Yine Yeniden Yeni Baştan
Güncel bir cevap
...


Dünyanın en zor işlerinden biridir; bir şeyin aslında ne olduğunu bilip de, bir başkasının o şeyi bambaşka bir şeymiş gibi yanlış anlatmasını izlemek...

1998 yılından, yani benim borsacılık günlerimden beri İş Bankası genel müdürü ve sonra da yönetim kurulu başkanı olan Ersin Özince diyor ki: “Bana göre esas haram olması gereken enflasyon olmalıdır.”

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Ersin Beyin kim olduğunu iyi bilirim. 28 Şubat döneminin parlayanlarından ve sağlam bir CHP'li...

Şimdi gel de işin yoksa yeni baştan, bütün bilinen terimleri sıfırlayarak, konuyu yeniden anlat... Bazı kanunlar aynen salam ve sosis gibidir ve nasıl yapıldığını bilmemek daha iyidir. Yoksa elimizden gelen bir şey de olamayacağı için kendi kendimizi yer bitiririz.

Kanunların hazırlanışında gizli bir usul kuralı vardır. Karmaşık tanımlarla ve içiçe girmiş bir sistematikle hazırlanır ki, onu anlayamayanlar kolayca yönetilebilsinler... Bu durum en fazla da iktisadi kanunlar için geçerlidir. Borçlar hukuku, ticaret hukuku, bankalar kanunu, sermaye piyasası kanunları ve vergi kanunları hepsi birbirinin içine girmiştir...

Ersin Bey işte böyle bir kavram kaosundan faydalanarak, fetva vermiş... “Bence enflasyon haram olmalı...” Tabii kimse beyefendiye enflasyon nedir?” diye sormayacağı için, biraz da yıllardır elinde bulundurduğu güç ve otoritenin kasıntı havası ile meydanı boş bulmuş sallamış...

Enflasyon mu faizi doğurur, faiz mi enflasyonu doğurur?

Önemli soru ve bu polemik, başka soruları da doğurur... İşin en kısa cevabı şudur: Hangisi daha güçlü ise diğerini peşinden sürükler. Ya da bir başka tanımlama, biri diğerinin gücünü artıran fonksiyonlardır. Enflasyon faizin kaymağı, faiz de enflasyonun yağıdır.

Halk arasında yaşam pahalılığı olarak bilinen enflasyon, kitabi olarak şöyle tanımlanabilir: Tedavüldeki para ile satın alınabilecek mal ve hizmetlerin arasındaki açıktır.

Yani faiz lobisi der ki; piyasada az para olursa, fiyatlar daha az yükselir... Bu nedenle faizlerin enflasyonu etkilemediğini savunurlar. Faizin yükselmesini savunurlar. Ya stokçular devreye girerse? Para olmasa da yükseliyor... Tabii bu soruya cevap vermezler... Normal piyasa şartlarından bahsettiklerini söylerler.

Halbuki faiz, yoktan var etme teşebbüsüdür. Piyasada olmayan bir değer yaratılmak istenir. Faiz 10 puan artırılırsa,bu 10 puan artı kar fiyata yansıyacaktır. Ve çok nadiren, yok denecek kadar az bir örnekle faiz enflasyonun altında olmuştur. Türkiye ekonomi tarihinde bunun tek örneği vardır.: Mayıs 2013... Gezi Olayları öncesi, enflasyon yüzde 6 iken faizler yüzde 5'lerin altına inmişti.

Önümüzdeki günlerde revize edilmiş yüksek enflasyon rakamları açıklanacak. Bunları bilmekte fayda var. popüler tabirle ekonomist, dün öngördüğünün, bugün niye gerçekleşmediğini, yarın açıklayan kimsedir. Bu yazdıklarım burada kalsın ve popülizmin esaretinden kurtulalım istiyorum.

Her ilmin esas derinliği kadar, o ilme girmeden önce bir de usulünün ilmi vardır. Usul bazen esas bilgileri geçersiz kılabilir.

İnsanlar enflasyondan nefret ederler ama ona neden olan şeyleri severler... Parası olan daha rahat para kazanmayı, stokçuluğu, rantiye yatırımları ve faizi tercih eder. Cahil cühela, hovarda ve geri zekalı insanlar da eline para geçince lüks ve pahalı tüketime yönelir. Ve bu ikisi de nefret ettiklerini hayatlarına sokar.

Ekonomistler tarafından yasalara uygun olarak kandırılmamak için, ekonomi bilmek gerekir.

J. M. Keynes'i sevmem ama şu tespitine sonuna kadar inanırım: “Girişimcilerin arttığı bir ekonomide, refah ve bolluk olur, ekonomi büyür; ama girişimci yoksa refah kaybolur ve ekonomi küçülür.”

Sınırlı imkanlarla sınırsız ihtiyaçları yönetmek kolay değildir; ilim ve irade gerektirir... Kendi ekonomilerini tam bağımsız olarak yönetemeyenler, ülkelerini de asla yönetemezler. İşte evet tam da bu nedenledir ki, evet Ersin Bey haklı olabilir; enflasyon haram olabilir; ama asıl haramlar, hem de cinayet boyutunda enflasyona giden yolda işlenmektedir.

İşte bu nedenledir ki; lütfen hiç kimse alemi kör, herkesi sersem sanıp; şeytanın avukatlığını yapmasın.

Duydunuz sanırım.