Bu akran zorbalığı konusunda geçen başıma çok ilginç bir durum geldi.
Önümde üç çocuk bisikletleri ile yokuş çıkmaya çalışıyorlar, ben de arkalarından dilim dışarı çıkmış maskeye ve mesafeye falan saydırıp ilerliyorum.

Hava nasıl sıcak…

Konu oraya nasıl geldi o kısmı duymadım, ama bisikleti iyi olan bisikleti kötü olana dedi ki:

– Şu siyah balkonlu evleri görüyor musun ben orada oturuyorum. Sen orada oturmayı hayal bile edemezsin.

Kaldım öylece…

Gerçekten de öylece kaldım, adım atamadım bi an.

O kadar üzüldüm ki o çocuk için.

Bu cümleyi kurabilen bir çocuğun evini, annesini, o evde konuşulanları, evin gündemlerini direkt bilmeye gerek bile yoktu çünkü.

Sadece şu cümle üzerinden değil sadece annesinin, sülalesinin çocukluğuna bile inmek mümkündü.

Sadece şu cümle üzerinden çocuğun yaşadığı psikolojik şiddetin otopsisi yapılabilirdi.

Sadece şu cümle ile annenin hırsları, babanın zaafları, akrabalarının gündemleri, kavgaları, hayata bakışları, kırıldıkları yerler, olmak istedikleri ya da olamadıkları hepsi masamdaydı artık.

Küçük bir çocuk bütün hayatının nasıl berbat bir yerde geçtiğinin yükünü omuzlarıma bırakıp uzaklaştı yanımdam.

Çok kızdım düşündükçe, bir de çaresiz hissettim sanırım kendimi.

Çaresiz hissettiğim anları sevmiyorum, beni ayrı sıkıntıya sokuyor.

Sinirlendim.

İki dedikodu fazla yapabilsin diye eline telefon tutuşturulan, hayatı hep başkaları desin diye yaşayan, mutluluğu sebeplere bağlayan o sebepler olmayınca hayatı kendine zindan eden çocukların annelerine sinirlendim.

Sonra hızımı alamadım “hava atmak için her sene araba değiştiren, kafasını telefondan kaldırmayan, dışarı çok ilgili ama evine kör evdekileri görmeyen onlar yokmuş gibi davranan, kendini değiştirmek aklına gelmeyen adamların çocukları bu çocuklar” diye düşündüm ona da sinirlendim.

Sonra döndüm iki yüzlü toplumun bir parçası olduğum için kendime sinirlendim.

Sanki ben çok şeyim falan işte…

Ne olduğumu bilmiyorum ama, bir şeyden çok eminim.

Bu çocukları israf ediyoruz.

Elimizde oyuncak, dilimizde marş olmaktan başka bir şey yapamıyoruz onlar için.

İçi boş sloganlardan öteye gitmiyor eylemlerimiz.

Akran Zorbalığı ve Ailenin Rolü yazısının daha iyi anlaşılması için Çocuklarda Doğru İletişim ve Önemi yazısını da okuyabilirsiniz.
Ve yine Akran Zorbalığı konusunda Çocuklara Telefon Almak Doğru Mu? yazısına da bakabilirsiniz.
Akran zorbalığı konusunda olmasa da Evlilik Sorunları ve Çocuklar Mevzusu yazısını da okumanızı tavsiye ederim.