Cumhurbaşkanı adayı hapiste olmamalı' propagandasına fazlasıyla 'destek' verdiği görülüyor. Bu olağanüstü evrilme de ki en 'kutsal' dayanakları ise hemen her yerde duyabileceğiniz,
'Megri megri derken iyiydi de, şimdi İnce'nin HDP'ye yeşil ışık yakması mı suç oluyor? Hem onları meclise sokanda Erdoğan değil mi zaten?' mantalitesidir.
Şimdi;
İmparatorluk varisi devletlerin, beraber yaşadıkları bazı 'ayrılıkçı' yapılara yönelik 'dene, risk görünce bitir' politikasını bilmiyor/görmüyor olmalarını bir yana bırakıp şu suali soralım;
Velev ki Erdoğan çözüm süreci kararında hata yaptı, tamam. Peki o süreçten bu güne kadar PKK'ya hem yurt içi, hem yurt dışında tarihinin en büyük kayıplarını verdiren ve meclise soktuğu iddia edilen HDP'lilerin %50'sinden fazlasını tasfiye eden yine Erdoğan olmuşken,
Bugün HDP'ye başkan yardımcılığı vaad eden, ve hatta özerklik meselesine 'konuşulabilir' gözüyle bakan bir iradeye; 'Atatürkçülük, Türkçülük' adı altında nasıl destek verilebiliyor?
Biz söyleyelim;
Bu evrilmenin cevabı, tıpkı Abdulhamid Han döneminde görüldüğü üzere 'Tüm uyuşmazlıkları bir yana bırakın ve birleşin. Yeter ki 'O' gitsin!' basiretsizliğinde saklıdır -ki- bu basiretsizlik, koca İmparatorluğa mal olan hastalıklı 'kindaşlık' halinin en net yansımasıdır.
***
Türkiye coğrafyasında sık görülen 'Erdoğan nefreti' sendromunun;
- Yıllardır kendisine beddua ritüelleri düzenleyen Alevileri, Karamollaoğlu sempatizanlığına...
'Megri megri derken iyiydi de, şimdi İnce'nin HDP'ye yeşil ışık yakması mı suç oluyor? Hem onları meclise sokanda Erdoğan değil mi zaten?' mantalitesidir.
Şimdi;
İmparatorluk varisi devletlerin, beraber yaşadıkları bazı 'ayrılıkçı' yapılara yönelik 'dene, risk görünce bitir' politikasını bilmiyor/görmüyor olmalarını bir yana bırakıp şu suali soralım;
Velev ki Erdoğan çözüm süreci kararında hata yaptı, tamam. Peki o süreçten bu güne kadar PKK'ya hem yurt içi, hem yurt dışında tarihinin en büyük kayıplarını verdiren ve meclise soktuğu iddia edilen HDP'lilerin %50'sinden fazlasını tasfiye eden yine Erdoğan olmuşken,
Bugün HDP'ye başkan yardımcılığı vaad eden, ve hatta özerklik meselesine 'konuşulabilir' gözüyle bakan bir iradeye; 'Atatürkçülük, Türkçülük' adı altında nasıl destek verilebiliyor?
Biz söyleyelim;
Bu evrilmenin cevabı, tıpkı Abdulhamid Han döneminde görüldüğü üzere 'Tüm uyuşmazlıkları bir yana bırakın ve birleşin. Yeter ki 'O' gitsin!' basiretsizliğinde saklıdır -ki- bu basiretsizlik, koca İmparatorluğa mal olan hastalıklı 'kindaşlık' halinin en net yansımasıdır.
***
Türkiye coğrafyasında sık görülen 'Erdoğan nefreti' sendromunun;
- Yıllardır kendisine beddua ritüelleri düzenleyen Alevileri, Karamollaoğlu sempatizanlığına...
- Daha dün kendisini diri diri mezara sokmayı dillendiren Atatürkçüleri ise 'Demirtaş'a özgürlük' taraftarlığına getirmiş olması..
Hastalığın (kişinin tercihi sebebiyle) tedavi edilemediği taktirde, idrak yollarında enfeksiyon oluşturduğunu göstermektedir.
***
M. İnce'nin CHP Genel Başkanlığı seçimleri için yarışırken; Kurân okuduğundan, namaz kıldığından, hacı falan olduğundan bahsettiğini duydunuz mu hiç? Hayır.
O halde kendisinin '81 milyonun Cumhurbaşkanı olma' yolunda, hızlıca dindarlaştığını söyleyebilir miyiz? Zira öteki türlü, hızlıca yalabıklaştığı manası çıkıyor zinhar(!)
Hastalığın (kişinin tercihi sebebiyle) tedavi edilemediği taktirde, idrak yollarında enfeksiyon oluşturduğunu göstermektedir.
***
M. İnce'nin CHP Genel Başkanlığı seçimleri için yarışırken; Kurân okuduğundan, namaz kıldığından, hacı falan olduğundan bahsettiğini duydunuz mu hiç? Hayır.
O halde kendisinin '81 milyonun Cumhurbaşkanı olma' yolunda, hızlıca dindarlaştığını söyleyebilir miyiz? Zira öteki türlü, hızlıca yalabıklaştığı manası çıkıyor zinhar(!)
