Brüksel'de temaslarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AP Sosyalist Grubu'nda bir sunum gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu, AP milletvekillerine Türkiye’deki demokratikleşme sürecinden, Kürt ve Kıbrıs sorunlarına, yeni anayasa yapımından kadın erkek eşitliğine kadar bir dizi konuda CHP’nin görüşünü aktardı.

Sabah saatlerinde Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu (S&D) Başkan Yardımcısı Libor Roucek tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, grup toplantısının yapıldığı salona geçti. Basına sonradan kapatılan grup toplantısı çıkışında CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve S&D Grup Başkanı Hannes Swoboda birlikte kameraların karşısında geçti.

Çok verimli ve olumlu bir toplantı yaptıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz Türkiye’de demokrasinin gelişmesini, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasını, özgürlükçü bir anayasanın olmasını, Kıbrıs sorununun barışçıl yollarla çözülmesini arzu ettiğimizi ifade ettik." şeklinde konuştu. Çözüm sürecine yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu "Bugün yapılan görüşmelerin nasıl yürütüldüğünü, yapılan pazarlıkların ne olduğunu bilmediğimizi, sadece CHP’nin değil Türkiye kamuoyunun da bilmediğini, sürecin başarısızlıkla sonuçlanması halinde bunun maliyetinin çok ağır olacağını ve Türkiye’de daha farklı bir sürecin yaşanabileceğini ifade ettim. Her şeye karşın sürecin başarı ile sonuçlanmasını Türkiye’nin lehine olabileceğini ifade ettim." sözlerine yer verdi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de demokrasi konusunda ciddi bir zemin kaybının yaşandığını da öne sürdü.

"SURİYE KRİZİNDE TÜRK HALKININ HİSLERİNİ PAYLAŞIYORUZ"

"CHP'nin Kürt sorunuyla ilgili açık taahhüdünü görmekten memnun olduk. Yöntem konusunda hükümetle görüşleri farklı. Bu Türkiye içinde tartışılmalı fakat bir çözüm olması çıkarımıza." diyen Hannes Swoboda ise Suriye krizi konusunda şu ifadeleri kullandı: "Suriye krizi nedeniyle Türk halkının hislerini paylaşıyoruz. Umarım çözüm bulunur. CHP'nin uluslararası bir konferans önerisini çok takdir ettik. Suriye konusu bir siyah beyaz konu değil. Grubumuz her zaman çok temkinli oldu; 'biri iyi, öbürü kötü' şeklinde yaklaşımlardan kaçınma konusunda. O nedenle uluslararası bir konferans çok önemli. Tüm taraflar Suriye sorununa ulaşılabilir bir çözümde rol almalıdır."

Swoboda ayrıca, "Günün sonunda Esed şahsen gitmek zorunda. Günün sonunda bazı radikal İslamcı güçlerin ülkeyi yönetmemesini sağlamalıyız. Fakat Esed'e yakın insanlar, oradaki hükümet çözüm bulunmasına dahil olmalıdır. Mesele bir kişinin olup olmaması değil akan kanın durdurulmasıdır. En önemli konu bu ve bu nedenle her zaman askeri bir müdahaleye çekinceyle yaklaştık." şeklinde konuştu.

"HÜKÜMET GERÇEKTEN ÇÖZÜM İSTİYORSA NET TUTUM ALMALI"


Kürt meselesinin çözülmesi gereken hayati bir konu olduğu konusunda herkesin mutabık olduğunun altını çizen Swoboda, ‘‘Hükümet nasıl yaparsa yapsın kabul etmek zorundayız ama daha fazla şeffaflığı tercih ederiz. Hapiste daha az insan olsun ve krizin aşılmasına yardımcı olmak isteyenler hapse atılmakla tehdit edilmesin. Eğer Kürt sorununa çözüm istiyorsak neden gazeteciler dahil bu kadar insan hapiste? Neden hükümetin PKK'yla ve Öcalan'la konuştuğu bir zamanda, yıllar önce Türkiye'den gelip Avusturya vatandaşı olmuş biri tekrar Türkiye'yi ziyaret ederken belki PKK mensubu olmak suçlamasıyla içeri atılıyor? Bence hükümet gerçekten çözüm istiyorsa net bir tutum almalı. Biz içeriğine katılıp katılmamaktan bağımsız olarak destek vereceğiz." sözlerine yer verdi.